Zaten biliyorsun tradutor Inglês
1,253 parallel translation
Hayır, çünkü anlaşılan bunu zaten biliyorsun.
No, because obviously you already know about that one.
- Bunları zaten biliyorsun. - Evet.
- You already know all that stuff.
herneyse, bence ne yapacağımızı konuşmamız gerekiyor ya da eminim beni ailenle tanıştırmak istersin ve ne kadar şanslısın ki takım elbise içinde iyi görünüyorum iyi bir şeye bakıyorsun, ama bunu zaten biliyorsun, yani aslında, bunun için endişelenme!
Anyway, I think we should talk about what we re gonna do or I m sure your gonna want me to meet your parents aaaand lucky for you I look good in a suit aaaand lucky for you I look good in a suit, But you already know that, so Actually, don t worry about it!
Sanırım bilinmesi gereken her şeyi zaten biliyorsun.
I think you know pretty much all there is to know.
- Zaten biliyorsun
- You already know
Ama sen bunu zaten biliyorsun.
But you know that already.
Bunu zaten biliyorsun.
You know that already.
Bu yüzden ailelerden onlarla, konuşmalarını söyleriz... Sen bunları zaten biliyorsun.
That's why we tell the families to touch them, talk to them.
Sana gelince Akira, annenin bazen geç kalacağını zaten biliyorsun. Bu yüzden komuta sende olacak.
And Akira, you already know all this, but Mom's sometimes late, so you'll be in charge.
Zaten biliyorsun.
You already know.
Benimkini zaten biliyorsun.
You already know mine.
Onun cehennemden geldiğini zaten biliyorsun. Etrafının vampirlerle çevrilmesini istiyor.
You already know she's pure hell spawn... and she tends to surround herself with vampires.
- Ama bunu zaten biliyorsun öyle değil mi?
- But you already know that, don't you?
Nasıl bittiğini zaten biliyorsun.
You already know how it ends.
Sonra neler olduğunu zaten biliyorsun.
- after Whatever happens, you know?
Buna rağmen zaten biliyorsun.
Although you already know that.
Bunun cevabını zaten biliyorsun.
You already know the answer to that.
- Hikayeyi zaten biliyorsun.
You already know the story.
Ama bunu zaten biliyorsun, değil mi?
But you know all that right?
- Bunun cevabını zaten biliyorsun.
- You already know the answer to that.
Haklıydın, zaten biliyorsun. Senin olduğun kadar haklı değildim.
And you were right, you know... and I was not as right as you were.
Sen zaten biliyorsun?
You already... You already know?
Zaten biliyorsun.
You know.
Sazları zaten biliyorsun.
You already know the saz players.
Adresi biliyorsun zaten. 6 ay önce kapattığın yer.
You know the address. You busted its doors down about six months ago.
Zaten şimdiden çok şey biliyorsun.
You know too much already.
Ama zaten bunu biliyorsun.
But you know that.
Bunların hepsini biliyorsun zaten.
But you know all that.
İyi de, Bea, biliyorsun ki, yılın büyük bölümü ben zaten yollarda olacağım.
Well, Bea, you know I'm gonna be on the road for most of the year.
Zaten hepsini çok iyi biliyorsun.
You've got those knocked already.
Biliyorsun, zaten bir uğraşım var.
You know, I think I already have.
Sen beni biliyorsun zaten.
How about you know what I got.
Biliyorsun o zaten ölü.
You know he's dead already.
Ama sen onu biliyorsun zaten.
And you know all about that.
Ne kadar iyi bir tahmin. Onun zaten film işi ile uğraştığını biliyorsun. Onun ekipmanları, onlar neredeydi?
It's pretty good guess, considering you already know she makes documentaries.
Kahrolası zaten ne söyleyeceğimi biliyorsun değil mi?
Heck he probably already knows what I'm saying, don't you?
Sen de biliyorsun. Zaten belli oluyor.
It's better than all right, you could see that much.
Bunu biliyorsun. - Tabii. - Yarın zaten görüşeceğiz.
I'm seeing him tomorrow, anyway.
Zaten ismimi biliyorsun.
You already know my name.
Tamam, zaten ismimi biliyorsun.
OK, well, you already have my name.
Ben olduğumu biliyorsun zaten.
You know it's me.
Biliyorsun Lucas gidince bu mektubun bir kıymeti olmadığını düşündüm çünkü eskiden o bizim aramıza girmişti zaten.
I figured Lucas is gone, so it didn't matter what was in the letter... because it was just gonna come between us.
Sen zaten nasıl bir duygu olduğunu biliyorsun.
What am I telling you for? You know.
Zaten bunu biliyorsun.
I mean, you already know it all.
Zaten bunu biliyorsun.
You do know that.
Zaten sen de çok iyi biliyorsun.
As you know only too well.
- Zaten öğretmenin öğrettiği her şeyi biliyorsun, okula gitmen gerekmiyor.
You already know everything. You don't even need to go to school.
Onunla seviştiğimi biliyorsun zaten.
You know I make love to her.
Ama sen zaten tüm bunları biliyorsun değil mi?
"I've never been in a casino in my fucking life".
Ben zaten lanet biriyim, biliyorsun değil mi?
I'm already a cool motherfucker, you know?
Biliyorsun zaten.
- You know them.
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
zaten 253
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
zaten 253