Ayrılmalıyız tradutor Espanhol
578 parallel translation
Christine, buradan başımız dik ayrılmalıyız.
Nos iremos con la cabeza alta.
Buradan çok çabuk ayrılmalıyız.
En todo caso tenemos que largarnos rápidamente.
- Ayrılmalıyız.
- Tenemos que separarnos.
Hayır, biz ayrılmalıyız.
No, debemos.
Sanırım, hepimiz hemen ayrılmalıyız.
- Deberíamos irnos de aquí. Estoy de acuerdo.
Ayrılmalıyız.
Tenemos que separarnos.
Buradan ayrılmalıyız. Böyle şeyler olabilir.
Debemos marcharnos.
Ayrılmalıyız artık.
Es hora de irse.
Belki de parayı bölüşüp ayrılmalıyız.
Dividamos el dinero y separémonos.
Ayrılmalıyız.
Deberíamos irnos.
Ama şimdi ayrılmalıyız.
Y ahora nos separamos.
Ayrılmalıyız!
Nos separamos.
O halde 11'den önce ayrılmalıyız.
Entonces debemos irnos antes de las 11 : 00.
Bu gece buradan ayrılmalıyız.
Debemos irnos esta noche.
Ayrılmalıyız.
deberíamos separarnos.
Sabah ilk iş buradan ayrılmalıyız.
Nos iremos a primera hora de la mañana.
Çok geç olmadan buradan ayrılmalıyız.
Debemos marcharnos antes de que sea demasiado tarde.
Burada ayrılmalıyız.
Nos separamos aquí.
Pierre belki de ayrılmalıyız.
Oye, Pierre. Será mucho mejor para los dos que nos separemos.
Buradan ayrılmalıyız.
- Tenemos que irnos.
Hemen ayrılmalıyız. Acele et!
Debemos salir inmediatamente.
Buradan derhal ayrılmalıyız.
Debemos irnos de inmediato.
Hemen buradan ayrılmalıyız.
Debemos irnos de inmediato.
Buradan ayrılmalıyız.
Vámonos de este sitio, Blue.
Belki de ayrılmalıyız.
Fuma demasiado. Quizá deberíamos ir por caminos separados.
Ayrılmalıyız.
Debemos separarnos.
Acele et. Ayrılmalıyız.
Rápido, salgamos.
Hadi, Golde, bir an evvel ayrılmalıyız.
Ven, Golde, tenemos que marcharnos.
Özür dilerim, ama artık ayrılmalıyız.
Será mejor que nos vayamos.
Belki de ayrılmalıyız.
Tal vez deberíamos separarnos.
Otto Schultz mümkün olduğunca çabuk ayrılmalıyız diyor.
Otto Schultz dice que debemos irnos lo antes posible.
Bence Venedik'ten gerçekten ayrılmalıyız.
Realmente pienso que debemos dejar Venecia.
Buradan ayrılmalıyız, John.
Cómo puedo... Debemos irnos!
Ayrılmalıyız.
Es posible.
Görevi tamamlamak için buradan ayrılmalıyız.
Debemos ir a cumplir nuestra misión.
Buradan olabildiğince çabuk ayrılmalıyız.
Nos largaremos en cuanto podamos.
Koloniden ayrılmalıyız.
¡ Necesitamos salir de la conejera!
- Belki de ayrılmalıyız.
- Tal vez debiéramos partir.
Ayrılmalıyız.
Deberemos dividirnos.
Şimdi tekrar ayrılmalıyız... birimiz bir yol bulana kadar.
Ahora... nos tenemos que separar de nuevo hasta que uno de nosotros encuentre el camino.
- Çok göze çarpıyoruz. Ayrılmalıyız.
- Debemos ir por separado.
İkiye ayrılmalıyız, Jim.
Tendremos que dividirnos.
Eğer öyle ise burada ayrılmalıyız.
Charlemos un rato.
- Yani, İngiltere'den ayrılmalıyım. Bu da olanaksız.
- En ese caso, me iré de Inglaterra.
- Fakat Mary'den ayrılmalısın. - Eğer ayrılırsam, bir daha rahatsız etmeyecekmisin?
Pero ¿ Dejaras a Mary y desaparecerás?
- Hemen ayrılmalı mıyız?
¿ Debemos irnos enseguida?
Sence ayrılmalı mıyız?
¿ Debemos ir a alguna parte?
Buradan ayrılmalıyız.
Tenemos que apartarnos de aquí.
İki gruba ayrılmalıyız.
Debemos dividirnos en dos grupos
Diyor ki, evinizi barkınızı satıp, üç gün içinde buradan ayrılmalısınız.
Dice que tienen que vender sus casas, y les da tres dias para que se marchen.
Alex, hemen ayrılmalıyız.
Alex, tenemos que embarcar.
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılalım 66
ayrılın 293
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılalım 66
ayrılın 293
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19