Gercekte tradutor Espanhol
7,573 parallel translation
Bunun büyü gücü olduğuna inanıyoruz. Ama gerçekte bu çorba bir şifa büyüsü.
Hemos estado asumiendo que este es un hechizo de poder, pero la verdad es que esta sopa un hechizo sanador.
Peki Sharon'la aramdaki ilişki gerçekte olduğundan biraz daha ciddi gibi davranmış olabilir miyim?
Así que... Bien, ¿ actué como si mi relación con Sharon... era un poco más seria de lo que es? Posiblemente.
Evet, gerçekte bir işverenim yok.
Sí, en realidad no lo tengo.
Gerçekte kimi tehdit ediyorsunuz?
¿ A quién está amenazando realmente?
Gerçekte o olduğunu nereden bileceğim?
¿ Cómo sé que en verdad es él?
O gece handa gerçekte ne olduğunu merak edip duruyorum.
Me he estado preguntando, esa noche en la posada... ¿ Qué pasó realmente?
Gerçekte hissettiklerimizi birbirimize gösterebilmemize imkan yok!
¡ Nunca podremos mostrar lo que pensamos en realidad.
Rol yaptığınız gibi gerçekte de yapay sinir ağlarıyla ilgili şüpheleriniz var mı?
¿ De verdad desconfía tanto de las redes neuronales artificiales como quiere hacer ver?
Sanırım Eduard'ın ölümünden gerçekte kimin sorumlu olduğunu biliyorsunuz.
Creo que sabeis quién es el verdadero responsable por la muerte de Eudard.
Gerçekte neden Voland'ın ölmesini istiyordu?
¿ Por qué quería ver a Voland muerto en realidad?
Şimdi bir şey söyleceğim, ve sen gerçekte ne kasttettiğimi söyleyeceksin.
Ahora, voy a decir algo, y tú dime lo que realmente estoy diciendo.
Joshua Parker gerçekte neler olduğunu bize asla anlatamayabilir, biliyorsun.
Es posible que Josh Parker nunca pueda contarnos qué le ocurrió.
Ama gerçekte her şey eksiktir.
Pero en realidad, todo lo que falta.
Çünkü bu gerçekte olduğum kişi değil.
Porque yo no soy así.
Ne istiyorsun, Lydia, ama ben gerçekte nasıl bir insan olduğunu biliyorum.
Haz lo que quieras, Lydia, pero sé la clase de persona que eres en realidad.
Alenen konunun karanlık noktalara doğru gittiğinden şikayet etsek de gerçekte erişimlerimiz, daha da fazla büyümekte.
Nos quejamos públicamente de que todo va a peor, pero de hecho, nuestros accesos están mejorando.
Dünyadaki istihbarat teşkilatlarının sahne arkasında gerçekte neler olup bittiği hakkında ifade vermenin önemli olduğuna inanıyorum.
Es un placer para mí estar aquí. Creo que es importante testificar... sobre lo que realmente está pasando entre bambalinas... en las comunidades de inteligencia de todo el mundo.
Ama gerçekte bu ağaç büyümesi sona ermiş genç bir fidan.
Pero la verdad es que este árbol es un retoño que dejó de crecer.
Tek yaptığım sana gerçekte olduğun kişiyi göstermekti.
Todo lo que he hecho es enseñarte quién eres de verdad.
- Gerçekte neden bağırdın?
Vale, ¿ por qué estabas gritando?
Tamam, herkesin bu yüzden benden nefret edeceğini biliyorum ancak ben gerçekte lezbiyen değilim.
Sé que seguramente todo el mundo me odiará por esto, pero no soy lesbiana de verdad.
Bu gerçekte neyle alâkalı?
¿ Realmente... de qué va esto?
Vali gerçekte ne kadar yardımcı olacak, Eli?
¿ Cuánto va ayudar realmente el gobernador, Eli?
Senin hakkında gerçekte nasıl hissettiğimi bilmek ister misin? - Çünkü eğer istiyorsan sana Şükran Günü'nden hiç zevk alamayacağımı çünkü seni her gün görmeyeceğimi söylerdim. - Hayır.
¿ Tienes interés en saber lo que siento yo por ti?
Bir şeyin peşinden koşuyorsun ama gerçekte kafan bir başka şeyde takılı.
Es cuando persigues una cosa, pero realmente estás pensando en otra.
Ama dışarıdaki hiç kimse, bu operasyonu gerçekte nasıl yaptığımızı bilmeyecek... kendimizi nasıl tehlikeye attığımızı bilmeyecek,
Saben, nadie afuera... realmente sabe como trabajamos... cómo nos ponemos a nosotros mismos en peligro.
İzin verin, kısmi ücretli oyunlar, gerçekte nasıl yürür, açıklayayım.
Dejen que les explique cómo funcionan los juegos freemium en realidad.
Birkaç yıl önce gerçekte Rupert Kerlich olan Raffles adındaki hırsızı öğrendin.
Sabemos que hace varios años de algún modo usted averiguó que el ladrón conocido como "Raffles" es en realidad un hombre llamado Rupert Kerlich.
Ve ayrıca gerçekte kim olduğumuzu bilirlerse, onlara bizi kaçırmaları için fırsat vermiş oluruz.
Y si nos creyesen, estaríamos incitando al secuestro.
Sanırım gerçekte olmak istedin yer burası mı diye soruyorum.
Supongo que estoy preguntando si esto es realmente donde querías estar.
Hikayenizi kontrol ettim, gerçekte kim olduğunuzu biliyorum ve küçük bir işbirliğiyle sizi evinize kavuşturabilirim.
He comprobado su historia, sé quiénes son realmente, y con una pequeña cooperación, puedo devolverles a casa.
Sen gerçekte neden buradasın?
¿ Por qué estás aquí realmente?
Bu benim param gerçekte ama, değil mi?
Bueno, de todas formas, es mi dinero de acuerdo?
- O video gerçekte neler olduğunu göstermiyor ki.
Ya vimos como los odias. El video no muestra lo que pasó en verdad.
Kürsünde Başkanlık Forsu ile dikil ve... dünyanın en iyi habercilerine Chip'in kim... ve gerçekte ne olduğunu anlat.
Subete a tu podio con el sello presidencial y diles a los reporteros mas poderosos del mundo quien es Chip, quien es en realidad.
Çünkü ellerinde gerçekte ne varsa, onu kullanacaklardır.
Porque lo que tienen de verdad, van a utilizarlo.
Hayır, gerçekte hiçbir şey göremiyorum.
- La vista es perfecta. - No, literalmente no puedo ver nada.
Yoksa çok beklersen senin gerçekte ne kadar korkunç biri olduğunu..... fark eder ve seninle asla seks yapmaz diye mi korkuyorsun?
¿ O tienes miedo de que si esperas demasiado, él se dará cuenta de cuán horrible realmete eres y que nunca desee tener sexo contigo?
Zaman geçtikçe, kendilerini senin için ortaya atan çocukların gerçekte kim olduklarını göreceksin.
Te apoyaré mucho después de que estos chicos muestren su verdadera cara.
Sanal gerçeklikte ölürsen, gerçekte de öleceğini de unuttun mu?
¿ También te olvidaste de que si mueres en la realidad virtual, mueres - en la vida real, Butters?
Ve sanırım mahalle baskısı yüzünden evlendim ama sonunda gerçekte olduğum kişiye karşı dürüst olmam gerekti.
Y supongo que solo me casé por la presión social pero, eventualmente, tuve que ser leal a quien era.
Roxy'nin gerçekte kim olduğunu biliyorum.
sé la verdadera identidad de Roxy.
Evrakı bulursak Charlotte Cross'un gerçekte kim olduğunu buluruz.
Los encontraremos, y sabremos quién es Charlotte Cross realmente.
O katilin gerçekte kim olduğunu bilip de hiçbir şey yapmadan izlememi mi bekliyorsun?
¿ Me estás diciendo qué me quede de brazos cruzados... cuándo to conozco a los asesinos?
Ona gerçekte ne oldu, Tom?
¿ Qué le sucedió a ella realmente, Tom?
Jonas, Toplayıcı ile birlikte gerçekte neler yapıyorsunuz?
Jonas, ¿ qué es lo que hacen el Receptor y tú?
Jonas. Su aygırı, gerçekte bir filmiş.
Y un hipopótamo en realidad es un elefante.
Sen ve ben gerçekte ne olduğumu biliyoruz.
Tú y yo sabemos lo que soy realmente.
ALINA : Sen ve ben gerçekte ne olduğumu biliyoruz.
Tú y yo sabemos lo que soy realmente.
Tıpkı George Washington'ın gerçekte kiraz ağacını kesmediğini söylediğin gibi, değil mi?
Duda. Como yo sabía que George Washington no corta el árbol de cerezo.
Ama o söylentiyi gerçekte kimin başlatıp o genç kızın hayatını bitirdiğini ikimiz de biliyoruz.
Pero sabemos quién inició ese rumor y terminó con la vida de esa chica, ¿ no?
gerçekten 4665
gercekten 18
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekte 109
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gerçekten çok kötü 18
gercekten 18
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekte 109
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gerçekten çok kötü 18
gerçekten bilmiyorum 225
gerçekten öyle mi 37
gerçekten çok iyisin 21
gerçekten çok komik 20
gerçekten güzel 104
gerçekten çok hoş 30
gerçekten çok iyi 60
gerçekten harika 141
gerçekten iyisin 22
gerçekten çok özür dilerim 17
gerçekten öyle mi 37
gerçekten çok iyisin 21
gerçekten çok komik 20
gerçekten güzel 104
gerçekten çok hoş 30
gerçekten çok iyi 60
gerçekten harika 141
gerçekten iyisin 22
gerçekten çok özür dilerim 17