Diğeri ise tradutor Espanhol
637 parallel translation
Bir tanesi üzüldüğüm zamanlar için, diğeri ise çok üzüldüğüm zamanlar için.
Bueno, uno es en caso de que me ponga triste, y el otro es en caso de que me ponga realmente triste.
Diğeri ise kaderine.
Otro hacia su destino.
Diğeri ise ayaklanmayı başlatmaktı.
¡ No hay término medio!
Diğeri ise ; yolculuğun sonunda halletmeyi planladığım özel bir mesele.
Y la otra es un pequeño asunto personal que pienso resolver al final del viaje.
Diğeri ise sıradan bir kadının kişiliği.
El tiempo es dinero.
Diğeri ise kendisini doğaya bağlı hayvani hareketlere sürükleyen güdülerinin etkisi altındadır...
El otro busca una expresión de impulsos... que lo envuelve en una oscura relación animal con la tierra.
Biri kılıçla, diğeri ise kalemle.
Unos con la espada, otros con la pluma.
Diğeri ise, ona apaçık hayranlık duyan genç bir adam.
El otro, un hombre más joven, que claramente la adoraba.
Diğeri ise bu parayı ona geri ödeyebilecek miyim?
La otra es, ¿ podré devolvérselo algún día.
Diğeri ise köprünün bu tarafında, eski bıçkı evinde.
El otro puesto está a este lado, en ese viejo aserradero.
Bir diğeri ise titriyordu, hatta başı bile sallanıyordu.
A uno le temblaba todo el cuerpo y se le balanceaba la cabeza.
Diğeri ise aynen bu şekilde yaptı.
Y el otro caminaba así.
Diğeri ise atlamayıp kendini direkt suya bıraktı ve geberip gitti.
El otro no saltó y cayó muerto.
Soldaki kutu kadınlar için, diğeri ise erkekler için.
La de la izquierda para las mujeres, la otra para los hombres.
Diğeri ise o başkaları gibi, sadece seçkindir.
Y la otra, que sea como los demás, sólo que superior.
Diğeri ise artık çiftliği kasabadan idare ediyoruz.
El otro es que dirigimos el rancho desde la ciudad.
Diğeri ise, bir doktor..
Y el otro, el médico...
Birisi bir nehir, diğeri ise göl.
Una es un torrente, la otra es un lago.
İşte karşınızdayız, Sherwood kardeşler biri sözde yazar, diğeri ise aktris. Ünün, talihin ve Barrow Sokağında kiralık bir yerin arayışındayız.
Ahí estamos ahora, las hermanas Sherwood, una deseosa de escribir y la otra de actuar... en busca de fama, fortuna y un piso para alquilar en Barrow Street.
Diğeri ise bir sanayici olan Lord Sorrington tarafından yazılmıştı.
La otra, escrita por Lord Sorrington, un industrial.
Diğeri ise sanayici Lord Sorrington tarafından, yazılmıştı.
La otra, escrita por Lord Sorrington, un industrial.
Diğeri ise, doktorun yardımı olmadan yaşıyamıyacak olan bir hasta...
El otro hombre cae enfermo y habría muerto si un doctor no le hubiera curado...
Biri ruh, diğeri ise beden.
Uno espiritual y uno material.
Napoli aslında iki şehirden oluşuyor : Biri yerin üstünde ve görülebilir diğeri ise yerin altında.
En realidad, Nápoles son dos ciudades, una externa a la luz del sol, la otra es subterránea.
Diğeri ise sevdiğim adam.
El otro el hombre que quiero.
Diğeri ise ortağıma aitti.
El otro era el alias de mi socio.
Bir tanesi bendim ve diğeri ise sensin.
Yo fui uno, tú fuiste otro.
Böyle kocaman bir göbeği var bir bacağı ince diğeri ise hayvan gibi kalın! Ayrıca burnu da yok.
Tiene una barriga así de gorda unas piernas secas, secas y la otra cosa enorme.
Diğeri ise sahtekarlık.
El otro es la falsedad.
Diğeri ise orijinal programında gezegenlerden aldığı toprak örneklerini sterilize etmesi gerekiyormuş, herhalde kolonileştirme için bir hazırlık.
El otro estaba programado para esterilizar muestras de tierra de otros planetas, seguramente como anticipo para una colonización.
Diğeri ise burada, dışarıdan giren bir tünel.
Otra aquí, es un túnel que da al exterior.
Biri girişin orada, diğeri ise arkada.
Uno en la amura de babor, otro a estribor.
Diğer ikisini de göreceksin. Birinin bir sineması var, diğeri ise bir öğretmen.
Los otros dos, uno tenía un cine al aire libre y el otro era maestro de primaria.
Şu küçük yay benim. Diğeri ise babamın.
El pequeño es mío, el grande es de mi padre.
Fransa'da bunun gibi çok hapishane var. İki tane de giyotin, biri küçük diğeri ise büyük.
En Francia hay muchas cárceles como ésta y dos guillotinas, una grande, una chica.
Diğeri ise taşınamıyor.
Otra que no viaja nunca.
Evet, biri fiziksel ve psikolojik bir sürü acıya neden olur ve diğeri ise savaş.
Sí, que uno implica un montón de dolor físico y psicológico y el otro es la guerra.
Bir tanesi sade, diğeri ise içi çift kremalı.
Normal y de caramelo doble.
Bir tanesi dahi, öbürü çılgın... Diğeri ise tutarsız biriydi.
Uno era un genio, otro estaba loco... y uno era intrascendente.
Bunlardan biri Reichenbach'ın orjinal kolaeksiyonu... Diğeri ise Elmyr'in macaristandan getirttiğini iddia ettiği koleksiyon.
Una pertenecía a los Reichenbach y era auténtica, la otra supuestamente Elmyr la había contrabandeado fuera de Hungría.
Bir diğeri ise insan kafasına benziyor.
Otro parece una cabeza humana.
Bir diğeri ise, içine fare sokulmuş bir vajinanın dikilmesidir.
Otro tiene un ratón cosido en su vagina.
Sadece onların oynadıkları oyunu gördükten sonra, biri matador gibi görünerek, diğeri ise boğa rolü takınarak, işte o zaman yalın bir biçimde
Cuando al llegar a su casa les vi jugar... uno haciendo de torero y otro haciendo de toro. Me di cuenta de que Montoya mentía.
- Hepsi hepsi Ölçüm meselesi. eğer odalar birbirinin ayni ise, sanırım bu da diğeri kadar güzeldir.
Es sólo cuestión de medir, y si son idénticos... supongo que éste servirá igual que el otro.
Digeri ise galiba bir çocuk.
El otro sólo es un niño, creo.
Eğer altı Çinli Las Vegas'ta bir trenden inerse ve iki tanesi bir akvaryumun içinde yüzüstü yüzerken bulunursa kim olduklarını belirlemek için elimizdeki tek şey iki adet telefon numarasıysa bunlardan biri Plaza 0-0000, ve diğeri de Columbus 0-1492 ise tren Palm Springs'e saat kaçta varmıştır?
Si seis chinos bajan de un tren en Las Vegas... y dos aparecen flotando boca abajo en una pecera... y el único dato para identificarlos es dos números telefónicos : Uno, Plaza 0-0000, y el otro, Columbus 0-1492... ¿ a qué hora llegó el tren a Palm Springs?
Diğeri ne işe yarıyor?
- ¿ Para qué sirven los otros?
Sizin uzmanlık alanlarınız başka, benimki başka. Uzmanlıklarımdan birisi silahlar ise bir diğeri de askeri propaganda. O yüzden lütfen lafımı kesmeden fikrimi dinlemenizi talep ediyorum.
Yo también soy un experto en algunos campos, como el de las armas y la propaganda militar, de modo que no me interrumpa.
"Hayır" diyebilirdim, çünkü emir tektir ve hayatın ise bir diğeri.
Podría haber dicho "no", porque una cosa es una orden... y otra cosa es tu vida.
Bunların ilki aşk yapmak, diğeri sarhoş olmak ve sonuncusu ise banka soymak.
El amor, beber... y robar bancos.
Biri tetiğe diğeri de tetikleme mekanizmasına bağlı. Bir diğeri tetik muhafazasına, öbürü ise bu üçüne bağlı.
Uno conduce al percutor, el segundo al mecanismo del percutor, el tercero al seguro del percutor y el cuarto a los tres anteriores.
işe yaradı 291
işe gidiyorum 30
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramazlar 21
işe yaramıyor 223
işe geç kaldım 21
işe yarıyor 218
işe gitmem lazım 28
işe gidiyorum 30
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramazlar 21
işe yaramıyor 223
işe geç kaldım 21
işe yarıyor 218
işe gitmem lazım 28
işe yaramayacak 101
işe yaramadı 112
işe yarayacak mı 29
işe yarıyor mu 48
işe yararsa 16
işe yaradı mı 49
işe yarayacak 86
işe gitmeliyim 40
işe yaramazsa 22
işe yarayacaktır 19
işe yaramadı 112
işe yarayacak mı 29
işe yarıyor mu 48
işe yararsa 16
işe yaradı mı 49
işe yarayacak 86
işe gitmeliyim 40
işe yaramazsa 22
işe yarayacaktır 19
işe yarayabilir 73
işe koyul 52
işemem lazım 42
işe bak 97
işe dönmeliyim 23
işe alındın 47
işe dönelim 19
işe koyulalım 99
işe koyulun 35
işe koyul 52
işemem lazım 42
işe bak 97
işe dönmeliyim 23
işe alındın 47
işe dönelim 19
işe koyulalım 99
işe koyulun 35