English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Birinci

Birinci tradutor Espanhol

14,814 parallel translation
Mesele Birinci Anayasa.
Esto trata de la primera enmienda.
Zengin eleman birinci sınıf uçuyordu.
Ricky Ricón se sentaba en primera.
Çocukken birinci sınıf uçtun mu sen?
¿ De chico viajaste en primera?
Birinci sınıf şık kameralardan değildi.
No era una de esas cámaras de última generación.
Gördüğünüz gibi, birinci günde kullanıcılara bir şeyler göstermeliydik, herhangi bir kullanıcı geri bildirimi olmadan önce, başlatmak için diğer verileri kullandık.
Ver, tuvimos que mostrar a los usuarios algo en el primer día, antes de que hubiera respuesta de los usuarios, así que utilizamos otros datos sólo para empezar apagado.
Nihayet bir karavan kiralayıp birinci ligdeki beyzbol sahalarını gezebileceğiz.
Por fin podemos alquilar esa caravana y visitar todos los estadios de las ligas mayores.
- Yarın, kızakla birinci ben kayacağım.
Mañana, pido primero el trineo.
Birinci kural.
Regla número uno.
Bugün Avery'nin özgürlüğüne kavuşmasının birinci yıl dönümü.
11 DE SEPTIEMBRE DE 2004 Hoy se cumple un año de su liberación.
Concertino'msun sen benim, birinci kemanımsın.
Eres mi - mi concertino, mi primer violín.
Birinci obuacı gibi görünüyorsun.
Te ves como un primer oboe para mí.
Bu kadar çekingen olma tatlım, yoksa hiçbir zaman birinci obuacı olamazsın.
No sea tan tímida porque, querida mía, nunca serás primer oboe.
Birinci obuacı her zaman dışa dönük ve hava atmayı sever.
Un primer oboe tiene que ser extrovertido, un fanfarrón.
Biz perişan haldeyken onlar niye birinci sınıfta oturuyor?
¿ Por qué pueden ellos estar en primera clase... mientras nos reducen a polvo?
Birinci Dereceden Kasıtlı Cinayet.
Homicidio intencional en primer grado Mutilación de un cadáver
Birinci olasılık, eğer kan lekesinde EDTA'nın varlığına rastlanırsa o zaman bu, o kanın bir tüpten geldiğinin göstergesidir söz gelimi mor başlıklı bir tüp.
La primera es encontrar EDTA en la mancha de sangre... SE DETECTA EDTA Y EDTA-FE... lo que indica que la sangre proviene de un tubo, por ejemplo, con tapa violeta.
Birinci maddedeki suçlamadan hüküm giyerse ömür boyu hapse girer.
Si perdemos el primer cargo, irá a prisión por el resto de su vida.
Temyizde kazanmasını veya EDTA testinin tekrarlanmasını ayrı tutuyorum ama birinci suçlamada kaybedersek müebbet hapis cezası alır.
Salvo que ganemos una apelación o consigamos nuevas pruebas de EDTA, pero la sentencia será prisión perpetua si perdemos el primer cargo.
Suçlamaların ilkiyle ilgili olarak karar aşağıdaki gibidir "Bizler jüri olarak, Sanık Steven A. Avery'yi iddianamenin birinci maddesinde yöneltilen suçlama olan birinci derece kasıtlı cinayetten suçlu bulduk."
Para el primer cargo, el veredicto es el siguiente : "El jurado declara al acusado, Steven A. Avery, culpable de homicidio intencional en primer grado, según se le imputa en el primer cargo de la acusación".
Birinci maddeye ilişkin karar bugün tarihli olarak jüri başkanı tarafından imzalanmıştır.
El primer veredicto tiene firma de hoy del presidente del jurado.
Birinci soru : Orada mıydı?
La primera : ¿ Estuvo allí?
Emniyet mensuplarının birinci önceliği güvenliktir.
Para cualquier agente del orden, lo principal es la seguridad.
Birinci suçlamayla ilgili olarak : "Bizler jüri olarak, Sanık Brendan R. Dassey'yi birinci derece kasıtlı cinayete iştirak etmekten suçlu bulduk."
En el primer cargo : "El jurado declara al acusado, Brendan R. Dassey, culpable de homicidio intencional en primer grado como partícipe".
Birinci ve altıncı bölümlerin... ~ SAKIN VAZ GEÇME ~... mitolojik olduğunu, ortadakilerin ise bağımsız olduğunu biliyorsunuz.
Usted sabía el primero y el sexto eran episodios mitología, Y luego los de la media serían stand-alones.
Ve biz birinci sınıfız.
Y somos de primer año.
Johnson, her zaman birinci girer.
Johnson siempre es el primero en entrar.
Einar'a katılıyorum, eğer doğru konuyu bulabilirsen birinci sınıf bir ressam olabilirsin.
Estoy de acuerdo con Einar en que podrías ser una pintora de primera si encontraras el tema adecuado.
- Stanford'da birinci sınıfta.
Primer año, Stanford.
- Jill Abromowitz, birinci sınıf.
- Con Jill Abramowitz, en la uni.
- Birinci sınıf balayı biletlerin hala yanında mı?
¿ Aún tienes los billetes de viaje?
Birinci kattayım, anladın mı?
Estoy en la planta baja.
Birinci aşamayı bitir, ikinci aşamayı başlat...
Fin de la fase uno. Comienzo de la fase dos.
"Eğer iki yaşlı kadın yarışıyorsa birisi birinci olmak zorunda.".
"Si dos señoras compiten, una tiene que ser la primera".
Bugün birinci oldu ama kışın dağlarda avcılık yapabilir mi? Bundan emin değilim.
Ella fue la primera hoy pero decir que ella pueda cazar con águila en las montañas en invierno es algo que dudo.
O birinci aşamaydı.
Fue la fase uno.
Birinci bölmede.
La cabina numero uno.
Abby birinci sınıfta benim liseme nakil oldu.
Abby se transfirio a mi secundaria.
Tamam, birinci ders, biraz içecek getir.
Primera lección. Tráete unos chupitos.
Birinci kat.
Primer piso.
" Birinci Bölüm :
" Capítulo Uno :
Döşeme birinci sınıf deri.
Lujosos interiores de piel.
Ben Robbie Wheirdricht birinci dönemde burada kalmış söyledim.
Les dije que Robbie Wheirdricht se bañaba aquí en el primer periodo.
Birinci ve ikinci kadında 200 kadın Yüksek sesle, oğullarına Eric kadar kanlı olmayan zayıf bir şey demeye yemin ediyordu.
Son 200 mujeres en las butacas que juran nunca llamar a sus hijos algo tan débil como Eric.
Şimdi başlangıç olarak, birinci sayfa.
Ahora, para empezar, en la página uno.
Tanrım. Birinci sayfa mı?
Señor. ¿ En la página uno?
- Birinci aşama tamam.
- La primera fase de completa.
Ve burada biraz pislik var Birinci sınıf salonda.
Y está siendo un poco mierda aquí en el salón de primera clase.
Buna birinci bölümde değindim.
Es completamente normal resistiros a abrir vuestro cajón de basura emocional.
- Birinci hediyesi...
Así, regalo número uno...
Kızakla birinci ben kayacağım.
Pido primero el trineo.
Birinci sınıftasın.
Tu primer año.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]