Eskı tradutor Espanhol
674 parallel translation
Godfrey Parke, seni yaşlı eşkıya!
Godfrey Parke, viejo bribón.
İyi bir adamı inciten eşkıyadan başka bir şey değilsin.
Sólo es un matón que ha herido a un buen hombre.
Eşkıya mı?
¿ Un matón?
Bir Sakson eşkıya güzellikten ya da hanımlardan ne anlar?
¿ Qué sabe de encantos o de damas un bandido sajón?
- Beni mi? Eşkıya mı?
- ¿ Yo, un bandido?
Seni eşkıya!
¡ Ladrón!
Bunu da al, seni çirkin eşkıya!
¡ Déjame en paz! Ven aquí.
Babana bir eşkıya çaldığını söyledim... Ve kaçağı yakalayıp hayatımı kurtardı.
Le dije a papá cómo derribó a un bandolero... alcanzó la diligencia y me salvó la vida.
Hırsız! Eşkıya!
- ¡ Sois un ladrón y un miserable!
Cyrano, şehir eşkıyalarını tutmuş.
Pues el ha contratado a unos rufianes....
"Çöl eşkıyalarının şefi- -" Burada ne işin var?
- "El jefe de los merodeadores del desierto..." - ¿ Qué haces tú aquí?
Gerçek deniz eşkıyalarıyla kılıç tokuşturmaya can atıyorum.
Me encantaría tener un duelo con los bucaneros.
Bir haydut veya eşkıyanın oğlu olmalı.
Debe de tener sangre de delincuente.
Eşkıyalar hiçbir işaret bırakmazlar.
Los matones a sueldo no dejan pistas.
Bu eşkıyalara Amerikalıları öldürme hakkı veriyor bu.
Eso les da permiso para matar americanos.
Daha sonra eşkıyalara saldırının da aynı sıkıntıdan dolayı gerçekleştiği söylenilebilinir mi?
¿ Diría que su acción posterior de atacar a los bandidos fue influida por esa tensión?
" Chongqing hükümeti vatan haini eşkıyaların davranışlarını kınıyor.
" El gobierno chino deplora la acción de los bandidos renegados.
Cato. Cato, Missouri. Birkaç şehir eşkıyası bağırıp çağırmaya başladı.
Sí, unos matones comenzaron a vociferar.
Bana bir görev verdiğinde eşkıyalık yapıyorum ama senin gölgene saklanarak.
Si me pones en un callejón oscuro te haré un atraco por la espalda.
Gerillaymış! Bir avuç dağ eşkıyası desene şuna!
¡ No son más que unos bandidos!
Şimdi bir eşkıyalık edip kafanı uçuracağım senin.
¿ Y qué? Te cortaré la cabeza como un bandido.
Fakat bu durumdan bütün Boxerların eşkıya olduğu sonucu çıkarılmasın.
Pero no crea que todos los bóxers son bandidos.
Ankara'ya giden şu yol Türkiye'de ne kadar haydut, eşkıya varsa onların yuvası.
Yo, hermano. Este camino que lleva a Ankara... es el hogar de todos los bandidos bastardos de Turquía.
Pek çok kez, Mukur kasabasındaki eşkıyanın kurbanı olmuşumdur. Bu tepeye kamp kuracağız.
He sido víctima de muchos bandidos en Mukur.
Bu eşkıyalar odama dalıverdiler!
¡ Irrumpió en mi cuarto!
Biz en azından eşkıyalık yapmıyoruz, Bayan Miller.
Por lo menos no somos asaltantes.
Eşkıya herifler, kız kaçırmayı gösteririm ben size. Alacağınız olsun!
Sinvergüenzas, yo os enseñaré lo que es llevarse a una chica de su casa.
Eşkıya benimle işini bitirdiğinde...
Cuando el bandido... se apartó de mí.
- Eşkıyalar sizi. - Hepiniz eşkıyasınız!
- Ladrones, todos vosotros. ¡ Ladrones!
Bak, Tono, seni hayatın boyunca tanımıyor olsam, sana eşkıya derdim!
Mira, Tono, si no te conociera desde siempre diría que eres un pandillero. -
"İşte eşkıya şerefi!"
Son las exigencias del honor de bandido.
Eşkıyalık, çok sayıda postane soygunu...
... robo en una ruta, robo de una cantidad no determinada de correos...
Jacques'in ölümünden üç gün sonra üçüncü sınıf bile olmayan iki eşkıya Ville-d'Avray'a doğru tek yönlü bir yolculuğa çıktı. İsimlerini ve eşgallerini gazetede görmüştün.
Tres días después de lo de Jacques una pareja de macarras de tercera clase, ni siquiera fueron a dar una vuelta por Ville d'Avray - ¿ has visto los periódicos?
Orada ne oluyor? Eşkıya Jack Fitch bu yolda görülmüş.
Jack Fitch, el bandolero, anda suelto.
Kral seni biliyor, seni yol kesici eşkıya.
El rey sabe sobre ti, asaltante de caminos.
Biz eşkıya değiliz.
No somos bandidos.
Eşkıyalar ve hırsızlardan ötürü yollar geceleri tehlikeli olurlar.
De noche es peligroso con tantos salteadores y ladrones.
Shutendoji isimli bir eşkıyanın işiydi.
Era Shutendoji, un bandido.
Bir eşkıyayı öldürmek bana şan kazandırmazdı ben de herkese iblisti dedim.
No hay gloria en matar a un bandido, ¡ así que dije que era un demonio!
Eşkıyaların padişahıyım.
¡ Soy el rey supremo de los bandidos!
- Bugünden itibaren, büyük küçük bütün eşkıyanın düşmanıyım.
A partir de ahora soy enemigo de todos los bandidos.
- Eşkıya başına para koymak iyi akıl değil oğul hem hükümete karşı hem de eşkıyalara karşı.
No es prudente poner precio a la cabeza de un bandido, Nada para el Estado ni para el bandido.
- Eşkıya yapacağını yaptı artık. Dediğim aynen yapılacaktır.
El bandido hará lo que tenga que hacer.
Karapınar Köyü'nden, Reşat Ağa'nın oğlu Osman Efendi dağlarda gezen, ırzımızda, namusumuzda ve canımızda malımızda gözleri olan eşkıyaların başına para koymuştur.
Osman Agá ha puesto precio a las cabezas... de los bandidos que amenazan nuestras vidas, nuestro honor y nuestras pertenencias.
Koca hükümet baş edememiş bu eşkıyalarla. Biz mi edeceğiz?
¿ Lucharemos contra ellos en vez de contra el Estado?
Doğrudur, doğrudur. Bütün ağalar dağda eşkıya beslerken bizimkisinin yaptığı pek doğrudur.
Mientras todos los agás... alimentan a los bandidos en las montañas, nuestro agá hace lo adecuado.
Demiş ki "her kim Mustafa'nın başını getirir, ona 10 bin lira. Her kim Avni'nin kellesini getirir, 7 bin lira. Her kim Eşkıya Mahmut'u getirir, 4 bin lira."
Dijo que al que le traiga la cabeza de Mustafá le dará 10 mil, por la cabeza de Beko Avni, 7 mil y por la cabeza de Mahmut, 4 mil liras.
Dağda üç ay eşkıyalar yanında kalmış bir kadına... Falan filan... Neler yapmaz ki?
Le harán cualquier cosa a una mujer que ha pasado meses con los bandidos.
Adam listeye bakıp sonra Eşkıya Mahmut'un üstüne bir çizgi çekmiş.
Dicen que miró la lista y tachó el nombre del bandido Mahmut.
Bir adam gelmiş sizin köye. Eşkıya. Eşkıyaların celladı.
Si le damos el dinero a este cazador de cabezas, ¿ querrá llevárselo... a los bandidos y salvar a nuestro hombre?
Bir gece eşkıyalar bastı köyü. Ve benim karımı beraberinde götürdüler.
Porque una noche los bandidos asaltaron nuestra casa y se llevaron a mi mujer.
eskimo 18
eşkıya 17
eski 156
eski dostlar 20
eskiden 151
eskisi gibi 43
eski dost 55
eski dostum 305
eski moda 22
eski kocam 26
eşkıya 17
eski 156
eski dostlar 20
eskiden 151
eskisi gibi 43
eski dost 55
eski dostum 305
eski moda 22
eski kocam 26