Bu var tradutor Espanhol
68,498 parallel translation
Bu konuda konuşmak isteyen var mı?
¿ Alguien quiere hablar de eso?
Bu yüzden baronluğuna adalet ve eşitlikle davranacak birine ihtiyacım var.
Por eso necesitaré a alguien que sea Barón y los guíe con equidad e igualdad.
Bu adamın beynini hasta edip içten içe çürüten bir şeytan var.
Hay un diablo infectando el cerebro de este hombre, pudriéndolo desde el interior.
Hiç var olmayan bir adamla evlendiğinden, bu tip durumlara alışkınsındır, değil mi?
¿ Eso sería un tema constante contigo, dado que estabas casada con un hombre que nunca existió?
Bence, bu çukurdan çıkmak için bir günümüz var. En fazla iki.
Imagino que tenemos un día, tal vez dos, máximo, para salir de este hueco.
Bu çukurdan çıkmak için bir günümüz var.
Tenemos un día, quizá dos, como mucho,
Yuh. Kellerman mı var bu işin arkasında?
Chorradas. ¿ Kellerman está detrás de esto?
Bu işte senin parmağın var.
Estás metido en esto.
Bu büroda Bayan Keating'in hayatındaki herkes için bir dosya var.
Esta oficina tiene archivos de todos en la vida de la Sra. Keating.
Ve bu harika bir şey. Bir şeye ihtiyacın var mı?
Y eso es genial, así que ¿ necesitas algo?
Doğrusu başlamak üzere olan bir randevum var bu yüzden..
En realidad, tengo una reunión a punto de comenzar, así que...
Bu ilişkiden haberiniz var mıydı Bay Denver?
¿ Era usted consciente de tal relación, Sr. Denver?
Belki bizzat yapmadın ama bu işte parmağın var ve ikimiz de bunu biliyoruz.
Quizás no lo hiciste tú mismo, pero estás detrás de esto y los dos lo sabemos.
Durun. Bu arkadaşıma soracağım çok soru var.
Tengo demasiadas preguntas para mi amigo.
Hislerinin sahte olmadığına şüphem yok. Ama tüm bu üzgün surat takılmalara, diş gıcırdatmalara ne gerek var?
No dudo que tus sentimientos sean reales... pero ¿ cuál es el objetivo de las caras tristes y el rechinar de dientes?
Sara, bu işi düzeltmek için, ailemizi korumak için bir planım var.
Sara, tengo un plan para enderezar esto, para proteger a nuestra familia.
Safir bu, 6 karat kusursuz, üstünde 2.5 karatlık cevher elması var.
Es un zafiro, seis quilates, sin taras, rodeado por 2,5 quilates de diamantes engastados.
Bu bebekte, benim bütün hayat kazancım var.
Esta monada... alberga los ahorros de toda mi vida.
Bu yüzden bizde daha akıllı olan biri var zaten.
Por eso tenemos a alguien mucho más inteligente.
Bir göl var, tam bu şekilde olan bir göl Finger Lakes bölgesinde.
Hay un lago, un lago de esa misma forma, en el distrito de los lagos Finger.
Bir gariplik var bu yerde.
¿ y ahora has perdido el apetito?
Evet, o da var ama bu terim, her türlü travmayı tarif etmek için kullanılır.
Así es, está eso pero también puede usarse para describir toda clase de traumas.
Bu da bana çok acı veriyor çünkü o travma hastasının yardımıma gerçekten ihtiyacı var.
Y eso realmente me duele por ese... El paciente del trauma realmente necesita mi ayuda.
Bu Cuma boşluğumuz var.
Este viernes está abierto.
- Bu hatta senden başkası var mı?
¿ Eres el único en esta línea?
Sadece bu mu var?
¿ Esto es todo... todo lo que hay?
Jim bu gemide madencilikte kullanılan bombalardan var mı?
Jim, ¿ hay algún explosivo de minería en esta nave?
Bu gemideki torpidolarda nükleer savaş başlığı var değil mi?
Esta nave tiene torpedos equipados con cabezas nucleares, ¿ verdad?
Bu adamın kardeşi borcu var, 48 saat sonra 350,000 dolar ödeyecekti.
El hermano menor de este tipo tiene mucha plata, e iba a reunir 350.000 dólares en 48 horas.
Bilemiyorum, bu gelişmeyi sindirmek için sanırım zamana ihtiyacım var.
No lo sé. Supongo que necesito tiempo para procesarlo.
Hey, bu filmde hepimiz varız.
Eh, todos salimos en esta peli.
Bu yüzden işbirliğine ihtiyacım var.
Por eso necesito que coopere.
Bu şehrin senden kurtarılmaya ihtiyacı var.
Esta ciudad necesita ser salvada de ti.
Anlamadığım bir şey... Yani anlamadığım şeylerden bir liste olur ama en yukarısında şu var, bu sahte Laurel her şeyi biliyor gibiydi.
Lo que no entiendo... bueno, a ver, hay una lista de cosas que no entiendo, pero la principal es que esta falsa Laurel parecía saberlo todo.
Bu kadının mühendislik doktorası var. 20 yaşında Olimpiyat'ta karatede altın madalya kazanmış. NSA ve Argus'tan gelen teklifleri reddederek NASA'ya katılmış, gündüzleri astronotluk yapıyor akşamlarıysa gizlice Houston halkını koruyor, hem de, şunu dinle kanunsuz ninja olarak.
Esta mujer obtuvo su doctorado en ingeniería a los 20 años, ganó medalla de oro en Karate en las Olimpiadas, rechazó ofertas de la NSA y ARGUS para unirse a la NASA como astronauta de día, mientras de noche protege en secreto
Dostum, hala bu çöplükte ne işimiz var?
Oye, viejo. ¿ Qué estamos haciendo aún en esta pocilga?
Bu da demek oluyor ki, bir ipucumuz var.
Lo que significa que tenemos una pista.
Bu, odağımızı deli kadını işe almaktan şu şerefsizi indirmeye veriyoruz demek mi? - Varım.
¿ Eso significa que vamos a dejar de lado reclutar a esta loca y a enfocarnos en acabar con este pendejo?
Bu adada Adrian Chase isimli bir adam var.
Hay un hombre aquí en la isla llamado Adrian Chase.
Bu arada, neden roketatara ihtiyacın var?
De todas maneras, ¿ para qué necesitas un lanzamisiles?
Yardımına ihtiyacım var Speedy ve bana ancak bu şekilde yardım edebilirsin.
Preciso de tu ayuda, Speedy, y esta es la manera en que puedes ayudarme.
Bu adada Big Belly Burger da var mı?
¿ Esta isla también tiene un Big Belly Burger?
Aslında bu hafta sonu doğum günü var.
Y, de hecho, cumple años el fin de semana.
Çok boş vakti var, ilişkinin başında bu iyi oluyor.
Tiene mucho tiempo libre, que es lindo al inicio de una relación.
Tamam ama bu kız her yerde iş var diyor.
Pero ella dice que hay trabajo por todos lados.
İnsanların seni sevmesine bu kadar çok mu ihtiyacın var?
¿ De veras necesitas tanto caerle bien a la gente?
- Bu yatak odası müthiş. - Evet. Burada ne var?
Este dormitorio es increíble.
Ama bu konuda üstten bakan bir tavrı var.
Pero es un poco condescendiente.
Şu anda, o öyle yaptı, bu böyle yaptı durumu var.
Pues, parece que es o creerle a él o creerle a ella.
Ve Allah biliyor ya, bu dünyanın böylelerine ihtiyacı var.
Y Dios sabe que este mundo necesita muchos de esos.
"Umalımda bu işe yarasın." Sizin sürekli ne sorun var diye...
"Esperemos que esto funcione" Ustedes... yo... siento que están adivinando
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19