Ağzın tradutor Espanhol
16,497 parallel translation
Birileri kesenin ağzını açmış.
Alguien ha desatracado.
Maria, ağzından çıkanları kulakların duyuyor mu?
Maria, ¿ te estás oyendo?
Kahrolası ağzını kapat!
- Oye. ¡ Cierra la maldita trompa!
- Ağzını koşmaya devam et pislik herif.
Sigue corriendo tu boca, hijo de puta.
Ağzında bir yaprakla arkasını dönüp "Benim adım Jake değil." demiş.
Se gira y comiendo una hoja dice, "No soy Jake".
Adını bile ağzına alma.
Ni la nombres, siquiera.
Ağzına da kapatın!
¡ Y amordácenla!
Yani o yüzen ne bileyim bir içki ısmarlayın ya da erkekseniz ağzınıza falan alın işte.
- Entonces, no sé, invítale a una copa. o, si eres gay, chúpale el pene.
Ağzının payını aldı.
¿ Qué te parece?
Ağzını kapalı tutma konusunda bir şeyler yaparsan konuşmanı engeller.
Sabes, lo bueno de cerrar la boca es que previene que hables.
Hepsinin ağzını kapatıp dövdükten sonra o manyak, kocaman bir çekiç alıp birer birer hepsine kafalarının arkasından vurmuş.
Luego, después de que fueron amordazados y golpeados... este maníaco toma un martillo de bola... y a uno por uno... Les da un golpe en la parte posterior de la cabeza.
- Hayır, asıl saçma olan sopanla arabamın ağzına sıçmandı.
Lo que está jodido, es que le hayas dado una paliza a mi auto... con tu bat de mierda.
Tamam, hepimiz arabanın ağzına sıçtık.
Está bien, mira, todos jodimos el auto.
Ağzına silahı dayamış, beynine kurşun yemiş kafasının arkası uçmuş.
La pistola en la boca, una bala en la cabeza... La parte de atrás de la cabeza volada.
Ağzını izle.
Cuida tu boca.
Ağzının şekli biraz eğri.
la manera en la que su boca está un poco torcida.
Aç ağzını. - Hayır.
- Abre la boca.
Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyacak Mösyö!
Cuidado con esa lengua, Monsieur.
Veya bana doğru bir hamle yaparsın ben de ağzını burnunu dağıtırım.
O podrías hacer un movimiento y te parto la cara contra el piso o las ventanas del techo raso.
Ağzın kan tadıyla dolar.
Tu boca sabe a sangre.
Eminim ağzının suyu akacaktır.
Apuesto a que le dará hambre.
Çok zeki bir çocuk bir teknenin etrafında dolanan okul dolusu devasa köpekbalıklarının ağzına layık bir yiyecektir. - Lee amca, kapat çeneni.
Un niño inteligente es exactamente la carne de calidad que busca un enorme cardumen de tiburones cuando nadan alrededor de la embarcación.
- Patty, yemin ediyorum ağzını burnunu kırarım senin.
- Patty, te juro que te golpearé.
Ağzını yüzünü patlatırım senin yavşak piç.
Voy a destrozarte la cara, maldito imbécil.
Neden bilmiyorum ama aniden ağzını ağzıma yapıştırmak istedim.
No sé por qué, pero tengo este repentino deseo de poner mi boca sobre la tuya.
Nihâyetinde, gözlerin kırpmayı bırakacak ağzın çiğnemeyi bırakacak, kanın pompalanmayı bırakacak sonra da altına sıçacaksın.
Tu cerebro tal vez me inventó para distraerte del hecho... de que tus ojos eventualmente dejarán de parpadear, y tu boca de masticar, y tu sangre de correr... y luego te cagarás encima.
Birileri dumanı ağzının ta içine kadar...
Que alguien te eche humo en la boca es como...
Nerede şu bebeğin ağzına tıkıştırdığınız şey?
¿ Dónde está la cosa que le pones en la maldita boca?
Ama şimdi ağzını açma ve itaat et yoksa edecek başka bir varis bulurum.
Por ahora, cállate y obedece o engendraré un heredero que lo haga.
Hisarı nasıl onaracağını bilmiyordun bu işi yapması için ağzına kadar köle dolu gemiyi yakalamam için beni ayarttın.
No sabes cómo reparar la fortaleza, así que me enviaste a capturar un barco lleno de esclavos.
Ama buna rağmen seninle uğraşmak isterlerse sana saygısızlık ederlerse, dik dur, geri adım atma. Ağzını burnunu dağıtsalar bile.
Pero si igual te desafían, te faltan el respeto es mejor que seas firme aunque te rompan el trasero.
Haberin olsun ağzın bok kokuyor. Ciddi derecede rahatsızsın.
Para tu información, tu aliento apesta a mierda. y tienes un caso severo de...
Sen hiç ağzını açma lan. Bütün bu boku sen başlattın, senin hatan.
Tu empezaste todo esto.
- Ağzını toplasan iyi olur.
- Cuidado con lo que dices.
Bana gözlerin ve kulakların lazım, ağzın değil.
Necesito tus ojos y oídos, no tu boca.
Minnettar olmadığımdan değil ama.. ... gerçek adımı ağzınızdan kaçıracaksınız diye korktum.
No es que no le esté agradecida, pero temía que acabara por dejar escapar mi verdadero nombre.
Bunu yüzüne tutup ağzını ve burnunu bununla kapat.
Sostén esto en su cara. Cubre su nariz y su boca.
Yağmurkuşu timsahın ağzına girer.
Es un ave que se sienta dentro de la boca del cocodrilo.
Onun adını ağzına alma.
¡ A ella ni la menciones!
Ağzını aç.
Abra la boca.
- Oğlumun adını ağzına alma.
- No menciones a mi hijo.
Sen de adamın ağzına bakıyorsun, tıpkı benim gibi.
Te tiene en el bolsillo, igual que a mí.
Birkaç hafta geçsin, adını bile ağzına almazsın.
En dos semanas, no querrás saber más de ella.
Pürüzlüdür, sanki ağzının içinde çamur varmış gibi.
Es intenso, como que hay suciedad en la boca.
Kendi satıcı ağzını bulman gerekiyor ben hep şunu kullanıyorum...
Tienes que inventar tus historias para vender.
Herkes ağzını açsın bedava şeker! Buraya bakın!
¡ Oigan!
Bir anda ağzımdan döküldü, insanın istemsizce elini ateşten çekmesi gibi.
Fue un reflejo, como cuando retiras la mano del fuego.
- Ağzını açma.
No digas una palabra.
Kelimeleri ağzımdan aldınız.
Me ha quitado las palabras de mi boca.
Saygı duyacaksın, sokak ağzı konuşmayacaksın.
Respeto, nada de jerga callejera.
İnsanların ağzı torba değil ki büzesin.
No puedes controlar lo que dice la gente.