English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Â ] / Âmâ

Âmâ tradutor Inglês

52 parallel translation
Rahibe, genç adam âmâ.
Sister, the young man is blind.
Şu kadarını söyleyeyim Loretta Annie Sullivan karakteri beyazperdede daha âmâ görünüyor.
And do you know, Loretta, her Annie Sullivan seemed even more blind on-screen.
O bir âmâ.
He's blind.
- Kızınız âmâ mı? - Evet.
Is she blind?
Âmâ bu su bir kişilik.
This water is only for one.
Âmâ Zayıf Bir İhtimal.
Thin.
Olabilir, Âmâ Onlar Sears ve Roebuck Bölgelerini Sıkı Kontrol Ediyorlar.
You might say he's the Sears and Roebuck of controlled substances.
Sen Benim Vücudumu Ele Geçirebilirsin, Âmâ Ruhumu Asla!
You can lock up my body, but you can't lock up my soul! Go ahead!
Sen Bana Zarar Vermeye Kalkabilirsin Âmâ Ben Uçarım, Uçarım!
You can hurt me, but I can fly! I can fly!
Bir âmâ gibi kaybetmiştim yolumu
Just like a blind man I wandered astray
Gözleri sonradan açılan bir âmâ gibi
Then like the blind man that got back his sight
Theai'nin âmâ müneccimi Tiresias.
Tiresias, the blind seer of Thebes.
Ne var Tiresias, Thebei'nin âmâ müneccimi.
What more, Tiresias, blind seer of Thebes?
Âmâ Willy Witherspoon'dan öğrendim.
I learned at the feet of Blind Willy Witherspoon.
Âmâ adamın bahçesine gireceğim ve köpeği çalacağım.
I'm gonna break into the blind man's yard and swipe the dog.
Âmâ adamı korkutma yeter.
Just try not to freak out the blind man.
Yani sonuç olarak, âmâ bir adamın tek arkadaşından vazgeçmesini istiyorsun.
So, what this comes down to is you want a blind man to give up his only companion?
Uzun zamandır görmüyordum, âmâ...
I couldn't see her for very long, but...
Âmâ iş ilişkide gerçekten önemli olan şeye geldiğinde...
But when it comes to what's really important in a relationship...
Sialidosis'i olan çocuklar genelde geri zekâlı ve âmâ olurlar.
Children with sialidosis are mentally retarded, often blind.
Bizden hariç hareket eden her şeye âmâ kılarız onu.
Keep him blind to all else that moves.
Helena dayak yiyen kadın, Pedro ise âmâ oldu.
Helena and Pedro played the battered wife and the blind man.
Kardeşim âmâ mı?
My sister can't see?
13 yaşından beri hasta, ve 15 yaşından beri de âmâ.
She fell sick when she was 13, and totally lost her sight at 15.
Âmâ bir insan bunu yapamaz.
A blind person can't do this.
Bayan Lee, âmâ bir insanın koluna takmanın yolu nedir?
Ms. Lee, what's the best way to grab on to a blind person?
Ama dünyanın âmâ bir kız için insaflı olacağını mı düşünüyorsun?
But you think the world will be easy on a blind girl?
Keşke âmâ doğsaydım.
It would've been better if I was just born blind.
Âmâ bir insan havai fişekleri nasıl görebilir?
How can she see fireflies when she's blind?
susamış bir fil yanıma gelene dek, ya da bir dost... ya da bir bisiklet zili, bir iki çakıl taşı..... ya da âmâ bir adamın âsâsı yetiyor.
Until a thirsty elephant comes by, or my friends jump in, or a bicycle bell, or a pebble or two.. .. or even a blind man's cane will do.
Âmâ insanları yaptığı şeylerden hoşlanıyorsan, güzelmiş.
If you like it made by blind people, yeah.
Hadi âmâ! Gün ışığım!
Oh, come on, sunshine.
Evet, âmâ...
Yeah, but...
Doğru, âmâ... Hayır.
True, but...
Gidip âmâ sanatçılar fuarından satın alacak değil ya.
What do you think, he bought it at the blind artists'crafts fair?
Dinle, Adib... Geldiğin ve bilgi verdiğin için teşekkür ederim, âmâ... Şimdi geri dön ve daha sonra gelmenin gerektiğini düşünüyorum.
Listen, Adib... appreciate the opportunity to catch up, but, uh... think you shouldn't come back and visit me again.
Âmâ insanlar ne hakkında düşünür?
Oh, what do blind people think about?
Âmâ körlere denir.
Buts... are for pooping.
Yaşlı ve âmâ bir annem var.
I have a mother who is old and blind.
( Sümbül ) Hem sağır hem âmâ.
Both deaf and blind.
Bu akademinin müdiresi, kendi öz kızın hastanede âmâ bir hâlde yatıyor.
The headmistress of this academy- - your own daughter- - lies blinded in a hospital.
Ve, "âmâ" demiyorum.
- Thank you. And- - not but- -
İşin "âmâ" sı da şu ;
- Oh. - Here's the but.
Kocam, âmâ oldu ve kabilenin yeni bir reise ihtiyacı vardı. Ağabeyinde olmayan yetenekler Yâkub'da vardı.
My husband was going blind, and the tribe needed a new patriarch, and Jacob had talents that his older brother did not.
- O âmâ.
He is blind.
Âmâ numarası yapanların en büyük hatası ne biliyor musun?
Do you know what the biggest giveaway is when one only pretends to be blind?
Âmâ biri bir ses duyduğunda gözleri o tarafa yönelir.
When a blind man hears a sound his eyes naturally move towards the direction of that sound.
- Neden âmâ gibi davranıyorsun?
Why do you pretend to be blind?
- Âmâ olmadığını biliyor muydun?
Did you know that he isn't blind?
Bizimle konuştuğunu söylersen herkese âmâ olmadığını söyleriz.
If you speak a word about having talked to us then we'll tell everyone that you're a fraud.
- Bilmiyorum, âmâ sanırım o ısırılmış olmalı.
I don't know, but I think he was bitten.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]