Hanımefendiler tradutor Espanhol
157 parallel translation
Hanımefendiler, beyefendilere söylemezler, rica ederler.
Las damas no ordenan a los hombres.
Hanımefendiler, beyefendiler hepinize iyi akşamlar, en sevdiğiniz yayımcı, "Dehşetin Sesi", sizlere Zeisberg'den sesleniyor.
Buenas noches, señoras y señores. Su locutor favorito, la Voz del Terror les llega desde Salzburgo.
- Hanımefendiler falan.
- Las demoiselles.
Hanımefendiler ve beyefendiler, sizler John Dillinger'in suç geçmişinin sadece önemli noktalarından bir bölüm izlediniz.
Damas y caballeros, acaban de ver un resumen de la vida criminal de John Dillinger.
Hanımefendiler ve beyefendiler... Bestecimiz, George Harvey Bone.
Damas y caballeros... el compositor George Harvey Bone.
Hanımefendiler!
¡ Damas!
Haydi bakalım hanımefendiler.
Aquí tienen, señoritas.
Balıklar çok şanslı çünkü güzel hanımefendiler tarafından tutuldular.
Y las anchoas son más afortunadas que nosotros también... por ser manejadas por chicas guapas.
İşte bu kadar hanımefendiler ve beyefendiler
Eso es todo, damas y caballeros. Eso es todo.
İyi akşamlar, hanımefendiler ve beyefendiler.
Muy buenas noches, señoras y señores.
Hanımefendiler yıkanmamış bardaklardan içmez.
Una señora nunca bebe en un vaso sucio.
Günaydın, hanımefendiler.
Buenos días, señoritas.
- Al, hanımefendiler sana emanet.
- Y tú, atiéndelas bien.
Siz hanımefendiler hamile ve benim hizmetime muhtaç değilse, kendi işinize bakmanızı öneririm.
Y a no ser que se encuentren embarazadas y necesiten mis servicios... les sugiero que se metan en sus asuntos!
Hanımefendiler yabancılarla konuşmazlar.
No está bien confiarse así con los desconocidos.
Beylerim, hanımefendiler ve beyefendiler, ilginize, lütfen.
Señorías, damas y caballeros, su atención, por favor.
Bayan Wright ve Bayan Dobie nazik hanımefendiler ve çok da iyi öğretmenler.
Wright y Dobie son jóvenes encantadoras... y buenas maestras.
Yoldaşlar, dostlar, hanımefendiler ve beyefendiler,
Camaradas, amigos, damas y caballeros.
Bu hanımefendiler, bazıları hepsi değilse de, pek çoğu, hayatlarında ilk defa hiç bir koşulda tanışma imkânı bulamayacakları doğma büyüme bir beyefendi ile ilişki, sosyal ilişki, kurdular.
Estas damas han tenido en su mayoría, por primera vez en su vida contacto social con un caballero hecho y derecho que, de otra manera, jamás habrían conocido.
Hanımefendiler bir içkimizi alır mıydınız?
Señoritas... ¿ Nos harán el honor de aceptar una copa?
İyi akşamlar, hanımefendiler.
Buenas noches, señoras.
Beyefendiler ve hanımefendiler, saygıdeğer yurttaşlar...
- Ay sí. Señoras y señores, queridos conciudadanos,
Hanımefendiler, yeni dostumuzla tanışın.
Señoras, tienen que conocer a nuestro nuevo chico.
Hanımefendiler, bu yeni kiracımız Bay Oliver Twist, hizmetinizde.
Lo olvidaba, deben conocer a nuestro nuevo inquilino, el señor don Oliver Twist. Nancy y Bet.
burada. Verona'da. senden genç olan saygın hanımefendiler çoktan anne oldular.
Aquí en Verona, damas de gran estima más jóvenes que tú, ya son madres.
Hanımefendiler!
¡ Señoras!
Hanımefendiler ve beyefendiler, Paris gerçekten bozuk bir şehir!
París es una ciudad disoIuta, señoras y señores.
Tamaaam Hanımefendiler yakışıklı görsün bakalım.
Listo, he terminado ¡ Que bello quedó!
Soylu lordlarım ve hanımefendiler efendim Don Kişot...
Nobles señoras y señores míos. Mi amo, Don Quijote...
Hanımefendiler beylere hediye veriyorsa, diğer beylere aradan çekilmek düşer.
Cuando una mujer obsequia a un caballero, otro caballero debe retirarse.
Bayanlar ve baylar,... hanımefendiler ve beyefendiler,... saygın aileler,... seçkin hanımlar :... burada Pafnucio'nun gerçek hikayesi başlıyor,...
Señoras y señores, damas y caballeros, respetables familias, distinguidas señoritas : aquí comienza la verdadera historia de Pafnucio,
- Hoş hanımefendiler nasılsınız?
- ¿ Cómo lo están pasando?
İyi akşamlar hanımefendiler.
Buenas noches, querido.
" Campton'lu Hanımefendiler bu şarkıyı söyler...
Las mujeres de Campton cantan.
Lordlarım, hanımefendiler, beyefendiler ruhunuzun cömertliği için teşekkür ederim.
Lores, damas y caballeros gracias por su espíritu generoso.
Hanımefendiler, beyefendiler.... az önce hava saldırısı sinyali verildi.
Damas y caballeros.... han saltado las sirenas de los ataques aéreos.
Lordlarım, hanımefendiler, beyefendiler dilimizin bu en büyük trajedisine gösterdiğiniz ilgi için teşekkürler.
Lores, damas y caballeros gracias por la forma en que han recibido la más grandiosa tragedia en nuestro idioma.
Ha? Siz hanımefendiler bu Yağlılarla vaktinizi harcarken neler yapıyorsunuz bakalım, ha?
¿ Qué hacen dos damas como ustedes con estos Greasers?
Lütfen Sam, hanımefendiler var.
Por favor, Sam, hay damas presentes.
Peki, hanımefendiler sözlerini tutarlar mı? Ne demek istiyorsun?
¿ La damas mantienen sus promesas?
Keyfinize bakın, lütfen, hanımefendiler ve beyefendiler.
- Sírvase, por favor. - Disculpe, pero el director...
Bu masa kapandı, hanımefendiler ve beyefendiler.
Esta mesa está cerrada, damas y caballeros.
Sence hanımefendiler cinayet işlemezler mi, dostum?
- ¿ Y cree, amigo mío que las damas no cometen asesinatos?
Hanımefendiler yakalanmazlar.
Las damas no se dejan descubrir.
Çünkü hanımefendiler, yardım için hep Poirot'a başvururlar.
Las mujeres acuden a Hercule Poirot cuando necesitan ayuda.
Oradaydık, Eddie ve ben, İngiltere'de, düşünebiliyor musun öyle şık ve zerafet dolu bir davet- -beyefendiler, hanımefendiler, herşey- -Bu arada Buckingham Sarayından da uzakta değiliz.
Ahí estábamos Eddie y yo, en Inglaterra, en una elegante fiesta con lords, ladies, y todo eso. No era lejos de Buckingham Palace.
Hanımefendiler taksın diye.
Lo usan para esas cosas de... las damas. ¿ Cómo se dice?
Ama hanımefendiler gülmez.
Soy un funcionario leal a Japón.
Evet, hanımefendiler oturun lütfen.
Bien.
Günaydın hanımefendiler.
- Buenos días.
İyi günler, hanımefendiler.
Buenos días, señoras.