Ama bu sabah tradutor Espanhol
1,213 parallel translation
Eğer hala buradaysa evet ama bu sabah kendi isteğiyle taburcu oldu.
Sí, si aún estuviera aquí, pero se marchó esta mañana.
Evet, ama bu sabah da conta değiştirdim. $ 50 daha.
Sí, pero hoy tuve que cambiar una junta. Son 50 más.
Pes etmenle aynı etkiyi yaratmaz ama bu sabah, diğer ihtimalin de kabul edilebilir olduğunu söylediler.
No es lo mismo que doblegarle... pero me han dicho que desde esta mañana... es una opción aceptable.
Dün gece iyiydi, ama bu sabah uyandıramadım.
Anoche estaba bien, pero esta mañana no la he podido despertar.
Ne dediğimi biliyorum ama bu sabah yatakta uzanırken "evet" desem neler olacağını hayal ettim.
Sé lo que dije. Pero esta mañana me imaginaba cómo sería decir que sí.
Sağol, ama bu sabah düşündüm ve fark ettim ki, bunun için bütün bir yıl sabırsızlanıyorum.
Gracias. Pero he pensado que me paso todo el año esperándolo, y me parece una tontería.
Ama bu sabah madende göçük oldu.
Pero esta mañana... hubo un derrumbe.
Ama bu sabah...
Pero también sé que vos...
Kaybolmuştum, ama bu sabah evimi buldum.
Estaba perdido, pero hallé mi casa hoy.
Ama bu sabah çok erken kalktım ve kırlara çıktım, hava çok sıcaktı.
Me desperté muy temprano esta mañana y me fui al campo, pero hacía mucho calor.
Ama bu sabah bir fikrim vardı.
Pero tuve una inspiración esta mañana.
Geri getireceklerine söz verdiler, ama bu sabah polisin söylediklerinden sonra...
Prometieron que me lo devolverían pero después de lo que me ha explicado la policía...
Biliyorsun tatlım, babanın önünde bir şey söylemek istemedim ama bu sabah kime rastladım bilemezsin.
No quería decir nada frente a tu padre pero nunca adivinarás a quién vi esta mañana.
Ama bu sabah kalktım ki, odam buhar içinde.
Desperté esta mañana y mi cuarto estaba lleno de vapor.
Yaptığımla gurur duymuyorum ama bu sabah senin odada yalnızdık ve içine baktık.
No estoy orgulloso de esto, pero estábamos solos en tu cuarto esta mañana y vimos adentro.
Ama bu sabah iş arama kurumunda bir kadınla tanıştım. Öğleden sonra Hawaii'ye gidiyoruz.
Pero encontré a una nena en la oficina de desempleo esta mañana y nos vamos a ir a Hawaii esta tarde.
- Eski ortağın yapsın. Çok isterdim John ama bu sabah adliyeye gitmem gerekiyor.
- Me encantaría, John pero tengo que comparecer en los tribunales.
Ama bu sabah olayları beni öldürüyor.
Me gusta de verdad, pero el matinal me está matando.
Ama bu sabah bindim ve anında çalıştı.
Pero esta mañana arrancó bien.
Onu kurtarmaya çalıştılar ama bu sabah vefat etti.
Trataron de revivirla, pero esta mañana se les fue.
Bu sabah bozuldu ama kasabaya gittiğimde yaptıracağım.
Se rompió, lo arreglaré en la parada de la Interestatal 45.
Ama ben değilim! Bu sabah nerede olduğunu da bilmek istiyorum!
Quiero saber dónde estabas esta mañana.
John'dan henüz bir haber yok ama bu sandıklar bu sabah geldi.
No hay noticias de John todavía, pero sus cajas han llegado esta mañana.
3-0-3 birimleri, Savunma Bakanlığı... Arnavutluk saatiyle bu sabah erken saatlerde bilmem ne şehrinin yakınlarındaki bir mağaraya saldırı düzenlendiğini teyit etti. William Schumann yorgun ama mutlu olarak kurtarıldı.
Unidades de la 303, el departamento de Defensa... confirmó esta mañana temprano, hora de Albania... asaltaron el escondite en las montañas, cercano a la ciudad de... liberando a un cansado pero feliz William Schumman.
- Ama o sabah gelip çattığında... -... beni bu kasabaya bağlayan, o güne kadar fark etmediğim... -... daha derin bağlar olduğunu hissettim.
En ese preciso momento... sentí que había lazos profundos que me unían a este pueblo.
Evet, ama uğursuzluk getirme Daphne. Bu sabah arabamın ön camında bulduğum mektuptan sonra şansım arttı.
No queremos llamar a la mala suerte, pero creo que tengo buenas posibilidades después de haber encontrado esta carta en mi parabrisas esta mañana.
Üzgünüm. Kendimden iğrendim ve bu sabah üzgündüm ama sonra mesajını aldım ve çok sevindim.
Estaba enojado conmigo mismo esta mañana recibí tu mensaje y me alegré.
Yarın sabah, bu bizim ilk işimiz olsun, ama bu gün değil.
Puede que sea lo primero que hagamos mañana. No hoy.
Sabah, öğlen akşam ama bu gece her şeyi değiştireceğim.
Para desayunar, comer y cenar. Esta noche hay un cambio de menu.
Bu sabah seni karşılaması için birini gönderdiler ama orada yokmuşsun.
Enviaron a alguien al aeropuerto esta mañana a recogerte... y no estabas.
Bak, bu sabah bir terapiste gittik. Onunla bir buçuk saatlik bir görüşme yaptık. Tekrar gideceğiz ama seninle tanışmak istiyor.
Hemos ido a un consejero matrimonial y volveremos,... pero quiere conocerte.
Ama bebeği emzirdiğim için içemiyorum. Bu sabah ancak giyinip süt vermeye vaktim oldu.
Solo tuve tiempo para vestirme y luego alimentar a la bebé.
Affedersin, bu sabah onunla konuşmaya çalıştım ama ulaşamadım.
Perdona, pero la he llamado y no puedo localizarla.
Bu sabah uyandın ama işe gitmedin. Neden?
Usted se despertó esta mañana pero usted no fue a trabajar. ¿ Por qué?
Bu sabah onu kolay aldatılabilen birinden aldık... ama yemin ederim ki asla ona dokunmadık.
Se lo quitamos a un pánfilo esta mañana. Pero te juro que nunca lo tocamos.
Ben de isterdim ama korkarım bu sabah biraz yeteneğimi kaybetmişim.
Rogamos que sea tan trivial como pueda Oh me encantaría, pero me temo que estoy un poco fuera de práctica esta mañana
Ama o bu sabah beni aradı, ve...
- Pero llamó hoy.
Çok devamsızlık yaptığını biliyorum ama yavrucak bu sabah ateş içinde uyandı.
Sé que ha estado ausente muchas veces. Pero la pobre despertó con una fiebre altísima.
- Bu sabah onu gördüm ama burada değil.
Esta mañana estaba, pero ahora no.
Ama bütün sabah bu zırvalığı çaldı!
¡ Ha estado escuchando esa mierda todo el día!
Bu sabah dosttular ama şu anda başka bir dünyadalar.
Eran amigos esta mañana, pero esto es otro mundo.
Dan, biliyorum bu sabah planlarımız vardı ama kendimi gerçekten pekiyi hissetmiyorum.
Dan, sé que habíamos quedado esta mañana pero no me encuentro bien.
Ama ne yazık ki, bu sabah, Tuatha kaçtı.
Pero, por desgracia, esta mañana Tuatha ha escapado.
Kerry bu sabah benimle konuştu ama şikayet edenin sen olduğunu söylemedi.
Sí, Kerry me lo ha explicado esta mañana sin decirme que eras tú.
Otelden bu sabah ayrılmış ama evde değil.
Salió del hotel esta mañana, pero no está en su casa.
Daha bu sabah karına "Bu kapıdan bir daha asla geçeceğimi tahmin etmezdim" dedim... ama Clayton hiç bu kadar mutlu olmamıştı.
Esta mañana le dije a tu esposa que no me atrevía a entrar por esa puerta... pero Clayton nunca ha estado más contento.
Şefin bu sabah sonik duşumu tamir etmesi gerekiyordu ama gelmedi.
El jefe tenía que arreglar mi ducha sónica esta mañana, pero no vino.
Bu sabah vaktinde işte olacaktım ama su yatağım delindi ve hem benim dairemi hem de alt daireyi su basarak geç kalmama sebep oldu.
Pensaba estar a tiempo en el trabajo esta mañana, pero mi cama de agua tuvo una fuga inundando mi departamento y el departamento de abajo así que eso me retrasó para llegar a la reunión.
Ama yenisini almak için bu sabah başvuran bir tek Henry Weems var.
Pero sólo Henry Weems pidió un turno para ponerse una nueva.
Ben de bu sabah bir tane yemek istedim, ama benim evimde değillerdi.
Quise comer una esta mañana, pero en casa no había ninguna.
Kesinlikle en iyi performansınız değil. Ama sanırım bunu zaten biliyordunuz. Sonuçta bu sabah tabir-i caizse "diğer yarınız" ziyaretime geldi.
Ciertamente, no es tu mejor momento pero creo que ya lo sabías considerando la visita que me hizo "tu pareja" esta mañana aunque me cuesta usar ese término.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu kez 23
ama bu mümkün değil 32
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu kez 23
ama bu mümkün değil 32