Aynı saatte tradutor Espanhol
629 parallel translation
"Yarın aynı saatte gel..."
"Vuelve mañana a la misma hora..."
- Aynı saatte.
- A la misma hora.
Yarın aynı saatte bahçede olacak mısın?
¿ Estarás aquí mañana a la misma hora?
Yarın aynı saatte, müsait olan herkesle.
A la misma hora mañana, todos los que puedan.
Henderson'ın bu kadınla aynı saatte ve birlikte olduğunu iddia ettiği yerlerde bulunan şahitler onu hatırlasa da henüz hiçbiri kadını hatırlamıyor!
Los testigos que estaban en ese lugar, a la hora en que Henderson dice que estaba con una mujer, le recuerdan, pero nadie la recuerda a ella.
- Gelecek Perşembe, aynı saatte.
El próximo jueves, a la misma hora.
Ama her gece, aynı saatte kalp çarpıntınız oluyor.
Pero es extraña esta facultad de hacer latir un corazón cada noche a la misma hora.
Bir aydır her gün aynı saatte aradı.
Llamó todos los días durante un mes.
- Gelecek pazartesi, aynı saatte.
- El próximo lunes a la misma hora.
- İşe her gün aynı saatte mi gelirsin?
¿ Viene todos los días?
- Eve aynı saatte mi döneceksin?
Padre, ¿ volverás a casa pronto?
"Ve yarın aynı saatte..."
Y ahora, otro episodio de
Bir hafta sonra, aynı saatte.
Dentro de una semana a la misma hora.
Bu geceden bir hafta sonra, aynı saatte size daha fazla film getirmiş olacağım.
En una semana a esta misma hora tendré más fotografías para usted.
Bir hafta sonra, aynı saatte oranın girişinde buluşacağız.
Nos veremos a la entrada dentro de una semana a la misma hora.
Dilerseniz, aynı saatte Alman Konsolosluğu'na gelmenizi tercih ederiz. Hayır.
Preferimos que venga al Consulado a la misma hora, si quiere.
Uçma vakti geldi. Yarın aynı saatte, Ricco.
Bueno, ahora a la oficina de navegación.
Gelecek hafta, aynı saatte evinizi tekrar istila edeceğim televizyonlarınızı önceden hazırlayın.
Invadiré sus hogares la próxima semana a la misma hora... si sus televisores resisten.
Bizim bilinmeyen velinimetlerimiz bizi önümüzdeki hafta, aynı saatte tekrara geri getireceklerdir.
Nuestros benefactores anónimos nos permitirán volver la semana que viene, a la misma hora.
Yarın aynı saatte mi?
¿ A la misma hora mañana?
Aynı gece aynı saatte, hava almam gerekiyordu.
Pero cada noche a la misma hora debía parar.
Gelecek hafta aynı saatte bir başka öyküyle döneceğim,
EI próximo día y a Ia misma hora... verán un nuevo programa.
Haftaya aynı saatte 26 dakikalık dramamızda oyuncularımızla birlikte yeniden karşınızda olacağız.
La próxima semana volveremos a la misma hora les daremos los acostumbrados 26 minutos de drama.
Gelecek hafta yine aynı saatte görüşmek üzere.
Espero verlos la próxima semana, a la misma hora.
- Hemen hemen aynı saatte.
- A la misma hora.
Hayır, annem-babam beni her gün aynı saatte kaldırıyorlar.
No, mis padres me despiertan todos los días a la misma hora.
Öğle yemeği aynı saatte.
Entonces el almuerzo será a la hora habitual.
Öğle yemeği aynı saatte.
El almuerzo a la hora habitual.
Diğer çocuklarla aynı saatte yatıp aynı saatte kalkması... Gerektiğini kim söylemiş?
¿ Quién dice que tiene que ir a la cama cuando los demá chicos van a la cama y levantarse cuando ellos se levantan?
Gelecek hafta, aynı saatte Suçum Ne?
Nos vemos la próxima semana, en este mismo horario...
Her gün aynı saatte aynı yangın musluğu.
La misma boca de agua todos los días a la misma hora.
Yarın aynı saatte.
Mañana a la misma hora.
Bu yaşlı bayan her gün aynı saatte buraya gelir aynı banka oturup yırtık pırtık bir gazete okur tahminen çöp kutusundan almıştır.
Esta señora vieja viene aquí todos los días a la misma hora para sentarse en el mismo banco y leer un periódico andrajoso recuperado de un cubo de la basura.
- Yarın aynı saatte.
- Mañana a la misma hora.
Yarın aynı saatte yine geleceğiz.
Volveremos mañana, a la misma hora.
Tamam. Aynı saatte buluşalım, iki yıl sonra.
La i fina. le encontrará En el tiempo exactamente mismo
Aynı saatte, aynı yerde?
¿ A la misma hora en el mismo sitio?
- Her zaman aynı saatte.
- Me despierto a la hora exacta.
Aynı saatte, aynı yerde.
¿ A la misma hora en el mismo sitio?
Benimle yarın çatı katında aynı saatte buluş.
Venga aquí mañana, a la misma hora, en la azotea.
Yarın aynı saatte yine gelmelisin. Paraya mı ihtiyacın var?
Vuelva mañana a la misma hora.
Aynı kahvelere uğruyor aynı saatte aynı gara iniyorduk, üstümüze aynı yağmur yağıyordu handiyse aynı işi yapıyorduk.
Creía solo verles, pero tenemos los mismos cafés, la misma estación a la misma hora, la misma lluvia, casi el mismo trabajo.
Şimdi yapmamız gereken tek şey her gün aynı saatte... Lolordo'nun adamlarının vardiyalarını kontrol etmek.
Sólo necesitamos asegurarnos de que los guardaespaldas de Lolordo... cambien de turnos a la misma hora.
Peki yarın aynı saatte.
Está bien. Mañana a la misma hora, como acordamos.
Bu arada Sara yemeği aynı saatte istiyorum.
A propósito, Sara, espero cenar a la hora de siempre.
Perşembe günü aynı saatte.
El jueves a la misma hora.
Stefan'ın uçağı da aynı saatte geliyor.
A esa hora llega el avión de Stefan.
- Aynı saatte, Kaptan.
- Gracias, mañana a la misma hora.
"A" bir ağacı altı saatte keserken, "B" ise aynı ağacı beş saatte kesiyor.
'A'puede cortarla en seis horas'B'en cinco horas.
- Aynı gün, aynı saatte.
- el mismo día y a la misma hora.
Aynı saatte...
A la misma hora, en la calle Plumet...