Çünkü ne tradutor Inglês
8,147 parallel translation
Sana depoyu doldurmanı söyledi, çünkü ne yapacağını biliyordu.
He asked you to fill the tank because he knew what you'd do.
Gerek yok çünkü ne olduğunu biliyorum.
There's no need because I know what it is.
Birkaç gün, maalesef çünkü ne kadar üzücü bir durumda olduğumuzu yarım görmek, bir çeşit lütuf.
A few days, which is a bummer,'cause only seeing half of how sad we are is kind of a blessing.
Hemen bir sayım yapmak istiyorum. Çünkü ne de olsa senin olan benim, benim olan senin demektir.
I'd like to do a quick little inventory, because, you know, after all, what's yours is mine, and what's mine was yours.
Bildiğinize eminim o konuşmalar kayıt altındaydı ve muhtemelen de yayınlandı... kendiniz okuyabilirsiniz, Çünkü ne konuştuğumuzu gerçekten hatırlamıyorum.
Since I'm sure that you know that those conversations were taped, and they probably are public, you could read for yourself, because I don't really remember what conversations we had.
O sanıyorum ki böyle bir hikaye uydurdu, çünkü ne buraya... gelip içki içti ne de bize böyle bir şey söyledi.
He just, I assume, fabricated that story, without ever coming here for a drink, nor even discussing with us in any way.
Bak sana ne diyeceğim, tüm bu pislikten kurtulmak için bir şeyler almak istersem arkam sağlam, yani dostum olun ve bana izin verin çünkü ben sizin için bunu yapardım çünkü ne yaptığını biliyorum.
So, I'll tell you what, if I want to take something to get remotely rid of all this shit I have got on my back, then just be a mate and let me do it cos that's what I'd do for you cos I know what you're doing.
Kumquat McGillicuddy'nin ofisini gösterirseniz, yola koyulacağım, çünkü şu kesin ki ben buraya bisikletimi sürerek iki tane uydurmaca isim söyleyip dün gece ne kadar eğlendiğimi söylemeye gelmedim.
Kumquat McGillicuddy's office, I'll be on my way, because I certainly did not bike down here with two fictitious deliveries just to tell you what a great time I had last night.
Çünkü şehirdeki bütün avukatlar sizi büyülemeye çalıştı, ve siz hala büyük balo için bir partner arıyorsunuz, çünkü onlar sizin ne aradığınızı bilmiyorlar.
Because every lawyer in the city has tried to dazzle you, and you're still looking for a date to the big dance, because they don't know what you're looking for.
Ne olduğunu biliyorum, çünkü o çocuk mezun olduğundan beri bekliyorum. Ve hayır, onunla birlikte oturamazsın.
I know what it is, because I've been waiting for it since that kid graduated, and you are not gonna live with him.
Ödeyeceğim çünkü bizler sana asil ruhun ne demek olduğunu gösterecek kadar muzafferiz.
I pay you. I pay you because we are victorious and to show you what "magnanimous" is.
Bu yılın sonuna kadar önümüzdeki yıldan bahsetmiyorum çünkü öyle bir insan değilim yılsonuna kadar ne yapmak istiyorum diye derin derin düşüneceğim.
By the end of the year... I'm not even talking next year, because I'm not that type of a person. I will give some major thought to what it is that I want to do by the end of the year so let's just keep my allowance flowing.
Çünkü annen ve baban iyi insanlar ve onları böyle harcamazsın. Ama senin ne annen var ne baban.
Because your parents are good people, so you're not going to screw up.
Çünkü..... dışarıda neler olduğunu bilmiyorsun. Henüz değil. Bir sonraki tepenin ardında ne olduğunu bile ancak görüyorsun.
Because..... you don't know what's out there.
Çünkü sürekli kendime zarar veriyordum. Arkadaşlarından birine senin neyini sevdiğini sorsam sence ne cevap verir?
If I was to ask one of your friends what they liked about you,
Çünkü bana ne olduğu konusunda gerçekten hiç bir fikrin yok.
Because as far as I can tell, you really have no idea what's actually happening to me. I'm done.
Ne düşünüyorum biliyor musun, dışarıda kavga ederlerken işler çığrından çıktı çünkü Chili meşhur olduğu için kendini üstün görüyordu.
You know what I'm thinking, I'm thinking maybe they're getting into this big brawl outside, things escalate, this guy, you know, thinks he's above it all, because he's famous, right?
Çünkü bilmemizi istemedi. Ne bizim, ne de bir başkasının.
Because he didn't want us or anyone knowing.
Benimki ne? ─ Evet, bu... çok ilginç... ─ çünkü, korkarım ki puan alamadın.
~ Yeah, well, this is the interesting thing,
Şu kıza bakın. Çünkü hepinizin bugün burada ne yaptığınızı anlamasına ihtiyacım var.
Look at her, because I need you to understand, all of you, what you did here today.
Çünkü Doktor Kane, araştırmanız ulusal güvenliğimizi tehlikeye attı. Ne?
Because, Dr. Kane, your research has jeopardized our national security.
Murph, yayıncılar benden bu kitabı yazmamı istiyorlar çünkü onların ne istediğini tam olarak biliyorum.
Murph, the reason the publishers keep asking me to write books like this is because I know exactly what they want.
- Çünkü birkaç dakikadır arıyorum. Kaybetme endişesi hakim. Ne bileyim.
Because it's been a few minutes and I'm worried that I lost them and, I don't know,
Karşınıza ne çıkıyorsa, kabullenmek zorundasınız çünkü dizi duramaz.
Whatever hand you're dealt, you have to go with it because the show can't stop.
Çünkü başka birinin yaptığı işi devralmamız gerektiğinde ne yaptığımızı adımız gibi bilmemiz ve diziyi izlerken de farklı görünmemesi gerekiyor.
we know exactly what we're doing and there's no mess-ups when we're watching the show, hopefully.
- Ne? - Evet, çünkü bizim için bile...
Yeah, because even for us- -
Çünkü 14 saatten daha az bir süre içinde, hepiniz bakteri büyüklüğünde küçültüleceksiniz ve bir şırıngayla Dr. Kovacs'in vücuduna gönderileceksiniz. - Bekle, ne?
Because in less than 14 hours, you're all going to be miniaturized down to the size of bacteria and injected into Dr. Kovacs.
Benden öğreneceğin tek şey bu çünkü hapiste polislere ne olduğunu ikimiz de biliyoruz.
And that's all you're gonna get'cause... We both know what happens to cops in prison.
Çünkü inşa etmeme izin verdikleri tek şey oydu, sana soruyorum nefes almana izin vermeselerdi, sen ne yapardın?
Because that's all they would let me build. I ask you, what would you do if they wouldn't let you breathe?
Çünkü büyü yapıyorsun ve ne kadar tehlikeli olduğunu anlamıyorsun.
Because you are doing magic, and... and you don't understand how dangerous it is.
Çünkü kızlar bebekle oynuyordu ben de senin peşinde koşturuyordum, "Ne olur biraz daha kitap oku." diye.
Well, the girls played with dolls... And I chased after you, demanding you read some more.
Ne? O konuda bir bilgimiz yok çünkü yemekteydik.
Well, we wouldn't know anything about that because we were at dinner.
Sevdiğin insanların, haklarında ne düşündüğünü bilmeden gitmesine izin verme çünkü hayat geçip gidiyor.
Don't let the people you love walk by you without letting them know how you feel about them, because life slips by, and then it's over.
- Önemi var çünkü sen bu kadını acı son gelene kadar herkesi kendinden uzak tutmak için kullanacaksın. Çünkü bana anlatmadığın şey her ne ise yalnız olmanın gerçek sebebi o John.
It matters because I'm afraid you're gonna use this poor woman to shut everybody out right until the bitter end, because whatever it is you're not telling me, that's the real reason why you're alone, John.
Açıkçası ikinizi çoğu zaman ayırt edemiyorum bile çünkü yaşa ya da boya bakmıyorum, başıma ne kadar belasınız ona bakıyorum.
And I honestly can't even tell the two of you apart half the time because I don't go by height or age, I go by amount of pain in my ass, which makes you both identical.
Belli ki onun bir Bay Daniels'a ihtiyacı var çünkü bir proje ne kadar canlı olursa o kadar güzel olur.
Okay, well, she needs a Mr. Daniels, because a project can't have too much pizzazz.
Tabancayı yanıma aldım çünkü burada kime ne yapacağınızı bilmiyordum.
I bring the gun because you never know who you're going to run into on these things.
Çünkü Hulk ne kadar çok sinirlenirse...
Because the angrier Hulk gets...
- Morty, burayı temizlemeliyim, çünkü her an biri gelip ne olup bittiğini görebilir.
I got to clean this place up before somebody comes snooping around.
Devam etmek için ne gerekiyorsa yaparsın çünkü kendine, zamanın kendinden yana olduğunu söylersin.
You do whatever you need to do to soldier on, because, you tell yourself, time is on your side.
Onları sen bul çünkü görünüşe bakılırsa ne yapacağını biliyor gibisin.
You find them,'cause it sounds like you know what to do.
Ama ne camı açtım ne de tek kelime ettim çünkü belki de büyümek zorunda kalmamamın bir yolu vardır diye düşündüm.
But I didn't open the window, and I didn't say a word, because I thought maybe there was a way I didn't have to grow up.
Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum çünkü küvette bir kadın olacağına inanmadım ama ne görmüştüm ki?
I'm trying to figure out what happened... Because I didn't believe there was a woman in my bathtub, but that's what I just saw.
Bu da beni düşündürdü biraz çünkü hayatta kalmak için yapmam gereken tek şey geleceği bir çimdik değiştirmekse beni ne durdurabilir ki?
And it makes a fella think, because you know what, if all I have to do to survive is tweak the future a bit, what's stopping me?
Sonra iyi bir şey önüne çıktığında ya da yanına ; kendini sabote edersin çünkü eğer iyi bir şeye sahip olursan ne yapacağını bilemezsin.
So when something good is right in front of you, or next to you, you self-sabotage because you wouldn't know what to do with something good if you had it.
O yüzden insanlar ne isterlerse onu söyleyebilecekleri gerçeğine alıştılar çünkü ben asla bir röportaj vermeyecektim. böylece yalanları bozulmayacaktı.
So, people out there have gotten very used to the fact they can say anything you want, because I'm never going to give an interview, so, it's never going to be disputed.
Bu tabelayı hak ediyorum çünkü... - Ne dedin?
I deserve this sign because... what'd you say?
Buna odaklanmanızı sağlamak zorundalar, çünkü morris Black'in ölüm şekline dair meşru müdafaa, kaza ne yazık ki ispat zorunluluğunu yerine getirmediler.
They have to focus you on that because how Morris Black died... Self-defense, an accident... They have woefully failed to meet their burden.
Ve hala Carl için en iyisi ne bilmiyorum, çünkü Emily'nin planı beni hapse gönderebilir.
And I still don't know what's best for Carl'cause Emily's plan could land me in jail.
Bahane üretmek ne kadar kolay, çünkü o lanet toprağın altında.
What an easy fucking cop-out cos he's in the fucking ground.
Bu durum senin ne kadar aptal olduğunu gösteriyor çünkü sen lanet bir çantayla burada oturuyor olsaydın nerede olacağımı sana söyleyeyim, çoktan tarih olup gitmiştim.
That just shows you how fucking stupid you are, because if you were sat here with a fucking bag, I tell you where I'd be, I'd be fucking long gone.
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320