Bazen tradutor Espanhol
47,399 parallel translation
Verilen, bu mükemmel suç değil, Ancak bazen, suçlular aptal şansı yüzünden özgürce yürürler.
Te lo concedo, no es el crimen perfecto, pero ocasionalmente, los criminales quedan en libertad por pura suerte.
Bazen fazla duygusal davranıyor.
Ya sabes qué emotiva se pone.
Fakat bazen devam etmek için küçük zaferlere ihtiyaç duyarız.
, voy a cambiar el mundo, pero a veces necesitas algunas pequeñas victorias solo para seguir avanzando.
Bazen hobileri merak ediyorum Diğer insanların oda arkadaşları var.
A veces me pregunto qué pasatiempos tienen los compañeros de otras personas.
Ve Goblinlerden, Ürkünçlerden ve bazen sinsi Gnomelardan.
Así como de los duendes, diablillos y el ocasional gnomo rebelde.
İhtiyacın olan her şeyi bazen de ihtiyacın olduğunu bilmediğin şeyleri burada bulursun.
Hay todo lo que necesitas y lo que no sabes que necesitas.
Silaha ihtiyacın yok. Çevre bazen senin silahın olabilir.
Si estás desarmado, el entorno será tu arma.
Bazen saatlerce sürer.
A veces dura horas.
Bazen kalbin seni girmemen gereken yollara yöneltir.
A veces, el corazón te conduce a sitios inapropiados.
Barbara, bazen kontrol edemediklerinin yerine edebildiklerine odaklanmalısın.
Bárbara, a veces hay que focalizarse en lo que puedes controlar y no en lo que no.
Bazen onu kendi hâline bırakmak en iyisidir.
A veces, es mejor dejarlo ser.
Bu şekilde bazen kendim olabiliyorum.
Así puedo ser yo misma.
Dikkatle dinlersen bazen kapanların kapandığını duyabilirsin.
Si escuchas con atención a veces puedes oírlas cuando se cierran.
Bazen işten eve geldiğimde üzerime Rock'n Roll tişörtü giyip bir bara gidip, liseli bir çocuğun kafayı bulmak istediği gibi ot tüttürüp Norveççe metal müzik dinliyordum.
A veces llegaba a casa del trabajo... y me ponía mi camiseta de rock and roll... e iba al bar y fumaba hierba... y escuchaba death metal noruego... como un adolescente que quería hacer explotar a su Secundaria.
Bazen hâlâ sesimi tanıdığını düşünüyorum.
A veces, creo que todavía puede reconocer mi voz.
Bazen öyle güçlü ki, kokusunu alıyorum.
Cuando es fuerte, casi se puede oler.
ve bazen, 2-3-2-3.
Y a veces al método 2-3-2-3.
Ölüm bazen... Beklenmedik bir şekilde geliyor
La muerte a veces... llega inesperadamente
Yemin ederim ki bazen onunla ne yapacağımı bilemiyorum.
Lo juro, a veces no sé qué hacer con ella.
Bazen bunlar hemen tuvaletimi getirir.
A veces estas cosas se me van por el retrete.
Bazen erkekler diğer erkeklerle olmalıdır.
A veces los chicos tienen que estar con otros chicos.
Bazen, ilkler son olur.
A veces, ser la primera dura.
Bazen de olmaz.
Otras veces, no.
Eğer işimizi minimum yaparsak bazen de insanlar ölür.
Si hacemos lo mínimo, a veces mueren personas.
Bazen.
A veces.
Bazen dostlarımız bizi evlerine alırdı. Yahut yabancılar.
Nos escondían amigos a veces o también extraños.
Bazen hayattan anlam çıkarmaya çalışmanın abesle iştigal etmek olduğunu düşünüyorum.
A veces pensaba que buscarle el sentido a la vida podía ser una pérdida de tiempo.
Bazen de arabada öylece oturup hiçbir yere gitmiyorduk.
Y a veces, nos sentábamos en el auto sin ir a ningún lado.
Saçma gelecek ama bazen ciddi ciddi ne düşündüğümü bildiğini düşünüyorum.
Es ridículo pero a veces pienso que sabes lo que estoy pensando.
- Bazen insanları çevireceğini biliyorum.
- Sé que aún había gente lejos a veces.
Bazen ona ıslık çalardım. Ve bana bakıp bana bir köpek derdi.
A veces miraba hacia ella y ella miraba hacia arriba y me llamaba.
Hiçbir zaman senin için... bu sadece... Bazen hayatta olan şeyler olur Sen bile...
Yo nunca quería que ninguno de los dos... es solo... a veces las cosas de la vida suceden que ni siquiera...
Bazen doğru şeyi söylemek doğru olan şey değildir.
A veces la verdad no es lo correcto.
Bazen doğruyu söylediğin için karşındakini daha çok kırarsın.
Puedes herir mucho a alguien al decirla.
Bazen çok korkuyorum.
A veces tengo mucho miedo.
Bazen ne kadar ikiyüzlü olduğuma kendim bile şaşırıyorum.
A veces admiro lo hipócrita que soy.
Hayalini kurmuştum ama... Bazen şarkısını söylerim ama...
Sueño con eso y a veces canto sobre eso, pero...
- Bazen kendime güvenmiyorum. - Ne içmek istersin? ... olmamam gereken yerlerde rahat olmak istiyorum...
A veces soy un poco insegura y busco confort en lugares que no debo.
Evet. Çünkü bazen içtiğimde çorba kokuyor.
Porque cuando bebo, a veces huele a sopa.
Ve bazen penisiyle oynar ve sertleşmesini izlerdim.
Y luego como que lo masturbaba y veía como se le ponía duro.
Ve bazen onu şişme çocuk havuzunda yıkardım.
Y luego lo lavaba a veces en la piscina infantil.
Ve duyduğuma göre bazen fare bile kediyi kovalıyormuş.
Sabes, a veces escucho incluso al ratón persiguiendo al gato.
Bazen bir canavarı yenmek için bir canavar gerekir.
A veces, se necesita un monstruo... para combatir a un monstruo.
Bazen kendimi morarmış hissediyorum.
Me imagino de sangre azul.
Dün sana ve çocuklara karşı biraz sert konuştuğumu farkettim. Bazen aşırı korumacı davranabiliyorum.
Sé que ayer quizá fui un poco duro contigo y con los chicos... y sé que a veces soy un poco sobreprotector.
Sizin gibi başkaları var mı? Bazen çok korkutucu olabiliyorlar.
A veces son muy intimidantes.
Kullandığı büyünün gücüne bağlı bazen hiç düzelemeyebilirsin.
Con la cantidad de magia que usó, a veces no te recuperas.
Bazen yapabileceğin en nazik, en etik şey budur.
A veces, es lo más bondadoso y ético que uno puede hacer.
Bazen, beni çok sevdiğini hissettim.
A veces, sentía, que incluso más de lo que me amaba.
Bazen birilerini kiralar.
A veces contrata gente.
Bazen inanmayı isterdim.
A veces desearía haberlo hecho.