English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ I ] / Ingiliz

Ingiliz tradutor Espanhol

11,580 parallel translation
Her bir ingiliz erkeği senin mevkinden düşük konumda.
Y cualquier inglés, obviamente, está por debajo de tu posición.
İngiliz Ordusu'ndan olsam bunu yapar mıydım?
Si estuviera con el Ejército Británico, ¿ haría esto?
Hayalini kurduğum İngiliz adam nerede?
¿ Dónde está mi hombre Inglés?
- İngiliz çocuğa ne oldu?
¿ Qué pasó con el Inglés?
şu ana kadar gördüğüm en heyecan veren İngiliz futbolcu.
Yo diría que es probablemente el más emocionante jugador Inglés
Bir ulusun bir İngiliz futbolcuyla birlikte ağlama anıydı.
Fue el momento en que una nación lloró con un futbolista Inglés.
Spurs'un İngiliz oyuncusu Paul Gascoigne'in İtalyan kulüp Lazio'ya katılmasının an meselesi olduğu bildirildi.
El futbolista Spurs y Inglaterra Paul Gascoigne se informa que estar a punto de unirse al club italiano Lazio.
Yardıma her daim hazırımdır. 1960'ların İngiliz polisi gibi.
Siempre estoy aquí para ayudar. Como un policía británico de los sesenta.
Bütün masrafları Fransa karşılayacak. Ben de Roma ve İngiliz kraliyetinin arasını yapacağım.
Todos los costes son sufragados por Francia... y yo consigo una reconciliación entre la corona inglesa y Roma.
İngiliz sevdalısının teki.
Es un anglófilo comprometido.
- İngiliz aksanıyla konuşunca çok seksi oluyorsun.
Oh, me encanta cuando hablas en ese tono.
Liv, ben muhteşem saçı ve İngiliz aksanı ulan uzun bir doktorum.
Liv, yo soy un médico de alto nivel con fantástica de pelo y un acento británico
Şu İngiliz.
Hola
Sen İngiliz misin?
¿ Eres británica?
Gey mi İngiliz mi oynadık ve gerçekten iyi oynuyor.
Hemos jugado a "¿ Gay o británico?" y es muy buena.
Çünkü küçük İngiliz buldogum uyuyuyor ve uyandığında ben yanında olmazsam korkar.
Porque justo, como que... Mi pequeño y durmiente Bulldog inglés va a despertar, y se va a asustar si no estoy ahí.
İngiliz kornan şu masada.
Está en la mesa, tu bocina inglesa.
Tüm İngiliz ordusu bile ev adresimi bilmiyor.
Ni siquiera todo el batallón Inglés sabe dónde queda mi casa.
"Eğer istersen İngiliz Memuru'nun dişini bile sökerim."
Si tú lo dices, hasta arrancare el diente de un oficial Inglés.
Bana İngiliz Memuru'nun dişini getir.
Ve, consígueme el diente de un oficial Inglés.
Yeşil İngiliz ceketini giy.
Hoy use este abrigo verde Inglés, le quedara muy bien, aquí tiene.
Sabah gitmeden önce yeşil İngiliz ceketini giydi.
Salió en la mañana vistiendo su abrigo Inglés verde.
Mücadelelerine destek ol. Çünkü onlar Katolik Kraliçeleri olan Mary'nin ölmesini istiyorlar... İngiliz Katolikler bu Kraliçe'nin tahtında hakkı olduğuna inanıyorlar.
Respaldáis sus esfuerzos porque ellos quieren que María, su reina católica, se vaya, una reina que incluso los católicos ingleses creen que tiene derecho a vuestro trono. ¿ Qué será lo siguiente?
Catherine'ı alan adamlar İngiliz'miş.
Los hombres que se llevaron a Catalina eran ingleses.
İngiliz-Fransız ittifakını düşünmediler bile.
Nunca consideraron una alianza entre Inglaterra y Francia.
Ben bir İngiliz Kraliçesiyim.
Soy la reina de Inglaterra.
Titiz araştırmalarımız sayesinde sorumlu İngiliz subay Binbaşı Edmund Hewlett'i yakalayıp mahkemeye getirmeyi başardığımız konusunda sizi bilgilendirmek için yazıyorum.
Le escribo para informarle que a través de una cuidadosa búsqueda pudimos capturar y detener para llevar a juicio al oficial británico responsable el Mayor Edmund Hewlett. "
Ordudaki yüksek rütbeli ve önemli büyük pek çok saygın İngiliz subay karşılığında takas edilecek.
" Será intercambiado con los británicos por varios valiosos oficiales de más alto rango e importancia para el ejército.
İngiliz kraliçenin elçisi kasabada, ve bir toplantı ayarladım.
En mensajero de la reina inglesa está en el pueblo, y he organizado una reunión.
Eğer onu etkileyebilirsen İskoç kraliçesini etkilediğin gibi, başında bir İngiliz tacına sahip olabilirsin.
Si puedes gustarle tanto como le has encantado a la reina de escocesa, puedes acabar con la corona inglesa en tu cabeza.
Aç şunu İngiliz uşağı yoksa kapını kırarım!
¡ Abre, tory, o te tiro la puerta abajo!
İngiliz uşakları Lexington ve Concord'da haykırıyorlar! - Bu ne demek?
¡ Los torys derrotados en Lexington y Concord!
- İsyancılar İngiliz uşaklarıyla Massachusetts'de karşılaştılar ve isyancılar kazandı.
¿ Qué quieres decir? Los rebeldes se encontraron a los torys en Massachusetts y los rebeldes ganaron. ¿ Eres una tory?
- İngiliz uşağı olmasan iyi edersin demek.
Mejor que no seas una tory.
Sen evine git İngiliz uşağı!
¡ Vete tú a casa, tory!
İngiliz sadığı falan mısın Chekura?
¿ Eres un Unionista británico, Chekura?
"Virginia Valisi Lort Dunmore İngiliz tarafına geçen zencilere bağımsızlık sözü veriyor."
Lord Dunmore, Gobernador de Virginia promete la libertad a los negros que se cambien al bando británico.
İngiliz askerleri ve memurları Manhattan'ı doldurmuştu. Ve kutsal topraklardaki kadınlardan zevklerini gideriyorlardı.
Los soldados y oficiales británicos llenaron Manhattan y llevaron sus placeres a las mujeres en Tierra Santa.
İsyancılarda ölen ve yaralananların ne kadar kötü olduğunu söyleyemezdim. Ama burada, New York'ta İngiliz kırmızı paltolularını zar zor yeterli hızda gömebiliyorlardı.
No podría decir hasta qué punto sufrieron bajas los rebeldes, pero aquí, en Nueva York, apenas podían enterrar a los Casacas Rojas británicos lo suficientemente rápido.
Hiçbir İngiliz uşağı buradan geçecek kadar deli değildir. - Doğru!
Ningún Tory de mierda estaría tan loco como para viajar por ellos.
- Şu İngiliz piçlerini Saratoga'da cehenneme yolladık.
¡ Exacto! Sí, les dimos lo suyo a esos hijos de puta de Torys en Saratoga.
Top Gear Amerika'nın İngiliz Top Gear'a tur bindirmesine izin vermeyin.
No dejen que Top Gear US saque ventaja a Top Gear UK.
Şşt. Ve öncelikle, kötü haber, korkarım, Çünkü İngiliz otoyol ağı yeni bir tip kamerayla tanışacak.
Y antes que nada, malas noticias, me temo, porque las autopistas británicas van a tener un tipo nuevo de cámaras de velocidad, las cuales son grises e invisibles.
Hanımlar, muhteşem bir İngiliz kahvaltısı.
Damas, menta y desayuno inglés.
İngiliz Denizcisi olduktan sonra nasıl kâhya oldunuz?
¿ Cómo pasó de estar en la Infantería de Marina Real a un mayordomo?
Çok sevgili bir Noel şarkısını hatırladım İngiliz bir şair Christina Rossetti'nin.
Me viene a la memoria un entrañable villancico de Navidad de la poetisa inglesa Christina Rossetti.
Burası çekiç, İngiliz anahtarı...
Este lugar vende martillos, llaves inglesas...
Şu an New York hâlâ İngiliz işgali altındaki tek yer.
Ahora, Nueva York es el único lugar ocupado por los británicos.
- Nova Scotia İngiliz kolonisi.
Nueva Escocia es una colonia británica.
General Washington İngilizlerin New York'tan geri çekilmesini görüşmek için İngiliz General'i Guy Carleton'ı ağırlıyor.
El general Washington acogerá al general inglés Guy Carleton para debatir la retirada británica de Nueva York.
Tüm saygılarımla General, İngiliz özgürlük beyannamesine cevap veren zenciler artık Amerikan malı değiller.
General, con el debido respeto los negros que respondieron a las proclamaciones de libertad de los ingleses ya no son propiedad americana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]