Biraz daha tradutor Espanhol
42,435 parallel translation
Fakat elini biraz daha çabuk tutsan olur mu?
¿ Y es posible que puedas trabajar en ello un pelín más rápido?
- Biraz daha...
- Yo solo voy a...
- Biraz daha detaya girmen gerek.
Tendrás que ser un poco más específico.
Yeni kızlar getirerek biraz daha fazla para kazanmaya çalışıyordun.
Estaba intentando ganar pasta extra llevando a dos chicas nuevas.
Ama onu annemizden biraz daha çok önemsediğin belli oluyor.
Pero es obvio que te preocupas por ella un poco más que por Mamá.
- Ben biraz daha kesin sonuç bekliyordum.
Bueno, esperaba algo un poco más específico.
Belki Ella konusunda sadece seks yoktur. Belki de iş biraz daha ciddidir.
Bueno, tal vez con Ella es más que solo sexo, tal vez sea... un poco más serio.
Tek söyleyebileceğim kozmik derecede önemli bir olayla uğraştığım. Bana biraz daha katlanmanı istiyorum.
Mira, todo lo que puedo decirte es que tengo en mis manos un asunto de importancia cósmica y te pido que me consientas un poco más.
- Biraz daha inanmamı yani?
¿ Quieres decir que tenga fe?
Biraz daha kızartabiliriz.
Buenos días. Podemos freír un poco más.
Brigitta bana biraz daha yeşil içecekten getir.
Brigitta, tráeme otro zumo verde.
Evet, ama biraz daha detaylandır.
Sí, pero sé más concreta.
Aynı değiller mi? Ama, belki biraz daha kötü?
¿ No son iguales, pero bueno, ya sabes, peores?
Biraz daha kalmak ister misin?
Oye, ¿ te quieres quedar un rato?
Veya lösemili çocuğu ile ilgilenen aile gördün mü ve onlara umut ve hayallerinden vazgeçmenin nasıl hissettirdiğini sordun mu? Bu yüzden sentetikler 24 saat çalışarak çocuklarının ölüme gidişini biraz daha katlanabilir kılmaz mı?
¿ O alguna vez has visto a una familia cuidar de un niño con leucemia... y entonces preguntarles cómo se sintieron al renunciar a toda esperanza y sueño para que pudieran trabajar las 24 horas del día y que la muerte de su hijo fuera un poquito más soportable?
Üssümüz olarak kullanıyoruz ama biraz daha ileride gözetleme yeri var.
Lo estamos utilizando como nuestra base, pero hay un puesto de vigilancia un poco más adelante.
Madem biraz daha yalayacaksın, biraz daha güneylere gitsene?
Oye, si quieres lamer algo más, ¿ te importaría hacerlo un poco más al sur?
Gelmek ister misin? Belki diline biraz daha hakim olamazsın.
¿ Quieres venir para meter la pata un poco más?
Pencereyi biraz daha indirirdim.
Bajar un poco más la ventanilla.
Biraz daha sarımsaklı kırmızı biberli mayonez sosu istiyor.
Quiere más salsa de alioli y pimiento.
Bıçağın nihai üretiminden önce senelerce prototip üzerinde çalıştım. 9 milimetrelikten biraz daha fazla teper.
0 0 es un poco más efectiva que la 9.
- Biraz daha lazım!
- ¡ Más ropa!
Vay be, bu biraz daha heyecanlı olmaya başlıyor.
Vaya, esto se ha puesto un poco más emocionante.
Biraz daha var sanırım. Vay canına! Bak!
En realidad creo que tengo un poco más.
Biraz daha gerçekçi şeyler olabilir mesela.
¿ Quizás algo con un pequeño indicio de verdad en ello?
Bence biraz daha beklememiz gerekecek.
Uh, creo que debemos esperar un poco.
Saçların biraz daha beyazlamış senin de.
- Solo estás un poco más blanco.
Kızlarının sen yokken bana karşı olan tavırları zoruma gidiyor ve biraz daha saygılı olmaları gerektiğini düşünüyorum.
Se me está haciendo muy difícil la forma en la que me hablan tus hijas cuando no estás aquí, - y creo que deberían aprender un poquito de respeto. - Vale.
Evet, biraz daha su alabilir miyim lütfen?
Sí, un poco más de agua, por favor.
Ben biraz daha istiyorum.
[Hermilda] Poneme más.
Sam feragatnameyi okurken biraz daha neşeli olabilir misin?
Sí, Sam, ¿ podrías sonar un poco más alegre durante el descargo de responsabilidad?
Kryptonlular Dünya'da biraz daha yavaş yaşlanırlar.
Los kriptonianos envejecemos más lento aquí en la Tierra.
Aslına bakarsan, biraz daha buralarda takılayım diyordum.
De hecho, estaba pensando en quedarme por aquí un poco más.
Karavan biraz daha gerçekci.
La de los remolques es un poco más real.
Bence tam istediği bu. Biraz daha kahve ister misin?
Creo que eso se le llama cumplir un deseo.
"Biraz daha çocuk olmanın nesi kötü?"
¿ Qué tiene de malo ser niño por un poco más de tiempo? "
Dinle dostum. Tek ihtiyacım olan biraz daha zaman.
Escúchame, solo necesito algo de tiempo.
Göstere göstere dağa tırmanmaktansa biraz daha araştıralım derim.
Averigüémoslo antes de apresurarnos a la montaña y avisarle a todos que llegamos, incluido él.
Teklifini düşündüğümü sanma ama burada çalışsaydım hastalarla konuşurken biraz daha pasif davranmanı isterdim.
No es que siquiera esté considerando su oferta, pero si fuera a trabajar aquí, necesitaría que sea una - presencia pasiva con los pacientes.
Biraz daha ister misin?
Un poco de esto, ¿ para ti?
Karın biraz daha uyuyacak.
Tu esposa estará dormida por un tiempo más.
Bu kırmızıdan biraz daha almaya gidiyorum.
Voy a por un poco más de este tinto.
Sadece biraz daha yakından bakmak istiyorum.
Buscando darle un pequeño cierre de mi parte.
Biraz daha hevesli görünebilirsin.
Muestra algo de entusiasmo.
Benden biraz daha kısa.
Es un poco más bajita que yo.
Biraz daha bekleyebiliriz.
Está bien. Tómate tu tiempo.
Bir daha ortadan kaybolmaya çalışırken en sevdiğin restorana biraz olsun ara ver.
La próxima vez que quieras desaparecer, contempla tomarte unas vacaciones de tu restaurante favorito.
Dur biraz, Barry'den daha mı hızlıyım yani?
Espera, ¿ estás diciendo que soy más rápido que Barry?
- Daha fazla Cisco'nun kanepesinde uyuyamazdım. Senin evin de iki kişi için biraz küçük kalıyor. Bu yüzden kontrat imzaladım ve ikimizin adını da yazdım.
No podía seguir durmiendo en el sofá de Cisco, y tu casa es un poco pequeña para dos, así que firmé el contrato de alquiler y lo puse a nombre de los dos.
Demek istediğim, biraz daha geriden bakalım.
Digo que demos un paso atrás.
İsmi daha iyi olabilirdi. Biraz 90'lar kokuyor.
Deberíais cambiarlo, suena a los noventa.