Im var tradutor Espanhol
364 parallel translation
- Var var. Bir Luger'im var. Şurada çantada.
Tengo una aquí en la bolsa.
Artık yeni bir Führer'im var... sen.
Ahora tengo un nuevo "Führer" : ... tú.
Benim Irene'im var.
Yo tengo a Irene.
Yatımız, bileziğimiz, senin Osgood'un, benim Şeker'im var.
Tenemos un yate y una pulsera, tú tienes a Osgood y yo a Sugar.
Ama benim Pierre'im var ve gerisi...
Pero yo tengo a mi Pierre y el resto...
Tardis'im var.
Tengo la Tardis.
Evet, Ausweiss'im var.
Por supuesto, tengo uno.
Sadece Gitanes ve Gauloises'im var.
Buenos días, señora.
Bir 10-29 ve 10-28'im var.
Tengo un 10-29 y un 10-28.
Çünkü benim bir Altın Bilet'im var
Porque tengo el Boleto Dorado
Çünkü benim bir Altın Bilet'im var.
Porque tengo un Boleto Dorado
Çünkü benim bir Altın Bilet'im var
Porque tengo un Boleto Dorado
Benim bir Altın Bilet'im var.
Tengo un Boleto Dorado
Stinson Beach'te motoru çatlak bir Volkswagen'im var.
Mi coche está en Stinson Beach, sin frenos.
- Henry Lee Caldwell'im var.
- Tengo a Henry Lee Caldwell.
Sizin için bir tane Jack'im var.
Me tomaré un Jack a vuestra salud.
Ama yapmam gereken bir iºim var. Jack Traven Teksas'a geri dönecek.
Jack Traven va a volver a Texas.
Evet, sanırım benim siz... çocuklara verecek günlük 10 yen'im var.
Sí, creo que lo tengo si vosotros quisiérais ganar 10 yen diarios.
Evet. Kayınbiraderimle ortak kullandığım bir Volvo 144 Estate'im var.
Sí, comparto un Volvo 144 con mi cuñado.
Bir Corvette'im var.
Un Corvette.
Burda senin için bir sandöviç'im var.
Aqui tengo un emparedado para ti
Bir 357'im var. Shot gun dolu bir kasam var. 3 tane suikast silahım ve her çeşitten cephanem var.
Tengo una 357, el maletero lleno de escopetas, tres fusiles de gran calibre y un huevo de munición.
Bir şişe Chivas Regal'im var.
Tengo una botella de Chivas.
Clarion'im var.
Un Clarion.
Yepyeni bir Mercedes'im var.
Un Mercedes nuevo, sin kilometraje.
Sizin için 5 şişe Bushmills'im var.
Le traje cinco cajas de Bushmills.
Arkada ciddi bir diş rahatsızlığı olan Chevrolet'im var.
Afuera tengo un Chevy que necesita un tratamiento de conducto.
Çok ender yanlış etiketli bir 74 Miller'im var.
Tengo una de Miller Lite del 74 con un fallo en la etiqueta.
Bu günden sonra öyle olmayacağını söyleyen 5.000'im var.
Tengo 5.000 dólares que dicen que no lo será hoy.
Evet 85 Model bir Bonewille'im var ama kenar bantları çıkıp duruyor...
Bravo, tuve este'85 Bonneville y las molduras laterales Simplemente no se quedará...
Benim Volkswagen'im var.
Yo traigo un Volkswagen.
Howards Malikânesi'nde biraz işim var ve şu andaki işim de yalnızca sevgili Margaret'im.
Tengo asuntos en Howards End y mis asuntos ahora son, afortunadamente, también los de Margaret.
Ve bir de, ince bir tabaka gibi, tüm hayatına yayıImış olanlar var.
Algunos la tienen al principio, otros en medio, otros al final y otros la tienen repartida a lo largo de los años.
Sizin bir aileniz var, benimse Nagel'im.
Usted tiene a su familia, yo tengo a mi Nagel.
Bir şey var ve yanıImıyorsam galiba bir cinayeti çözdüm.
Algo que, si tengo razón, creo que resolverá un asesinato.
Benim de senin gibi'teslis'im var - tanı koymak, hastalığın seyrini öngörmek ve tedavi etmek.
Diagnóstico, pronóstico y cura.
Bana "Hey, Marty'im için tanıdığın güzel bir kız var mı?" diye sordu.
Me encontré con tu madre en la frutería, y me dijo "¿ Conoces alguna chica linda para Marty?"
Kleenex'im var, ama...
No tengo un kleenex, pero...
Rus zaferinden sonra sahra hastanesinde yapıImış iki tane dolgun var.
Tiene dos empastes que fueron hechos en el hospital de campaña después de la victoria rusa.
Aslında, Führer'im, yeni atanmamla ilgili bir sorun var.
De hecho, mi Führer, está la cuestión de mi nuevo puesto.
Var olan tek şey "ben" im!
¡ Lo único que existe soy yo!
Bir maruzatımız var, Führer'im.
Tenemos una solicitud, mi Führer.
Führer'im bugün ayrılmadan önce, size söylemem gereken bir şey var.
Mi Führer... hay algo que debo decirle... antes de que partamos hoy.
Başka bir emriniz var mı, Führer'im?
¿ Es todo, mi Führer?
Metal yorulması var, kablolama da bizim ihtiyaçlarımız için zayıf, ve bu semt de sanki polisten arındırıImış bölge gibi.
La estructura metálica esta fatigada, el sistema eléctrico es inadecuado para nuestras necesidades... y el vecindario parece una zona desmilitarizada.
O ailelerin, video kasetine aktarıImış amatör filmleri var.
Han pasado unas películas caseras de las dos familias a VHS.
Bu arada Rebecca, patronunla senin aranda durum nedir? Yapabileceðim bir þey var mý?
Por cierto, Rebecca, cómo son las cosas entre usted y su jefe?
Bir Mercedes " im var.
Yo tengo el Mercedes.
Biliyor musun, onun Manhattan'ı var Ingmar'ın İsveç'i, benim de Cicely'im.
Él tiene a Manhattan... Ingmar tiene a Suecia y yo tengo a Cicely.
Benim bir kocam var. Ben Bayan Harker'im.
Tengo un marido, soy la señora Harker.
Mezarlığa gelmemi istiyorsun çünkü "Seçilmiş" im ve vampirler var.
¿ Quiere que lo acompañe al cementerio porque soy la elegida y hay vampiros?
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22