Belki sen tradutor Espanhol
6,380 parallel translation
Belki sen özelsindir.
Quizás seas especial.
Belki sen de aynı sebepten sarhoşsun.
Igual por la misma razón que eres un borracho...
Belki sen unutmazsın.
Quizás no estás.
Belki sen de bunu yapabilirsin.
Tal vez eso sí podrías hacerlo.
Belki sen ve senin, Ezik arkadaşlarının sevgisi böyle Fakat benim geldiğim yerde,
Así debe ser como tú y tus amigos perdedores queres pero de donde yo vengo, tu pasado siempre te acompaña.
Belki sen ve tanrıçanın önemseyeceği kadar iyi olmayabilirim...
Tal vez no soy lo suficientemente bueno para ti... y su diosa, que se preocupan, pero sé esto.
Ernesto belki sen kurulda yerime tanıklık edebilirsin.
de acuerdo. Ernesto, tal vez podrías hablar con el comité a mi favor.
Seni tanıyorum belki sen birkaç gün takılmama izin verirsin. Harika olurdu. Bu çok tatlı olurdu.
Te conozco a ti, y tal vez puedes dejar que me quede un par de días, y eso sería increíble.
Belki sen de bir bakmak istersin ha?
Pensé que puede ser que deseen revisarlo.
Belki sen deliğini kapatırsan, ben de konsantre olabilirim.
Quizás si ella cerrar su agujero, podría concentrarme.
Kafamın üstünde lanet mavi melekler varken, ulusal marşımızı duymak istiyorum ve sonra da belki sen ne kadar zor bir işi yaptığımızı anlamamışsındır diye Carlito bir kutunun üzerine çıkmak istiyorum sanırım.
Quiero oír el himno nacional mientras que putos malditos ángeles azules vuelan sobre mi cabeza, y entonces creo que quiero estar en algunas cajas de cereales, porque por si no te has dado cuenta, Carlito, acabamos de llevar a cabo un trabajo que tenían un extremadamente alto nivel de dificultad.
Belki sen tatlı ve hoş olduğumu düşünüyorsun, ama ben sadece kendimi düşünüyorum ve insanları nasıl etkileyeceğimi.
Puedes pensar que soy muy dulce y agradable, pero... Sigo pensando sólo en mí y en cómo puedo trabajar mejor.
Belki sen de denemek istersin diye malzemeleri getirdim.
Pero traje algunos ingredientes por si quisieras probarlos.
Belki sen bir İtalyan ülkesi yönettiğin zaman daha farklı yapabilirsin.
Tal vez el día que dirijas un estado italiano, podrás hacerlo diferente.
Belki sen dayak yemeye alışmışsındır ama ben alışamadım. Canım yanıyor.
Tal vez estás acostumbrado a ser pateado, pero yo no ; duele.
- Belki sen de başvurmalısın.
Quizá podrías tener aplicación.
Belki sen gitmeden.
Tal vez antes que te vayas.
Belki sen değişmiş olabilirsin.
Quizás tú hayas cambiado.
Ama sahip olduğun saf gücü düşünürsek belki sen yapabilirsin.
Pero después de ver el poder que posees, creo que es posible que tú sí puedas.
Belki sen göremiyorsun ama bence harika bir aile tablosu oluşturuyoruz.
Quizás no lo veas Pero pienso que tenemos los ingredientes de una pequeña familia agradable.
Belki sen de öyle yapmalısın.
Entonces, quizás tu también deberías hacerlo.
Ona benimle geleceğini söyleyeceğim belki sen belki de gitsen iyi olur, seni görmesin.
Le diré que vendrá a casa conmigo, y quizás sea mejor... Quizás sea mejor si te vas, para que así no te vea.
Belki de sen patavatsızsındır, Lester.
Bueno, tal vez fuiste indiscreto, Lester.
Dinle, sen yerleştikten sonra belki bir kaç gün içerisinde Lin ve Alvarez ile oturup neler yapabileceğimize bir baksak?
Escucha, una vez estés instalado, quizá en unos días, deberíamos sentarnos con Lin y Álvarez para ver qué se puede hacer.
Kim bilir, belki de sen bu akşam birine çarparsın.
¿ Y quién sabe?
Belki de sen hastaneye gitmelisin.
Tal vez deberías ir al hospital.
Eğer sen de ona katılmak istemiyorsan... - Çok mu sert? Belki de ilaç çalmadan önce iki kez düşünürsün.
Así que, a menos que quieras unirte a su lamentable trasero... - ¿ Demasiado apretado?
- Belki de sen pisliksin.
- Quizás tú marica! - Pam?
Belki ben senin hayatını kurtarmakla meşguldüm ve sen beni vurdun. Gustavo Calderon diğer adıyla Baby Gus, San Marcos'un başkanı.
Gustavo Calderon, conocido como Baby Gus, es presidente de San Marcos.
Belki de sen onların Tanrısısındır.
Tal vez eres su dios.
Belki de onunla karşılaştığımızda bunu generale sen önerebilirsin.
Tal vez puedas sugerírselo al General deberíamos cruzarnos con él por casualidad.
Belki de sen onu üzecek bir şey söylemişsindir?
¿ Tal vez tú dijiste algo que le enfadó?
Tabii, sen asla hizmetini açığa çıkaramazsın sunduğun bilgilerden tatmin olursun. Belki kurtardığından. Senin ülken.
Claro está, jamás podría revelar sus servicios, pero tendría la satisfacción de saber que ha servido... tal vez incluso salvado... a su país.
Belki bu sefer, sebebi sen bana verirsin.
Quizás esta vez, me has dado motivos.
Belki bu yüzden onu sen bulmuşsundur.
- Tal vez por eso lo encontró.
Belki sen...
A lo mejor tú podrías...
Will, sen bilge bir adamsın. Belki de tanıdığım en bilge adam. Ama bu durumda hatalısın.
Will, eres un hombre sabio, quizá el más sabio que conocí... pero en este caso, te equivocas.
Belki yalnız sen değildin.
Tal vez usted no era el único.
Belki bu daha güzel bir sorudur, kimsin sen?
Tal vez esa sea una mejor pregunta para ti.
Belki dışarıda dikilebilirim. Sonra, sen şeyini yaparsın.
A lo mejor si me quedo por aquí, puedes hacer tus cosas.
O zaman belki de sen yapmalısın.
Bueno, entonces quizás tú deberías hacerlo.
Bak Snotlout, belki de sen gerçekten Valhalla'nın beş işaretini görmüşsündür.
Mira, Patán Mocoso, quizá hayas visto las cinco señales del Valhalla. ¿ Verdad?
Eger sen kurtulduysan, belki oda hala iyidir
Si tu sobreviviste, hay una oportunidad que posiblemente ella todavia este bien.
Belki de bu tümörü çıkartarak, onu sen öldürdün.
Y, tal vez, al eliminar este tumor, lo mató.
Sen çok havalısın di mi? Belki öyleyim.
- ¿ Porque tú eres la leche?
Belki de sen onu aramalısın.
Tal vez deberías llamarla de nuevo.
Sen de bizimle gelmelisin. Belki bizim hatırlayamayacağımız bir şey hatırlarsın.
Quizás recuerdes algo que nosotros no... o que no podamos recordar.
Bu cadı düşündüğümüz kadar güçlüyse belki de biraz sihir yardımı alabiliriz. Tabii sen New York'ta büyü çalışmaları yaptıysan o başka.
Si esa bruja es tan poderosa como creemos, nos vendría bien refuerzos mágicos, a menos que hayas estado practicando en Nueva York.
Belki bir gün sen de bana buraya neden döndüğünü anlatırsın.
Bueno, puede que algún día me cuentes por qué volviste a casa.
- Belki de sen evde kalmalısın.
Oye, quizás deberías quedarte en casa.
Bilmem, belki de sen onun tipisindir falan.
No lo sé, quizás eres de su tipo o algo
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
sense 26
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
sense 26
seni çok özledim 187
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senden çok hoşlanıyorum 54
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senden çok hoşlanıyorum 54
senin adın ne 311
senden hoşlanıyorum 151
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
sence 570
sen benimsin 132
seninle olmak istiyorum 35
seni gördüğüme sevindim 550
senden hoşlanıyorum 151
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
sence 570
sen benimsin 132
seninle olmak istiyorum 35
seni gördüğüme sevindim 550