Ölmüsler tradutor Inglês
575 parallel translation
Balıkları o kadar az ki yalnızlıktan ölmüşler herhalde.
He's got such few fish they die of loneliness, I think.
Karar verememişler, yürümüşler, yürümüşler, yürümüşler, sonunda açlıktan... ölmüşler.
They were uncertain, so they just walked and walked, and finally they died of hunger.
Ya hepsi gitmişler ya da ölmüşler.
They're all gone or dead.
Dişleri kenetlenmişti. Ben de, ölmüşler herhalde dedim.
Their teeth were clenched, so I thought, " "Maybe they're dead."
Ölmüşler, yoksa hemen saldırırlardı.
They're dead or they would have attacked us right away.
- Ölmüşler mi?
- Are they dead?
Ölmüşler.
Dead.
- Ölmüşler mi?
- And they're gone?
Burada olmadıklarına göre işte neredeyse ölmüşler.
I only know at this exact instant, they're not here, so it is as though they were dead
Hepsi aynı anda ölmüşler.
They all died at the same moment.
Nasıl ölmüşler?
How did they die?
Ölmüşler.
They're dead.
Yatağın üzerinde ölmüşler.
They died in bed.
Ölmüşler!
In here!
Ölmüşler!
They're dead!
İkisi de ölmüşler.
They're both dead
Savaşta ölmüşler.
Killed in the war.
- Ölmüşler mi?
- The other four are back there.
Yaşayan insanlar çoktan ölmüşler zaten.
Living people are often dead already
Uzun süre önce ölmüşler.
They've been dead for a long time.
Tahıl dolu bir ambarda, açlıktan telef olarak ölmüşler.
In a storage compartment full of grain, they starved to death.
Ölmüşler mi?
Is... they... dead?
- Ölmüşler mi?
- Kill them?
Bir şekilde hepsi ölmüşler, Teğmen.
Somehow they don't hardly look dead, Lieutenant.
Hepsi sırayla ölmüşler gibi görünüyor, efendim.
It's sort of like they just dropped in their tracks, sir.
Bazıları hemen ölmüşler, fakat birkaç kişinin delirmek için zamanı varmış.
Most of them died instantly, but a few had time to go quietly nuts.
- Ölmüşler mi, yaşıyorlar mı?
Dead or alive? - Dead.
- Ölmüşler. Kokuyorlar hatta.
They stink already.
Ve hazımsızlıktan ölmüşler.
And died of indigestion.
ikiside ölmüşler!
They are both dead!
Ölmüşler.
Already dead.
Ölmüşler.
Lying dead.
Yani ölmüşler mi?
'So they're dead? '
Birlikte ölmüşler ama aynı çukura gömülmemişler.
They died together, yet they're not buried together in the same hole.
Ve botulismden ( gıda zehirlenmesi ) ölmüşler.
And they died of botulism.
- Cosmo! - Yemişler, kuyruğu yemişler ve botulismden ölmüşler.
- They ate... they ate... they ate the tail... and they died of botulism.
- Ölmüşler.
- They died...
Üçüncüsü ise aklını kaybetmiş. Sonunda üçüde ölmüşler.
And the third finally died, killing all three.
Diğer Kurbanlar hep iç kanamadan ölmüşler!
Broken organs and serious bleeding
Birkaç gün önce ölmüşler gibi gözüküyor.
Looks like he's been dead for a few days
Ölmüşler tabii.
They're dead.
Ama hepsi ölmüşler
Yet they're all dead
Niye hepsi burada ölmüşler?
Why did they all die here?
Arkada da iki adam var ikisi de ölmüşler.
Your men back there they're dead.
Sanırım ölmüşler, peder.
I think they're dead, Father.
Çocuklar bir kaç saat önce ölmüşler.
The children have been dead for several hours.
Gerçekten ölmüşler
They're really dead people
Ölmüşler mi?
Are they dead?
- Yıllar önce ölmüşler.
- Been dead for years.
Ölmüşler.
There are only two remaining panthers.
- Çok genç yaşta ölmüşler!
- These people died so young!
ölmüşler 29
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20