English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Aynı adam

Aynı adam tradutor Espanhol

2,743 parallel translation
Aynı adam.
El mismo tipo.
Umalım da aynı adam olmasın.
Esperemos que no sea el mismo tipo.
Aynı adamın işi gibi duruyor.
Parece el mismo tío.
Tamam.Bence Townhouse katili ve Madison Caddesi tecavüzcüsü aynı adam.
Sí, creo que el asesino de Townhouse y el violador de Madison Avenue son el mismo tipo.
Aynı adam.
Es el mismo tío.
Aynı adamı alıp market arabasıyla sokağın tekine koysan, aynı şeyleri anlatsa insanlar manyak der geçer.
Si coges al mismo tío, contando la misma historia, lo pones en la esquina de la calle con un carrito de la compra, sería un viejo loco farfullando.
Bekçinin dediğine göre Simon, Arlo McMartin ve Annie'yi aynı adam taşımış.
El cuidador dijo que la persona que movió a Simon es el mismo tio que enterró a Arlo McMartin y a Annie.
İşte, Ruslar'ın M.K. Ultra programında bilimadamıymış. Aynı yüz, aynı adam.
Mire, era un científico en Rusia para su programa M.K. Ultra... la misma cara, el mismo hombre.
Aynı adam 100 sene sonra M.K. Ultra programında çalışmış.
El mismo tipo, 100 años después, cuando trabajaba para M.K. Ultra.
- Vay canına, aynı adam.
Wow, es el mismo sujeto.
İkimiz de aynı adamı gördüysek, o gerçek olmalı...
Si los dos estamos viendo al mismo hombre, debe ser real. ¡ Tenemos que encontrarle!
Neyse, adam daha ince de defalarca aramıştı ve tavrı hep aynı.
De cualquier modo, el caballero ha llamado varias veces, y sus maneras han sido siempre las mismas.
Adam sopsoğuk, siki de aynı durumda.
Está bastante tieso, y ni siquiera estoy hablando de su pene.
Yine de sıkıntıdaki bir adam için aynı sevgiyi paylaşıyoruz.
Ahora sí, compartimos un amor común... por un hombre ahora muy afligido.
Tabii ki. Bizim tüm istediğimiz aynı şey, Demir adam.
Todos queremos la misma cosa, Iron Man.
Onlarla aynı zamanda kapşonlu bir adam da buraya gelmiş olmalı.
Al mismo tiempo podría haber estado aquí un hombre con una sudadera con capucha.
Aynı zamanda seksi genç ajanlarından biriyle ihtiraslı bir ilişkisi olsun... Adam zenci olsun.
Y también tiene un tórrido romance con un joven agente sexy que es negro.
Görünüşe göre Lockwood her hafta aynı numarayı arıyormuş ama birkaç hafta sonra telefonun diğer ucundaki adam konuşmayı kabul etmemeye başlamış dört gün öncesine kadar.
Aparentemente, Lockwood hizo llamadas semanales al mismo número, pero semana tras semana, la persona al otro lado de la llamada rechazó aceptar los cargos, hasta hace cuatro días.
Hadi adamım, her yıl olduğu gibi aynı havai fişekler.
Vamos, son los mismos fuegos artificiales todos los años.
Adam sadece müşterilerini savunmakla kalmıyor aynı zamanda düşmanlarına saldırıyor, olup olmaması önemli değil.
No sólo defiende a sus clientes, ataca a sus enemigos... Por todos los medios necesarios.
Dünyanın en keyifli konusu olmadığını söylemeliyim, ama biliyorsun baban yalnızca iyi giyinen biri değil, aynı zamanda iyi bir iş adamıydı ve sana evlilik öncesi sözleşmesi yapmanı tavsiye ederdi.
Era un hombre de negocios y creo que te habría aconsejado a tí y a Luc firmar un acuerdo prenupcial. Oh, Dios.
Evet, annem ve babamla aynı sokakta oturan bir adam vardı, vefat etmişti. İsmi Stuart'dı.
Sí... eh... había... un tipo que vivía en la misma calle que mi madre y mi padre.
Koca adamın havuza düşmesiyle aynı şey değil.
No un grandulón cayendo a una piscina.
En yakın iş arkadaşı ve aynı zamanda sevgilisi olan adam kimyasal bir bulaşma ya da kaza olsa bize söylemez miydi?
- No que sepamos. - El tipo con quien más trabaja resulta que también es su novio. ¿ No crees que nos habría dicho si hubiera habido algún tipo de derrame químico o accidente?
O zaman bu aynı obje bile değil çünkü panonun oradaki adamın yakınında hiç kimse yoktu.
Oh, bien, hey, entonces este incluso puede no ser el mismo atefacto, ya que nadie estuvo cerca del chico en la valla publicitaria.
En son 20 yıl önce aradığım adamın hâlâ aynı numarayı kullanıyor olmasına inanamıyorum.
No puedo creer que el tipo que solía llamar hace 20 años todavía tenga el mismo número de buscador.
Romeo ve Juliette her gün aynı saatte Adam'ı ziyarete gidiyor uyuyakalana dek yanında kalıp ona destek oluyorlardı.
Iban a verlo a diario a la misma hora hasta que se dormía para tranquilizarlo y darle confianza.
Herhangi saygın bir bilim adamı gelse aynısını söyler.
Cualquier científico con reputación te diría eso, amor.
Dice dedi ki, Homer Simpson'ı seslendiren adam aynı işi yapmak için bölüm başı 650 bin dolar alıyormuş.
Dice dice que al tipo que hace de Homer Simpson le están pagando 650 de los grandes por hacer lo mismo.
Adam benim düşündüklerimle aynı şeyi söylüyor.
El tío comparte mis mismas opiniones.
Adam'ın aynı sorunları yaşayan biriyle takılması fena olmaz belki de ;
¿ Sabes? Tal vez no sea algo malo que Adam tenga a alguien con quien compartir y que esté pasando por la misma mierda, no lo sé.
Bu öyle bir adam ki yanında bir kız olsun elleri iki dakika yerinde durmaz ama aynısını ben yapınca hemen sürtük oluyorum!
Que? Un chico puede tener sus manos alrededor de una chica, y obtiene una medalla por ello! Pero cuando es al contrario oh, de repente, soy una zorra vale, sabes que?
Adam daha çocuk, Bayan Jamison. Biz aynı sorunları yaşadığımızdan ötürü takılıyoruz falan öyle.
Adam es sólo un niño, señora Jamison, sólo pasamos el rato juntos, porque estamos pasando por las mismas cosas.
Yani diğer odada 18 yıl aynı yastığa baş koyduğun bir adam var.
El tipo con el que dormiste durante 18 años está en la otra habitación.
Adamın Küba'da sekiz tane evi var aynı yatakta iki kere uyumaz.
El hombre tiene ocho residencias en Cuba. Nunca duerme dos veces en la misma cama. Podría tardar un poco.
Bu öyle bir adam ki yanında bir kız olsun elleri iki dakika yerinde durmaz ama aynısını ben yapınca hemen sürtük oluyorum!
¿ Qué? ¡ Un tipo puede tener sus manos sobre una chica, y le dan una medalla! Pero cuando es al contrario de repente, soy una zorra.
Adamımız tam bir psikopat. Yani, her seferinde aynını yapmış.
Y este tipo es un verdadero monstruo.
En son aynı yerden o kadar çok adamın çıktığını gördüğümde Şili'de kurtarılan maden işçilerini izliyordum.
La última vez que vi a tantos hombres saliendo del mismo agujero,... estaba viendo el rescate de los mineros chilenos.
Senin yaptığın gibi banka müdürünü köşeye sıkıştırmak, adam kaçırmakla aynı şey.
Arrinconar al director del banco de la manera en que lo hizo, puede considerarse secuestro.
Aslında, haklısın. $ 25,000 kaybetmek de benim için aynı derecede önemli! Bu para sahip olduğum tek şey adamım.
¡ Es tan importante como que yo haya perdido 25.000 dólares! Ese dinero es todo lo que tengo, tío.
Aynı zamanda adamımızın ölüm sebebi.
Bueno, también podría ser la causa de la muerte.
- Aynı ezilen adam gibi değil mi? - Evet.
- ¿ Igual que el tipo del accidente de auto?
Luke Dolan, CEO Adam Werner ile aynı birlikteymiş ki bu da 212. oluyor.
Luke Dolan estaba en la misma unidad que nuestro director Adam Werner. Sería la 212.
Parris Island'da aynı eğitim kampındaydık. İyi bir adam.
Estuvimos juntos en un campamento militar en Parris Island.
Alınma ama dostum, ama ben de aynı pozisyondayım, tabii yanımda beni öldürmek isteyebilecek kişi bir kurt adam.
Si ofender, compañero, pero yo me encuentro en la misma posición, y el tío que está a mi lado que puede querer matarme ¡ es un hombre lobo!
Sadece sen görmedin. Adam öldü bir diğeri aynı yerde ortaya çıkıverdi.
No fuiste sólo tú. ¿ y luego otro aparece en su lugar?
Öncekiyle aynı, farklı olarak bir adam vardı..
La misma de antes, salvo que había un hombre.
İki adam, aynı senin dediğin gibi adamı öldürmeye hazırlanıyorlardı.
Dos asesinos a sueldos estaban esperando matar a un tipo tal como dijiste que estarían.
Aynı dört adam çıkmış daha sonra.
Los mismos cuatro tipos salieron corriendo.
Aynı zamanda bir sürü kötü adamı da hapse yolladın.
Y has encarcelado a unos cuantos tipos malos a la vez...
Yüzünün biraz deforme olması, daha yaşIı görünmesi dışında, aynı sana benzeyen bir adam gördüm ve bunun gibi giyinmişti!
Vi a un tipo que era igual a ti... solo que medio deformado algo viejo... y estaba vestido como él.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]