Yosh tradutor Inglês
96 parallel translation
Bu Bay Yosh.
This is Mr. Yosh.
- Yosh, sen bizimlesin.
- You're with us.
- Chay- yosh - nay.
- Chay - yosh - nay.
Sana Yosh Takata'yı veriyorum. - Kim?
I'll give you Yosh Takata.
Ben Jeanie. - Yosh Takata.
I'm Jeanie.
Yeni asistan hemşire.
- Yosh Takata. New R.N.
Yosh Takata ayrılan iki hemşirenin yerine geldi.
Yosh Takata was hired to replace two nurses who've left.
Yosh'un doktora ihtiyacı olursa ister.
If Yosh needs a doctor, he can ask for one.
- Bir iş bitince diğer başlıyor. Yosh.
- Off with one hat, on with the other.
Yarın klinikte bana yardım eder misin?
Yosh. Can you cover me at the clinic tomorrow?
- Yosh Takata.
- Yosh Takata.
Yosh Takata. Bu Lucy Knight.
Yosh Takata, Lucy Knight.
Kartoit sinüs masajı deneyeyim. Yosh.
I'll try carotid sinus massage.
Yosh, yardım et!
Yosh, I need a hand!
- Doug'a yardım et.
- Yosh, help Doug.
Yosh, yarım cc albuterol nebulizer getir, ve iki birim salin.
Yosh, get me albuterol nebulizer, 0.5 cc's, and two of saline.
Yosh, onu buradan çıkar.
Yosh, move her out of here.
- Yosh'a top dedi.
- He called Yosh a fairy.
Yosh, o Lucy'nin bilgisayarı mı?
Hey, Yosh, is that Lucy's palmtop?
Yosh çok özür dilerim.
Yosh, I'm so sorry.
- Yosh bir vantilatör bulabilir misin?
- Yosh, can you find a fan?
Yosh şu ikisini ayrı odalara yerleştir.
Yosh, get these two in separate rooms.
Yosh, kompresyon yap.
Yosh, take over compressions.
Yosh, 1 80 ketamine, 1 80 sux.
Yosh, 180 of ketamine, 180 of sux.
Yosh, krikoid basınç ver.
Yosh, give me cricoid pressure.
- Yosh, krikoid basınç.
- Yosh, cricoid pressure.
Yosh klinik hastalarına bakmak için Bayan Reilly'yi başka yere almış.
- Yeah. Yosh told me he moved Mrs. Reilly so he could see clinic patients.
Yosh!
Yosh!
Yosh, siz acele edin ve buraya gelin!
you guys hurry and get over here!
Yosh, yarasını temizleyip babasını görmeye götürür müsün?
Yosh, why don't you get that cut cleaned up and let her see her dad?
- Pekala. Yosh, yerine bak.
Yosh, cover for her.
Yosh nöbette.
Yosh is on duty.
Yosh, fotoğraf makinesini getir.
Yosh, get the camera.
- Senden nefret ediyorum!
- I hate you! - Yosh?
Teşekkürler, Dr. Finch.
Thank you, Dr. Finch. And you too, Yosh.
Sağ ol, Yosh.
Thanks, Yosh.
- Bu beye yardım edebilir misin?
- Yosh, can you help this gentleman?
Solunum cihazı lazım.
More meds, Yosh!
Yosh Takata.
Yosh Takata.
- Yosh'a merhaba de.
- Wave hi to Yosh.
Çok ince düşüncelisin Yosh.
That's very thoughtful of Yosh.
- Ben Yosh Takata.
- I'm Yosh Takata.
Şunu Yosh'a ver.
Give that to Yosh.
- Böcek ilacı zehirlenmesi miymiş?
- Yosh mentioned lindane toxicity?
- Ne çıktı, Yosh?
- What do we got, Yosh?
Yosh, onları bir yere alabilir misin?
Yosh, can you put them somewhere?
Yosh, gözlerini serum fizyolojikle yıka.
- Flush his eyes with saline.
- Birinci muayene odasındaki safra kesesi taşı olan hastanın testleri geldi mi Yosh?
Yosh, labs back on the gallbladder on Exam 1?
Yosh, şu kıyafetleri torbaya koy ve dışarıya çıkar.
- Chemical spill.
Yavaş ve derin nefesler al.
Yosh, bag these clothes up and get them outside.
Tansiyonunu ölç.
Yosh.