Gece ve gündüz tradutor Espanhol
566 parallel translation
{ \ 1c00FFFF } Altı gün ve gece boyunca, sonsuz bir kalabalık, { \ 1c00FFFF } umutsuz savaşçı Karun Nehrini geçiyordu... { \ 1c00FFFF } her noktadan, gece ve gündüz.
Durante seis días y noches más, una muchedumbre sin fin, desesperada y luchadora estuvo cruzando el río Karun... desde todos los puntos, día y noche.
Gece ve gündüz Sadece sen varsın
Noche y día Tú eres la que yo quiero
Gece ve gündüz seni düşünüyorum
Pienso en ti Noche y día
Gece ve gündüz Neden bu böyle
Día y noche ¿ Por qué será?
Gece ve gündüz Seni düşünüyorum
Pienso en ti Noche y día
Gece ve gündüz beni altında gizler
Noche y día, Bajo mi piel
Gündüz ve gece Gece ve gündüz
Día y noche Noche y día
Vicdan, gece ve gündüz, uyurken ve uyanıkken.
La conciencia, día y noche, despertándoIe, soñando.
Gece ve gündüz aldığı her nefesi dinleyerek yanında olman gerekecek.
Estarás con él noche y día vigilando cada suspiro
Sanırım kendinize çok yükleniyorsunuz, gece ve gündüz.
Creo que se está pasando, día y noche.
Düğün pastası yürüyüşü Gece ve gündüz
La marcha nupcial Día y noche
Şu iki adamın seni gece ve gündüz takip etmesini saymazsak.
Habrá hombres siguiéndote, día y noche.
Külkedisi, Külkedisi Gece ve gündüz bu, Külkedisi'dir
Cenicienta, Cenicienta Día y noche Cenicienta
Ama gece ve gündüz tek bir şey için çalışacaksın gerekirse Londra'yı ikiye yar yeter ki şu çalışma ruhsatını bana getir.
Pero noche y día, vas a hacer una cosa... Desmonta Londres si hace falta... pero vas a conseguirme esa licencia.
Gece ve gündüz, dünya gibi dön
La tierra gira día y noche
- Koruma altında, gece ve gündüz.
- Bajo guardia día y noche.
- Gece ve gündüz iki adam efendim.
- Dos de día y dos de noche, señor.
Gece ve gündüz, er ya da geç, O yerlerden birini, bir kasabayı ya da bir yüzü arayacak
Noche y día, temprano y tarde busca un lugar, un pueblo, o un rostro.
Gözlerindeki hareket ateşi eksilsin, ne ileri ne de geri hareket etmesin. Zaman uçsun, gece ve gündüz arasında. Ne canlı ne de ölü olsun, yalacı taştan olsun.
Que el fuego deslumbre tus ojos, que no puedas caminar, que pierdas la dimensión temporal, que no veas más ni luz ni sombra, que no estés ni vivo ni muerto y que te conviertas en piedra entre otras piedras.
Kızı defalarca gece ve gündüz bu apartmana girerken gördüm.
La vi entrar en este edificio y salir de él de día y de noche.
Telefonun dinleniyor ve üç adam seni gece ve gündüz izliyor.
Tu teléfono está intervenido, te vigilan día y noche.
Gece ve gündüz kupalarıı dolu tutsun.
Una taza cada uno, mañana y noche.
Gece ve gündüz çalıştım.
He trabajado día y noche.
Onlar, gece ve gündüz...?
¿ Que noche y día?
Gece ve gündüz hizmetindeyim.
Estoy a tu disposición, día y noche.
Gece ve gündüz, ve yol bitti..
Día y noche, un día tras otro...
Aşk ve kıskançlık, Mazamette'ye gece gündüz rahat vermez.
Amor y celos no le permiten a Mazamette descansar día y noche
Kilometrelerce uzunluktaki doklar, gece gündüz yabancı kargoları ve yabancı erkekleri beklemekte.
Los muelles esperan día y noche a extraños cargamentos, y a forasteros.
Majestelerinin sevgileriyle, bir sepet dolusu meyve ve bu çiçekler de burada zamanında olabilmem için bir hafta boyunca gece gündüz at sürmemi buyuran majesteleri grand dükten.
Una cesta de frutas con los saludos de Su Majestad, y estas flores de parte del Gran Duque, quien me ordenó cabalgar día y noche durante una semana para llegar a tiempo.
Gündüz ve gece oturup dururuz.
Todos los días y las noches los pasamos sentados en el porche...
Simdi uçamïyor ve gece gündüz bir laboratuvar masasïna hapis.
Ahora ya no puede volar y está amarrado al laboratorio día y noche.
Bay Tim gelip sana katır, pamuk tohumu ve gübre verse güneş gündüz gece parıldasa bile bu sene ürün alamazsın.
Aunque el señor Tim te diera una mula, semillas de algodón y guano, y aunque el sol brillase noche y día no ibas a tener cosecha este año.
Gündüz için ve gece için elimizde mevcut.
Tenemos para el día y para la noche.
Gece ve gündüz görüyordum.
Lo veía día y noche.
Gündüz ve gece mi?
¿ Día y noche?
McNeal depoların bulunduğu bölgeyi bloklara bölümlere ayırdı ve gece gündüz, düzenli olarak bira barlarını ve salonlarını taradı.
McNeal dividió el distrito detrás de los corrales... en manzanas y secciones... y durante días, buscó sistemáticamente en todos los bares y tabernas.
Gündüz uyarıcı hap almıştı ve gece için de uyku ilacına ihtiyacı vardı.
Estimulantes de día, somníferos por la noche.
- Onun gece ve gündüz izlenmesini istiyorum.
Que la sigan día y noche. - Bien.
Gündüz ve gece, ayın ışığında, ve yakıcı öğle güneşinde ben vefakar ve mütevazi kulunuz ile Hakar, düzenbazlar ve hilekarların tuzaklarına zehirlere, bıçak darbelerine, pusulara, türlü şeytanlıklara rağmen...
De noche, de día, bajo la luz de la luna y el fuego abrasador del sol este humilde servidor y vuestro criado Hakar hemos luchado contra engaños, trampas y emboscadas, venenos, puñaladas, perfidia y vil traición.
- Gece gündüz çalıştık Kay kahveyi sıcak ve hazırda bekletirdi
Trabajamos día y noche. Kay mantenía el café caliente.
Gündüz ve akşam vardiyasında üçer, gece vardiyasında da dört kişi.
Tres hombres de día y noche, y cuatro después de medianoche.
Köse yazarları ve basının kurtları gece gündüz peşimdeydiler.
Los columnistas y los lobos me perseguían día y noche
Yapımında yüzlerce gece ve gündüz çalıştım,
Cientos de herreros trabajan noche y día haciendo armas de este nuevo metal.
Ama en büyük ilham, gece gündüz demeden tüm vaktini çalışmaya harcayan Boksör'den ve Benjamin'den geliyordu.
La mayor aportación era la de Bóxer, quien junto con su amigo Benjamín, trabajaban día y noche sin descanso.
Gece ve gündüz barlarda.
Y todo el día y toda la noche en los bares "weekend california, weekend havana"
Beyaz balina, önümüzde uzanan Ahab'ın kendisi ve intikamı arasında özgürce yüzerken... günlerce bıkmadan gece gündüz kürek çektik.
Durante días y noches remamos sin cesar, mientras la ballena blanca nadaba libremente, y aumentaba la distancia entre ella y la venganza de Ahab.
Sürekli gözlersin, açıklık ararsın, gece gündüz ve geldiğinde de...
Estás atento, día y noche, esperando la oportunidad, y cuando llega...
Gerektiğinde gündüz ve gece çalışabilir.
Puede trabajar día y noche si es necesario.
Sürekli devriye gezeceksin ve gece, gündüz hep onu takip edeceksin..
Abra el ojo. Haga rondas de día, de noche... - De noche sobre todo.
Yabancı insanlar gece gündüz buraya girip seni çevirse ve çarşafın altından yoklama yapsa nasıl olurdun?
¿ Cómo te sentirías rodeado de gente extraña noche y día, metiendo las manos por debajo de las sábanas.
Fakat o zaman dek zincirlenmeli, ve gece gündüz izlenmelisin.
Pero... hasta entonces debes estar... encadenado y vigilado día y noche.
gündüz 49
gece vakti 17
gece gündüz 60
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
gece kuşu 17
gece yarısı mı 17
gece yarısı oldu 27
gece vakti 17
gece gündüz 60
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
gece kuşu 17
gece yarısı mı 17
gece yarısı oldu 27