Izin verilmiştir tradutor Espanhol
103 parallel translation
"Testi Güney Pasifik'teki Özel Silahlar Test Merkezi'nde yapmanıza izin verilmiştir."
Se autoriza la realización de una prueba en el Centro Especial de Pruebas de Armamento en el Pacífico Sur.
Jüri talimatlarımı unutmasın, bu davayı ne kandi aralarında tartışabilirler, ne de huzurlarınızda tartışılmasına izin verilmiştir.
Recuerdo al jurado mis instrucciones, no pueden discutir este caso entre ustedes, ni permitir que sea discutido en su presencia.
Yaralı bir idealizm ile "Kinizm" in bir parçacık engellenmesine izin verilmiştir hatta tavsiye bile edilebilir.
Un poco de cinismo sacado a partir de un idealismo herido está autorizado incluso recomendado.
Yüce Rabbin dediğine göre... günde yedi kez... günah işlenmesine izin verilmiştir.
Dios permite al justo excederse siete veces al día... tal como sucede en el Cielo.
José, izin verilmiştir... altını istediğin zaman ıslatabilirsin evlat.
José, permiso concedido... para mojar el pañal cuando quieras, hijo.
Bu bayanın gitmesine izin verilmiştir.
Esta dama puede irse.
"İlgililere. Bay Frank Nitti'nin,..." "... herhangi bir ihtimale karşı bu silahı taşımasına izin verilmiştir. "
"A quien corresponda, Por favor presente al portador" "el Sr. Frank Nitti, toda la cortesía y consideración posibles."
Konuşmak için müsade efendim. Makul yorgunluk ve korku mefhumu nedeniyle, izin verilmiştir.
- Concedido, aunque extenuado y amenazante.
İsteğe izin verilmiştir.
Petición aceptada.
Her zaman hemşirelerimi seçmeme izin verilmiştir.
En el pasado, siempre me han dejado escoger a mis enfermeras.
Şeriat kanununa göre, savaş için Yahudilerden para alınmasına izin verilmiştir...
Según la Sharia... coger dinero de los judíos con fines militares se considera legítimo.
Sizin karşıt avukatı olarak hareket için l've yokluğu geçici izin verilmiştir.
Se me ha concedido un permiso temporal para hacer de vuestro abogado acusador.
Kesinlikle. Patton'ın dediği gibi köprüyü geçmene olanak sağlayacaksa şeytanla yürümene izin verilmiştir.
Desde luego. ¿ No fue Patton quien dijo que puedes caminar con el diablo si eso te permite cruzar el puente?
Yüksek talep nedeniyle Erkek-fahişe ödülleri gecesine her üyenin yalnızca iki bilet almasını izin verilmiştir.
Debido a la gran demanda cada miembro solo tendrá dos boletos... -... para los Premios Prostitutos de este año.
Şüphesiz, bu süre zarfında, askeri uçuşlara izin verilmiştir, ama FAA bu konuda açıklama yapmıyor.
Sólo unos pocos aviones estaban autorizados para volar, pero la FAA no habla.
Yok edilmeleri kararlaştırılan bu günde, bütün Yahudiler, kendilerini koruyabilme hakkına kavuşacaklar ve kendilerine saldıranların tüm mülklerini yağmalamalarına izin verilmiştir.
En el día señalado para su destrucción... todos los judíos tendrán derecho... a protegerse... y tendrán derecho a tomar toda la propiedad de sus atacantes.
Komutan Mackey, izin verilmiştir.
Capitán de fragata Mackey, tienen permiso.
Bir kızın deliliğine... güzelliği kadar izin verilmiştir.
Una chica puede estar loca... siempre y cuando esté igualmente buena.
Hükümetiniz tarafından organize edilmiş ve izin verilmiştir. Herhangi bir belge gerekseydi, elinizde olurdu bayım.
Y fue organizada y autorizada por su gobierno a no presentar documentación.
O zaman Şahadete izin verilmiştir.
Después se deja Shahada.
Apollo 11, ay modülünün birleştirmek için gerekli izin verilmiştir.
Apolo 11, pueden comenzar con el acoplamiento del módulo lunar.
Gözlem uçuşlarına, 23 Ekim 1962 tarihli Rio Antlaşması kapsamında, Amerika Eyaletler Organizasyonu kararı ile izin verilmiştir.
Los vuelos de vigilancia están autorizados por la resolución de la Organización de Estados Americanos bajo el Tratado de Rio del 23 de octubre de 1962.
Sadece Jedi Konseyi üyelerinin girmesine izin verilmiştir.
Sólo los miembros del Consejo Jedi tienen permitido entrar.
Tıraş bıçaklarına izin verilmiştir.
Las maquinitas de afeitar están permitidas.
Kadınların çifte standart konusunda erkeklerden daha çok sinirlenmesine izin verilmiştir.
Las mujeres pueden enojarse más que los hombres por la doble moral.
2009 sonrası seanslara dair alınan terapi notları ve ifadelere izin verilmiştir.
Las notas del terapeuta y su testimonio de cualquier sesión después de 2009 se admitirán.
İzin verilmiştir, Başçavuş O'Rourke.
El sargento O'Rourke tiene mi permiso.
İzin verilmiştir.
Permiso concedido.
İzin verilmiştir.
De acuerdo.
Askeri yasanın 31. Maddesi uyarınca, Mahkeme heyetinin... oylamasıyla Bayan Lansdowne'nun ifadesi kurallara aykırı bulunmuştur... ve savunmaya diğer tanıkları çağırması için izin verilmiştir.
Según el artículo 31 de la Ley Marcial este Tribunal rechaza la moción para suprimir el testimonio de la Sra. Lansdowne.
İzin verilmiştir, Kont Ordonez.
Tienes mi permiso, Conde Ordóñez.
İzin verilmiştir.
Tienes mi permiso.
- İzin verilmiştir.
Permiso concedido.
- İzin verilmiştir.
- Permiso otorgado.
İzin verilmiştir.
Les doy permiso.
- İzin verilmiştir.
- Permiso concedido.
İzin verilmiştir, Baldrick.
- Permiso concedido.
- İzin verilmiştir.
- Concedido.
İzin verilmiştir.
Concedido.
İzin verilmiştir.
Está bien, hágalo.
- İzin verilmiştir.
Concedido.
- İzin verilmiştir.
- Adelante.
İzin verilmiştir.
Luz verde para despegar.
- Gelin. İzin verilmiştir.
Permiso concedido.
İzin verilmiştir.
Permiso concedido
İzin verilmiştir.
Bien.
İzin verilmiştir.
Permitido.
- İzin verilmiştir. - Teşekkür ederim.
- Le permito la pregunta.
- İzin verilmiştir.
- Autorización concedida.
İzin verilmiştir, André.
Permiso concedido, André.
İzin verilmiştir, mıncırık.
Por supuesto, cariñito.