Bu haksızlık tradutor Espanhol
1,756 parallel translation
Bu haksızlık... bu haksızlık.
Es injusto. Muy injusto.
Bu haksızlık.
Esto no es justo.
- Bu haksızlık.
- Sí. - No vale.
- Bu haksızlık.
Oye, eso no es justo.
Bu haksızlık.
Eso es duro, tío
Bu haksızlık!
No es justo!
Bu haksızlık.
No es justo.
- Bu haksızlık.
- Qué injusto.
Bu haksızlık.
Eso es injusto.
Bu haksızlık.
- Cállate.
Bu haksızlık, ama böyle olmak zorunda.
No es justo, pero así tiene que ser.
Bu haksızlık.
Eso no está bien.
10 yıl, gelip 110 çalışanı aç bırakmak için çok geç! Bu haksızlık!
10 años es demasiado tiempo para llegar y jugar con la vida de 110 personas!
Bu haksızlık!
No es justo.
Bu haksızlık. Çokta pahalıydı. Sahte olduğunu anlamaman gerekirdi.
Es injusto es muy cara.
" Bu haksızlık.
" Esto es injusto.
Bu haksızlık.
No seas injusto.
Bu haksızlık.
Eso no es justo.
Bu haksızlık! Ben onunla dövüşmeyeceğim.
Esto es injusto!
Bu haksızlık.
Esto no está bien.
Bu haksızlık!
¡ Esto no está bien!
- Ama bu haksızlık!
¡ Pero eso no es justo!
Lucas Scott, bu haksızlık!
Lucas Scott, eso es muy injusto.
Bu haksızlık!
Esto no es justo.
- Size hayaletler var demiştim. Ama bu haksızlık. Neden o?
Dije que eran fantasmas, pero esto no es justo. ¿ Por qué él?
- Bu haksızlık.
- No es justo. - Jake.
Bak bu haksızlık ama.
No es justo.
Oh, haksızlık bu!
¡ No es justo!
Haksızlık bu.
Justo no es.
Bu haksızlık ama.
No es justo.
- Bu haksızlık!
- ¡ No es justo!
- Karına haksızlık bu.
- No es justo para tu mujer.
Yapamazsın, büyük haksızlık bu!
No puedes hacer eso!
Başına gelen hangi korkunç haksızlık seni bu davranışlara itiyor?
¿ Qué horrible injusticia se te hizo, para que actúes de esta manera?
- Bu haksızlık!
Vaya. ¡ No es justo!
Bu sana haksızlık olacak, ihtiyar.
No será justo para ti, anciano.
Bu haksızlık, ama o Zomcon'a aptal dedi.
Dijo que Zomcon era estúpido.
Bu öyle büyük haksızlık ki.
Qué injusticia.
Kızlar için büyük haksızlık bu.
Es tan injusto para las niñas.
Haksızlık bu!
¡ No es justo!
Haksızlık bu!
¡ No es justo! ¡ No es justo!
Haksızlık bu!
¡ No es cierto!
Sana korkunç bir haksızlık yaptık, Les. Ve bu konuda elimden hiçbir şey gelmez.
Te hemos hecho una terrible injusticia, Les y ahora no hay nada que pueda hacer.
Bu da bize yapılanın büyük bir haksızlık olduğunu gösterir.
Que lo que nos pasó es una gran injusticia.
Bu kadar basite indirgemek haksızlık olur Al.
No es justo simplificarlo tanto, Al.
Tanrım. Haksızlık bu.
Dios, esto es injusto.
İşin gerçeği sana o cafcaflı partilerden düzenlemeye param yetmezdi benim. Ve bu yüzden bir duruş sergilemeye karar verdim.Ki bu da sana haksızlık oldu.
La verdad es que no podía costear una de esas fiestas elegantes y decidí hacer dar una lección y no fue justo para ti.
Oh, senden nefret ediyorum. Bu haksızlık.
- No es justo.
Haksızlık bu!
No es justo.
Yani tamam, öylede, ama... Bu Brooke'a haksızlık.
Es decir, sí, pero es duro para Brooke.
Bu sana haksızlık.
No es justo para tí.