Ben ise tradutor Espanhol
6,245 parallel translation
- Ben ise şöyle diyecektim "Bunu yapıyoruz çünkü doğrusu bu" ama dediğin doğru.
Iba a decir, "Estamos haciendo esto porque es lo correcto", pero... sí.
Ben ise yağmur altında şarkı söylüyorum!
¡ Hermoso programa!
O ilahiyat tahsil etmemi istedi, ben ise ormanları keşfetmeyi tercih ettim.
Quería que yo estudiara las escrituras, y elegí explorar el bosque.
O üniversiteye gitmemi istedi, ben ise savaşa gönüllü yazıldım.
Él quería que yo asistiera a la universidad, y me ofrecí como voluntario para la guerra.
Onun meclis üyesisin, ben ise sadece kardeşiyim.
Sois sus consejeros. Yo solo soy su hermano.
Ben ise Sana kiraladığım adamların bir kısmı geri almaya.
Y por mi parte, he venido a reclamar el grupo de hombres que te presté.
Ben ise böyle bir kadere sahip olan kralım.
Yo soy el Rey que alberga el destino de su raza.
Ben ise "hayır" cevaplarının oluşturduğu bir bulutun altında yürüyorum.
Estoy caminando alrededor en una nube de "no".
Ve ben ise senin için o korkunç şeyleri yaptım.
¿ Y en cuanto a todas esas cosas horribles que supuestamente hice?
Sen rozetini geri alıyorsun, ben ise özgür bir adamım.
Recuperarás tu placa, yo soy un hombre libre.
Ben ise yarından bahsediyorum.
Estoy hablando de los del futuro.
Seviştiğimiz zaman sen benim içimdeydin, ben ise Amy'nin ve ona asla veremeyeceğin bir parçanı verdin bana.
Cuando teníamos sexo... y estabas dentro de mí, y yo estaba dentro de Amy... y me dabas una parte de ti que nunca podías dársela a ella.
O yüzden ben işe koyuldum ve Perşembe için okul yönetim kuruluyla görüşme ayarladım.
Así que me adelanté y nos han dado un hueco en la reunión del consejo escolar, del jueves.
- Bu işe onu ben soktum.
Bueno, yo también le metí en este lío.
Washington'da bir işe girdi çünkü ben oraya transfer ediliyordum, ama sonradan kalmaya karar verdim.
Ella consiguió un trabajo en Washington porque yo iba a ser trasladado allí, pero luego decidí quedarme.
İskoçya için ise sadece ben varım.
Escocia solo me tiene a mí.
Ben daha iyi yapabilirdim ama bu da şimdilik işe yarar.
Podría haberlo hecho mucho mejor a mí mismo, pero que va a hacer por ahora.
İşe döndüğümde, normalin değiştiğini fark ettim. Çünkü ben değişmiştim.
No fue hasta cuando volví al trabajo, cuando me di cuenta... de que lo normal ha cambiado porque yo lo he hecho.
Raporlarımın bu işe duygusal olarak kendimi fazla kaptırdığımı söylediğini söylediler. Ama ben sadece gerçekleri gördüğüm şekilde yazıyordum.
Bueno, dijeron que mis informes indican que me he involucrado demasiado emocionalmente, pero solo he estado escribiendo los hechos de la manera en que los veía.
Ben de gidip işe alıyorlar mı diye sordum.
Así que fui allá y pregunté si estaban contratando.
Ben tuvaletteydim. Gladys ise gitmişti.
Yo estaba en el baño.
Eğer daha fazla işe yaramaz tavsiye istersen, ben buralardayım.
Bueno, si necesita más consejos poco útiles, estaré por aquí cerca.
Ama neden ben işe dahil edilmedim?
¿ Pero por qué no fui informado?
Ben işe yaramazın tekiyim. Ben işe yaramazın tekiyim.
No soy digno.
Ben de uyanığım o yüzden kolunun ağrıdığını düşünmek işe yaramaz.
Yo también estoy despierta, no vale la pena arrancarte el brazo a mordiscos.
Senin kadar ben de bu işe son vermek istiyorum, Bo.
Quiero terminar esto tanto como tú, Bo.
Çünkü ben işe yaramaz değilim.
Porque no soy una madre terrible.
Ben... Bu işe daha fazla devam etmek istemedim.
Yo... no quiero entrar en ella más allá de eso.
Richard 10x ise ben x bile sayılmam.
Richard es de 10x, yo apenas soy de una x.
Um... Ben sadece işe geri aldım.
Tengo que regresar al trabajo.
Dinle, ben işe yaramaz değilim!
¡ Escucha, no soy un inútil!
Ben işe geri döneyim.
Debería volver adentro.
- Seni işe ben almadım ama alırdım. Ve sana kıdemine yakışır bir ücret öderdim.
Yo no te contraté, pero lo habría hecho, y te hubiera pagado como corresponde a tu posición.
- Ben hemen işe başlayayım.
- Me pondré a ello.
Garip olan şey ise ben Bruce'a hiç annenden bahsetmemiştim.
Lo loco es que nunca le mencioné tu mamá a Bruce.
Ama şimdi kendimi biraz aptal gibi hissediyorum,... çünkü ben erken geldim o ise geç kaldı ve nasıl davranmam gerektiğini de bilmiyorum.
Y ahora me siento un poco idiota porque es temprano y él llega tarde y no tengo ni idea de cómo comportarme.
Bak şu işe, ben doktorum ya!
¡ Yo soy doctor!
Ben bu işe başladığımda, sen buradaydın.
Cuando empece este negocio, tu estabas aqui
Ben sorunları konuşarak halleden biriyim sen ise "sorunu kapşonundan yakala ve arabanın ön camına yapıştır." gibisin.
Bueno, yo soy un tío del tipo "solucionar el problema hablando", y tú eres del tipo de chica de "coger el problema por la capucha de la sudadera y aplastarlo contra el parabrisas"
Ben işe yaramazsın tekiyim.
No hay nada que pueda hacer yo.
İnfaz tarihi yaklaştıkça...,... daha gergin ve şaşkın görünüyordu ve ben de sonunda ona tüm bunlar bitene kadar işe gelmemesini söyledim.
A medida que se acerca la fecha de la ejecución... ella se está poniendo más nerviosa y distraída... y al final tuve que decirle que... no venga a trabajar hasta que todo haya pasado.
Bu sabaha kadar kanamam ağırlaşmamıştı. Çoktan işe gitmek için evden çıkmıştın, ben de...
No ha sido hasta esta mañana en que el sangrado ha sido abundante, y... ya te habías ido a trabajar, así que...
Ben Şahin'i korumak için işe alındım ama onu hayal kırıklığına uğrattım.
Y fui contratado para protegerlo. Y decepcioné a Falcon.
Ben işe başladığımdan beri 5. kat boş durumda.
La quinta planta ha estado vacía desde que empecé aquí.
Her ne ise, onu buraya ben getirdim.
Sea lo que sea, yo lo traje aquí.
Efendim, Ben Nina Whitley, eğer ofisimi gösterebilirseniz, işe başlamaktan memnun olacağım.
Señor, Soy Nina, Entonces, si pudieras mostrarme mi oficina, estoy feliz de empezar.
Ben özgürüm, sen ise içeri geri döneceksin.
Soy libre, vas a entrar.
Ben burada tatildeyim, ve işe gideceğini de biliyordum ama burada geçirdiğimiz ilk Cumartesi kızını görmen gerekti.
Bueno, estas son mis vacaciones, y sabía que ibas a ir a la oficina, pero el primer sábado que pasamos aquí, tenías que ir a ver a tu hija.
O arada ise ben sadece oturmuş babamı bekliyordum. Çünkü size gerçeği söylediğim zaman babamı görebileceğime söz vermiştiniz.
Y todo ese tiempo, yo esperaba a mi padre porque usted me prometió que lo vería en cuanto le dijera la verdad.
Kurda ben bineceğim çünkü bende daha çok mızraklı var sende ise bozkırlı okçular var.
Seré el lobo porque tengo más lanceros. Tú tienes arqueros de la estepa.
Neyse üniversiteden sonra ben Berlin'de bir işe girdim ve bağımız koptu.
De todos modos, después de la universidad, cogí un trabajo en Berlín y perdimos el contacto.
ben işe gidiyorum 20
işe yaradı 291
işe gidiyorum 30
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramıyor 223
işe yaramazlar 21
işe geç kaldım 21
işe gitmem lazım 28
işe yaradı 291
işe gidiyorum 30
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramıyor 223
işe yaramazlar 21
işe geç kaldım 21
işe gitmem lazım 28
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarıyor mu 48
işe yararsa 16
işe yarayacak mı 29
işe yaradı mı 49
işe yarayacak 86
işe gitmeliyim 40
işe yaramazsa 22
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarıyor mu 48
işe yararsa 16
işe yarayacak mı 29
işe yaradı mı 49
işe yarayacak 86
işe gitmeliyim 40
işe yaramazsa 22
işe yarayacaktır 19
işe yarayabilir 73
işe koyul 52
işemem lazım 42
işe dönmeliyim 23
işe bak 97
işe alındın 47
işe dönelim 19
işe koyulalım 99
işe koyulun 35
işe yarayabilir 73
işe koyul 52
işemem lazım 42
işe dönmeliyim 23
işe bak 97
işe alındın 47
işe dönelim 19
işe koyulalım 99
işe koyulun 35