Hep söylerim tradutor Espanhol
248 parallel translation
Hep söylerim, dört kişi kalabalıktır.
Siempre digo que cuatro son multitud.
Bu bitli gelincigin bir hirsiz oldugunu hep söylerim.
Lo dije : ¡ esa miserable comadreja nos engaña!
Bir üzüm suyu daha, Grayson, hep söylerim, yeterince vitamin alamıyoruz.
¿ Otro zumo de uvas, Grayson? Nunca tomamos suficientes vitaminas.
Hep söylerim, eğer birini alt edemiyorsan, yanında yer al.
Siempre dije, si no puedes contra ellos, únete a ellos.
Sana hep söylerim, sen mükemmel bir yazarsın.
Siempre te dije que eras un gran escritor.
Bunu hep söylerim.
Te lo digo a ti y a ellos.
Herşeyin bir sırası vardır, bunu hep söylerim.
Lo primero primero, yo siempre digo.
Hep söylerim kadınlar ve atlar, kırbacını kullanacaksın.
Siempre dije, hay que usar el látigo con las mujeres y los caballos.
Ben hep söylerim.
Yo siempre lo hago.
Ne ekersen onu biçersin, hep söylerim.
Yo siempre digo que de un jersey solo puedes sacar lo que has metido.
Ben hep söylerim, en iyi savaşan ordu, koşan ordudur.
Un ejército que lucha es un ejército que corre.
Zihin sükunu her zaman midede başlar, bunu hep söylerim.
La paz del corazón empieza por eI estómago. Eso creo.
Bunu hep söylerim.
Siempre digo eso.
Hep söylerim, çok su içme, midenin rahatı için biraz şarap iç.
Yo siempre digo : ya no bebas agua, bebe un poco de vino para confortar el estómago.
Bunu hep söylerim.
Siempre lo digo :
Hep söylerim, birinin dişlerini dökmek istiyorsan... iki ayağını da kullanmalısın.
Siempre digo : "Si golpeas a alguien asegúrate de usar ambos pies."
Bazı arkadaşlara hep söylerim... gazetecilik dersi veren birinin mizah anlayışı olmalı.
Es como le he dicho a algunos chicos, quien enseñe periodismo, debe tener sentido del humor.
Hep söylerim, eğer birinci sınıf bir odan yoksa iyi bir servise müteşekkir olmalısın.
Ahhh, mi maleta. Como siempre digo, sí tu residencia no es de 1ª clase al menos hay que ser agradecido con el servicio de habitación.
İyi bir eğitim fakülte ve öğrenciler arasındaki yakın ilişkiden kaynaklanır diye hep söylerim.
Siempre he dicho que debería haber relaciones más íntimas entre estudiantes y profesores basadas en un mejor conocimiento.
Hep söylerim, becerikliysen ve bunu biliyorsan, saçmalıklarla zaman harcamanın anlamı ne, değil mi?
Cariño, yo siempre digo que si eres bueno y lo sabes, para qué perder el tiempo andándote con rodeos?
Ben de şunu hep söylerim, kendini beğenmek ömür boyu süren bir aşktır. Ve sunu görüyorum ki, sen ve sen birlikte çok mutlu olacaksınız.
Y yo digo que el quererse a uno mismo es el inicio de un romance de por vida, y después de conocerle, sé que usted y usted serán muy felices.
Hep söylerim, şapka asmak için en iyi yer bir şapka askısıdır.
Como siempre digo, el lugar para colgar un sombrero es un sombrerero.
Zevkler ve renkler tartışılmaz, hep söylerim.
Bueno, sobre gustos no hay disputas, es lo que siempre digo.
Hep söylerim, açık ve kesin bir dil insanları her zaman biraraya getirir.
Eso es lo que necesita el mundo.
Hep söylerim.
Siempre lo dije.
Hep söylerim ; Tekerlekli üçüncü sınıf tabanvaylı birinci sınıftan daha iyidir.
Ya sabes lo que siempre digo : un vehículo de tercera es mejor que una caminata de primera.
Cesur olduğunu hep söylerim Louis.
Siempre dije que tenías las tripas de hacerlo, Louise.
Güvende olmanız üzülmenizden iyidir. Bunu hep söylerim.
Más vale prevenir que curar.
Hep söylerim, kadınlar yemeklere benzer...
Digo que es una mujer que le gusta la comida- -
Bilirsiniz, öğrencilerime hep söylerim, bazan kılıksız olmak, titiz ve temiz olmaktan daha zordur.
Suelo decirles a mis cadetes, usted sabe, todo el tiempo que a veces es más difícil ser un poco haragán que ser ordenado y limpio.
Harry'nin kafasının iyi çalıştığını hep söylerim.
Siempre dije que Harry tenía bien puesta la cabeza sobre sus hombros.
Ben hep söylerim.
Yo miento siempre.
Domuzdan önce yavruladıkları inci değildir, hep söylerim... ve bu o saygısız domuzuda kapsar!
No les des perlas a los cerdos, siempre digo... Y eso incluye a los lechones insolentes!
Eminim umduğun gibi degil ama dualarımda hep söylerim, Sadece gözet.
Espero que no, pero lo tendré en mis plegarias, por si acaso.
Sana hep doğruyu söylerim.
Siempre digo la verdad.
-... hep hayaller gördüğünü söylerim.
- Y que siempre ves animales. - Olvídalo. Dame el teléfono.
İyi, çünkü ben hep salt gerçeği söylerim.
porque yo sólo digo verdades.
Yüzbaşıya hep astsubay danslarının en iyisi olduğunu söylerim.
Siempre le digo al capitán... que el baile de suboficiales es el mejor.
Hep bunu söylerim.
Es lo que digo yo siempre.
Bugünlerde çok işe yaradığını söylerim hep.
Eso siempre ayuda en tiempos como estos.
Yeşil saçlı değilsem, hep doğru söylerim!
Jamás fui odalisca en un harén.
Sadece sıranı bekle, hep bunu söylerim.
Espera tu turno, es lo que siempre digo.
Yürüyebildiğini, hep yürüdüğünü herkese söylerim.
Diré a todo el mundo que ya puedes andar, que siempre has podido.
Hep yanlış şeyler söylerim. Özür dilerim.
Lo siento, siempre digo lo que no debo.
Bu gibi durumlarda hep bunun ailelerin hatası olduğunu söylerim.
Siempre dije que los padres tienen la culpa en casos como ése.
Her şeyin bir karşıIığı vardır, ben hep bunu söylerim.
Una buena acción merece otra, eso es lo que siempre digo.
Oh, ben hep yalan söylerim.
Siempre miento.
Sana hep bir yedek lastik bulundurmanı söylerim. Ama sen çok geri kafalısın.
Siempre te dije que guardaras una rueda de repuesto, pero tú eres una rueda de repuesto.
Ama olsun, ben hep gerçeği söylerim. İnsanlar seksten niye korkuyor ki?
Seguro que va a causar otro escándalo pero no importa, sólo cuento la verdad. ¿ Por qué todo el mundo teme tanto al sexo?
Ben hep doğruyu söylerim. Yalan söylerken bile.
Yo siempre digo la verdad, incluso cuando miento.
İnsanlara hep umutlu olmalarını ve en kötüsüne hazırlanmalarını söylerim.
Le digo a la gente que espere lo mejor y se prepare para lo peor.