Yeter ama tradutor Inglês
1,393 parallel translation
- Yeter ama.
Stop your nonsense!
Yeter ama bak son kez deneyeceğim.
My ass! One last time!
- Beni tahrik etme. - Yeter ama!
That's it, I am leaving.
Yeter ama artık.
Give me a break.
- Yeter ama artık çocuklar.
- Enough, enough. Guys, come on.
Yeter ama Catherine.
Oh, stop that, Catherine.
Yeter ama artık... Kaybettin!
Stop it!
- Yeter ama, kapa çeneni!
- Would you shut up?
Yeter ama.
Enough of this.
Yeter ama artık.
Give us a break.
Yeter ama!
That's enough.
Gücü kafatasına girmeye yeter ama çıkamaz.
They have the energy to enter into the cranial vault, but not enough to exit,
Ama bu kadar yeter, Steve.
But it's not enough, Steve.
Bir şekilde kirayı çıkarırdı ama çocuk yardımına yeter miydi bilmiyordum.
No such luck LINDA LEE BUKOWSKI :
- Yeter ama. - Tschüss.
Rohit, I'm confused...
Evde sorumlulukların olduğunu biliyorum, Bake, ama bu kadar yeter.
I know you have responsibilities at home, Bake, but this is it.
Sana defalarca kez söyledim,... ama artık yeter.
I've told you again and again, but this is the last straw.
72 bin diyelim, gelecek ayın kirasını vermedim, ama bu işi başlatmaya yeter.
Make that $ 72,000... I haven't paid next month's rent... but that's enough to get the train rolling.
Ama umarım bu, Logan'ın katil olduğunu kanıtlamamıza yeter.
But, hopefully, this will give us enough to prove Logan's a murderer.
Tebrik ederim ama bu riski göze almaya yeter mi?
Congratulations. Is that enough reason to take that chance?
Güldük, eğlendik ama bu kadar yeter.
We've had our fun, but I'm stopping it now.
"Yeter artık" dedim. Ama dinlemedi.
So I say to him, "no more."
Doktor Drew, her şey için sağ olun ama bence bu kadar yeter. Koltuğuma döneceğim.
You know what, Dr. Drew, I thank you for everything but I think I've had enough and I'm gonna head back to my seat now.
Ama biz 6 kişiyiz, adam başı 7 kere çarpılsak yeter.
But there's six of us, so we'd only have to get struck 7 times.
- Yeter ama!
- That's it.
Yeter ama.
That's it.
10'la 12 arası iyidir ama şansımız varsa altı da yeter.
- I like ten to twelve, but six is enough if you get lucky.
Ama sakın komple hayat operasyonu için... yeter vaktin ve sabrın olduğunu sanma.
But don't think that you have the time or the patience... for an entire life lift.
Bull, aileye bütün tazminatı ödemeyi kabul etmiş ama ordu yeter demiş ve onu görevden almışlar.
Bull agreed to pay full restitution to the family... but the Army had had enough and they forced him out.
Ama çok önemli bir nedenim olduğunu bilin yeter.
Just please believe me that it was a very good reason.
Ama bilirsiniz ki, mutluluk her an vardır en karanlık anlarınızda bile yeter ki ışığı açmayı unutmayın.
But you know, happiness can be found even in the darkest of times if one only remembers to turn on the light.
Bir servet, James, ama ben şanslıyım çünkü bir servet kaybetmeye gücüm yeter.
A fortune, James, but I am fortunate because I can afford to lose a fortune.
Eşyalar satın aldık belki çok değil ama yine de bize yeter.
Bought things, not so many, but some.
- Ne zaman bir sorun olsa, kaybolursunuz. - Yeter artık ama!
- When there's a problem you only know how to disappear.
Pedro, ben işe yaramazın ve amaçsızın biriyim bunu biliyorsun, ama eğer senin için yapabileceğim birşey varsa inan, bir sözün yeter.
Pedro, you know that I'm useless and I lack ambition, but... if there's anything I can do for you, well... just say the word.
Ama bana altı şişe bira yeter.
But just bring me back a six-pack of beer.
Beni anladın. Yeter ama artık!
God dammit!
O yeter dedi ama sen benim oğlum olduğunu kanıtladın.
She'd say no more but I realized you've proven that you're my son
Elimizden geleni yapar, ovar, ovarız, ama ağızdan dışarı uçarlar... başlayınca hapşırık, konarlar taşıyarak hastalık. Bir nefes alsak yeter. Hop içimize girip ölümüne mücadele ederler.
Well, we do what we can, we scrub and scrub but they fly when we sneeze on drops of moisture packed out with disease then all we have to do is take a breath and they're inside us fighting to the death
Hayır, hayır. Haklısın. Ama yeter.
No, well... true, but that's it.
Hadi ama. Yeter artık.
Come on, stop it
- Hayır bu kadar yeter... - Ama anne... - Hayır, yeter, yeterli!
Enough is enough!
Ama artık yeter.
Not anymore
Ama yeter artık!
But enough already!
Yeter artık ama ya, hiç kulağın duyuyor mu dediklerini ya?
That's enough Ridvan. Just listen to yourself!
Ama kendime bu kadar yeter dedim.
But I told myself... That this was enough.
Bu göreve atandığımdan beri korkudan ödüm patlıyor. Ama bununla başa çıkabilirim, hatta ölümle bile yeter ki önemli bir amaç uğruna savaştığımı bileyim.
I've been scared out of my mind since I signed on for this but I can keep it together, even handle dying if I know it's for a greater purpose.
Ama Sookie, burada yedi çalışan var. Bizim bütçemiz beş tanesine yeter.
But, Sookie, so there are seven workers in here,
Ama turnede falan olabilir. - Gel yeter.
I tried to track to him down, Mom, but he might be on tour.
O kadar fazla değil ama, Başlangıç için yeter umarım.
It's not that much, but, hopefully, it's enough to get you started.
Ama muhtemelen ona daha büyük... - Yeter!
But I'd probably give her biger...
amazon 38
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
aman aman 28
ama benim 40
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman be 76
amato 35
amanın 172
amaç 42
aman aman 28
ama benim 40
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman be 76
aman anne 20
ama biliyorum 27
ama orada 22
aman allahım 373
aman ya 22
ama neden ben 22
ama olsun 39
ama o 292
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32
ama biliyorum 27
ama orada 22
aman allahım 373
aman ya 22
ama neden ben 22
ama olsun 39
ama o 292
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32