Belâ tradutor Espanhol
225 parallel translation
Hem de tam bir belâ!
¡ Y exigente!
Yani, tekne okyanusun dibini boyladığından beri, bu konuda güç belâ düşünebiliyorum.
Como el barco estaba en el fondo del mar no es muy probable.
Selâm, tatlı belâ.
Hola, mala fiesta.
Dönüş turunda 1,5 km'lik hız-ölçme şeridine girdiğinde duman ve alevden dolayı onu güç belâ görebiliyorduk.
Cuando pasó ante el control electrónico que medía la milla puntuable... casi no pudimos verle entre el humo y las llamas.
Yaşlı J.C. belâ çıkaracak anlaşılan.
J.C. va a tener problemas.
Ne belâ! Yıllarca başımın belâsı oldu. Hep işleri karıştırır.
Ritón me fastidia, y ya hace tiempo... no para de cometer disparates,
Dediğim gibi, herif bildiğin belâ.
Ya te dije que era un pelmazo.
Kızın başına bir sürü belâ açıyor.
Le ha ocasionado a mi amiga muchos problemas.
Lâkin Yamaoka güç belâ onları yatıştırdı.
Yamaoka Tetsutaro apenas se las arregló para calmarles.
Kuyruklu belâ!
¡ Que lío!
Ama bu kasabada başıma belâ açarsan, fazlasıyla geri öderim.
Pero, procure no fastidiarme por que lo pasará mal.
Sana belâ çıkarma demiştim, amigo, ama beni dinlemedin.
Te lo advertí amigo. No quiero fastidios.
Bu gece belâ çıkacak gibi görünüyor.
Parece que hay mucho ruido esta noche.
Umarım başımıza belâ olmazsın.
Espero que no seas un caso difícil.
Şimdi, devam etmeden önce, sanırım bunun ne tür bir belâ olduğunu söyleyeceksiniz.
Antes de continuar, debería decirme qué clase de problema.
Ödülünü al ve çek git buradan. Belâ arama.
Cobra la recompensa y largate.
O bir belâ.
Es un problema.
Belâ açabilirdi.
Podría ser peliagudo.
Bu filmi, araştırmacılarımız bir araya gelip, 1954 yılında Avustralya'da çekmiştir. Tavşanlar, insanlar için bir belâ olmuştur.
recopilada por investigadores fue filmada en Australia en 1954 donde una plaga de conejos constituyó y aún constituye una amenaza.
Yerinde olsam, arkadaşının başına daha fazla belâ olmazdım.
Si yo fuera Ud, no andaría junto a su amigo por aquí.
Belâ arıyorsun.
Usted sabe, eso es un mal final.
-... şimdi başımızda bu belâ olmazdı!
-... ¡ hubiéramos evitado este lío!
Ve onu tekrar göreceksin, belâ tek gelmez.
Y como no hay dos sin tres, hoy se lo encontrará otra vez.
- Baºlarina belâ olacagimi düºündüler.
- Creyeron que sería un problema.
Sör Belâ, son nefesinde sürünerek ilerledi ve iğrenç kılıcını fırlattı.
En un último salto, el se endereza... y lanza su espada.
Belâ, Snarf.
problemas, Snarf.
Büyük belâ.
Grandes problemas.
Sadece başına daha fazla belâ açar.
Sólo te meterá en más líos.
Fabrika güç belâ üretim yapıyor. Huyu çekilmez oldu babanın.
ÉI está con un humor de perro.
Bu Ted için pek belâ sayıImaz.
Eso no es que digamos un lío para Ted.
Artık hayatımda belâ istemiyorum.
No necesito más problemas en mi vida.
Başıma belâ oluyordu. Kapıya kaptırıyordum, fırında yakıyordum.
Me molestaba, me Io enganchaba en las puertas y cuando cocinaba.
Böyle bir şey yapmak istemezsin, sadece başına belâ açarsın.
No quieres hacer esto, solo te meterás en problemas.
Ve burada belâ arayan bütün kovboylar buraya toplanır.
Vendrá un sinfín de Cow-boys buscando problemas.
Belâ istemiyorum. Ama buldunuz!
- No quiero más problemas- - - ¡ Pues tienen problemas!
Ve belâ seninle başlayacak.
Y empieza contigo.
Belâ arıyordun.
Tú quisiste problemas.
- Hiç ihtiyacımız olmadığı anda başa belâ geliyor!
Esta es nuestra mierda no estés triste! Relájese!
- Sanırım bu kadar, belâ açısından yani.
¿ Se acabaron los problemas?
Biliyorum belâ olduğumu düşünüyorsun ve tanıştığımız güne lanet ediyorsun ama kayıt dışı olarak ben böyle düşünmüyorum.
Tú piensas... que causo problemas y lamentas haberme conocido. Pero, "off the record", yo no pienso eso de ti.
Görülmemiş bir şey bu. Belâ kokusu alıyorum.
Creo que has venido en vano.
O halde belâ arıyorsan istediğinden fazlasını bulacağını biliyorsun.
Entonces debe saber que si busca... problemas mientras esta aquí los encontrara
Belâ.
- Dos muñequitas... - Problemas.
Daha sonra başımıza belâ olmazlar.
Nos ahorra futuros problemas.
Sana göre, biri için yaralanırsan onun başına belâ olmaya hakkın var.
Según tu teoría, si todos se hirieran por mí,... entonces estaría metido en un gran lío.
Bir kartpostalı bile güç belâ yazarım.
Soy casi incapaz de escribir una postal.
Belâ arıyorsun, meleğim.
¿ Estás buscando problemas, ángel? .
Belâ istemeyiz.
No queremos problemas.
Seni belâ adam!
¡ Qué aburrido!
Corbett burada başına belâ almaz.
Corbett no podrá encontrarnos aquí.
Ölme vaktin geldi Sör Belâ.
Es tiempo de morir.