Inanıyorum tradutor Espanhol
16,029 parallel translation
Şahsen, fazlasıyla değiştiğime inanıyorum, hem de iyi yönde.
Yo mismo creo que he cambiado mucho y a mejor.
Sahiden hayatımı kurtarmış olabileceğine inanıyorum.
Verdaderamente creo que me salvó la vida.
Ancak buna rağmen kendimin doğru tercih olduğuna inanıyorum.
De todas maneras, creo que soy... la opción correcta. ¿ Por qué?
Sizin olduğuna inanıyorum.
Creo que es la suya?
Geleceğinin şüpheli olduğuna inanıyorum.
Bueno, yo creo que su futuro... eh... está en duda.
Evet, öyle olacağına inanıyorum.
Sí, creo que va a ser.
Bunu yapabilmem için sizi buraya getirenin Tanrı olduğuna inanıyorum.
Creo que Dios nos juntó aquí para que pudiera hacerlo.
Artık bunu yapmanıza gerek kalmadığına inanıyorum o gemiye biniyorsunuz, gemi Londra'ya dönüyor ondan sonra, "Wapping" e geçiyorsunuz.
En el instante que crea que ya no es necesaria para esta empresa, irá a ese barco, ese barco pondrá rumbo de vuelta a Londres, y poco tiempo después, estará colgada en Wapping.
Geri dönüyorum çünkü burada gerekli şeyleri yapacak adamlar olduğuna inanıyorum. Ve özellikle benimle birlikte korkunç bir donanmanın başında olmaya değer bir adam için dönüyorum.
He regresado porque en este lugar creía que podría encontrar a los hombres necesarios para hacerlo y, en particular, a un hombre que creía merecedor de permanecer junto a mí a la cabeza de una flota temible.
Onların dünyasına girmenin bir yolunu bulmalıyız. Ve benimle birlikte geleceğine inanıyorum.
Debemos encontrar una forma de entrar en su mundo, y creo que tú querrías entrar en él conmigo.
O an geldiğinde benden ayrılmayacağına inanıyorum.
Creo que en este momento no puedes vislumbrar dejarme.
Şimdi bildiğim hesapları görmek için geri dönüyorum. Geri dönüyorum çünkü burada gerekli şeyleri yapacak adamlar olduğuna inanıyorum.
He regresado para retomar lo que conocía, porque en este lugar creí que podría encontrar a los hombres necesarios para hacerlo.
Bunun olacağına inanıyorum.
Creo que es lo que debe hacerse.
Beni burada nasıl bir gelecek bekliyor en ufak fikrim yok. Lakin senin başarının anahtarının bu olduğuna inanıyorum.
No tengo ni idea del futuro que me aguarda aquí, pero confío en que su éxito sea la clave.
Lakin yine de inanıyorum ki bize karşılaştığınız tercih sunulsaydı kanunun gözünden özgür olma fırsatı böyle şiddetle reddedilmezdi.
Sin embargo creo que si nos ofrecieran la misma oportunidad que tuvisteis, una oportunidad de ser libres a los ojos de la ley, no la habríamos rechazado tan rotundamente.
Benim hakkımdaki fikirlerini değiştirebileceğimize inanıyorum.
Podemos hacerla cambiar de opinión sobre mí.
Sevdiğine inanıyorum.
Creo que sí.
Ama beni seviyor, sevdiğini biliyorum ve benimle evlenmek için can attığına tamamen inanıyorum ; Çünkü biz birbiri için yaratılmış iki insanız.
Pero ella me ama, lo sé, y quiere casarse conmigo, porque siempre dos personas significaban el uno al otro...
"En azından aşka inanıyorum, ama mutluluğa inanmıyorum"
Cuando menos, creo en el amor pero no en la felicidad.
Buna inanıyorum.
Lo creo.
Senatör Hofland'le görüşürken siz de yanımda bulunursanız büyük faydası olacağına inanıyorum.
Creo que su presencia ayudaría mucho mientras hablo con el senador Hofland.
Heaton-Harris yasa tasarısının doğru olduğuna inanıyorum.
Creo que el proyecto Heaton-Harris es lo correcto.
Ben inanıyorum.
Bueno... yo sí.
Bütün sorularının cevabını bulacağına inanıyorum.
Creo que encontrarás todas tus respuestas.
Başka terör eylemleri planlayan daha geniş bir hücre konusunda bilgisi olabileceğine inanıyorum.
- Y creo que podría tener inteligencia de una célula durmiente más grande. Con el objetivo de cometer más actos de terrorismo.
Bilinen dünyanın sınırları dışında çok fazla cevabın bizi bekliyor olabileceğine inanıyorum.
Creo que tantas respuestas se encuentran fuera de los límites del mundo conocido, en los reinos de la posibilidad extrema.
İnandığınıza inanıyorum.
Creo que usted cree.
Şimdi bu deneylerin daha büyük bir komplonun parçası olduğuna inanıyorum.
Pruebas que ahora sospecho son parte de una conspiración mayor.
Fakat sadece bir şeye inanıyorum.
Pero creo en una.
Dinle pek işi olan biri değilim ama birisinin, onu bizi sınamak için yolladığına inanıyorum.
No soy un hombre religioso. Pero creo que alguien la envió aquí. Para probarnos.
Evli olmadığını söylüyor. Bir değeri var mı bilmem ama ona inanıyorum.
Dice que no está casado y que... por lo que vale, le creo.
- Tam bilmiyorum ama ona inanıyorum.
- No lo sé, pero quiero creerle.
- Bu adam değil mi? - Öyle olduğuna inanıyorum..
- Es el tipo, ¿ no?
Tamam, ben de iş birligine inanıyorum ama bu iş bittiginde o sikik fotografları sızdıranı bulacagım ve o şerefsizı mahvedecegim!
Bien. Apoyo la cooperación entre agencias pero cuando esto termine, voy a buscar a la mierda que filtró estas fotos, y ¡ le voy a arruinar la vida!
Amerikaya gerçekten inanıyorum.
Creo en Estados Unidos.
Vulkan'ın Kolinahr disiplinini tamamlamayı tercih eder ve tüm duygularımdan arınırsam bunun seni yargıladığım anlamına geldiğini düşünmeyeceğine inanıyorum.
Si decidiera completar la disciplina vulcana del kolinar y purgar todas mis emociones, espero que no sientas que refleja juicio alguno sobre ti.
Sana inanıyorum Rick.
Yo creo en ti, Rick.
Önümdeki sayılara bakıyorum da gerçekten olağanüstü sonuçlar Jimmy, inanılmaz.
Mirando estas cifras, realmente me asombran los resultados.
İnanıyorum sana.
Te creo.
İnanıyorum.
Te creo.
İnanıyorum ki Nassau'nun hayatta kalmasının en iyi fırsatı benim yönetmem olacak.
Pienso que lo mejor para Nassau es que se deje guiar por mí.
Beyazlıkta inanıImaz bakıyorum ve el yazım korkunç ve insanlara pantolonları çıkarmalarını ve çıkmalarını söylemeyi seviyorum ve sonra bir saat orada otururlar.
Me veo increíble de blanco. Mi caligrafía es terrible y amo decirles que se bajen los pantalones, irme y hacerlos esperar una hora.
- İnanırım! - Şaka yapıyorum.
¡ Lo creo!
Ben geleceğe inanıyorum.
Yo creo en el futuro.
Çünkü ister inan, ister inanma sana yardım etmeye çalışıyorum ve gerçeği anlatmazsan edemem.
Porque lo creas o no, intento ayudarte... Y no puedo hacerlo sin la verdad.
Bunu gündeme getirmeyin. İnanıyorum ki bu... benim...
No lo menciones.
İnanıyor musun? - İnanıyorum.
¿ Lo crees?
- İnanıyorum.
- ¿ Lo crees? - ¡ Lo creo!
İnanıyorum ki, şuan yukarıdan bizi izliyor.
Creo que ahora nos está mirando desde el cielo.
Buna inanıyorum. Nasıl olduğunu sormayacağım.
Te creo en eso.
İnanıyorum ki kentimizdeki yaşam kalitesini yükseltebiliriz.
Confío en que podremos mejorar la calidad de vida de nuestra ciudad.
inanıyorum ki 68
inanılmaz 1325
inanırım 48
inanın 122
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanın bana 383
inanılır gibi değil 182
inanılmaz 1325
inanırım 48
inanın 122
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanın bana 383
inanılır gibi değil 182