English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Kadınlara

Kadınlara tradutor Espanhol

4,096 parallel translation
Biz bu ülkede kadınlara öyle davranmayız!
Así no tratamos a las mujeres en este país.
Rod akıl hastası olmalı, tüm o kadınlara yaptıkları için.
Ahora, Rod ha tenido que enfermar, mentalmente, para hacer esas cosas que ha hecho a todas esas mujeres.
- Kadınlara hiç saygın yok mu senin?
- No tienes ningún respeto por las mujeres.
O her şeyiyle yeteri kadar iyi gözüküyor olabilir ama son derece garip biri, kadınlara karşı bakış açısı sorunlu.
Parece un chico suficientemente agradable y todo lo demás, pero es muy extraño, problemático con visiones muy aterradoras de las mujeres,
Her neredelerse o zavallı kadınlara.
Sí. Por esa pobre mujer, donde quiera que se encuentre.
Şu kadınlara bak. Kadınlar matinesi var anlaşılan.
¡ Mira a todas las mujeres de aquí!
Ya başka kadınlara da söylerse?
¿ Y si ella se lo cuenta a otras mujeres?
Sonra ise köye geri dönüp oradaki kadınlara kocalarının öldürüldüğünü söylüyorlardı.
Y luego contaban a las mujeres que sus maridos habían muerto.
Savaş alanı kutsal bir yerdir, orada kadınlara yer yoktur.
El campo de batalla es un lugar sagrado donde las mujeres no tienen lugar.
Kadınlara saldırıdan ya da ev içi şiddetten hapse giren polisleri araştıracağım.
Revisaré cualquier policía que fuera a la cárcel por maltrato a mujeres o violencia doméstica.
Diğer kadınlara üstün hissettiren hiç bir Amerikalı kadın fakir kalmamıştır.
Nadie se ha ido jamás a la quiebra en América presentando a una mujer que hace a otras mujeres sentirse superiores.
Diğer kadınlara kız arkadaşınla tekrar bir araya geldiğini söyledin mi?
¿ Les dices a las otras mujeres que has vuelto con tu novia?
Kadınlara izin yok.
No se permiten mujeres.
Öfkesi belli ki kadınlara yönelik.
Así que su ira va dirigida a las mujeres.
Bu da kadınlara etkin olma şansı...
Esto da a las mujeres la oportunidad de...
Elmo'nun genellikle yoldan geçen kadınlara
No lo creo, por lo general a Elmo no le gustan las mujeres
Sikik arabanla kadınlara vurmayı çok mu istiyorsun, amcık kafalı!
¿ Quieres atropellar a una puta mujer con tu puto coche, puto idiota?
Dediğim gibi, abim kadınlara düşkündü.
Y como digo, le gustan las mujeres.
Yani düşmüş kadınlara yardım ediyorsun?
Así que ayudas a mujeres que han... ¿ caído en desgracia?
- Çıktığın kadınlara bir baksana. Benden başlayalım.
Mira a las mujeres con las que has salido, empezando por mí :
- Bugün gazeteye gelen bir mektupta Grantham Kontu'nun kızı Leydi Edith Crawley,... kadınlara oy hakkı veren kanundaki kısıtlamaları kınamakla beraber Hükümetin kadınları savaş öncesindeki hallerine döndürme çabalarını da alenen suçlamakta.
- "En una carta al periódico de hoy Lady Edith Crawley, hija del Conde de Grantham, condena las limitaciones del proyecto de ley de sufragio femenino, y denuncia el propósito del Gobierno de devolver a las mujeres a su vida de antes de la guerra".
Viktoryan bebekleri modern kadınlara dönüşüyor.
Las bebés victorianas se convirtieron en mujeres modernas.
Sonra halat çekme yarışına girerken onun kadınlara laf attığını gördüm.
Luego le hizo ojitos a otras mujeres durante la competencia de la cuerda.
Hatta çoğu zaman kadınlara verilen roller erkeklere verilenden çok daha iyi.
De hecho si... Las partes para las mujeres son mejores que las partes de los hombres muchas veces.
Ben o kadınlara ilgi duymuyorum ki.
No estoy interesado en esas chicas.
Bu hastaneye gelen kadınlara yardım etmek için bir öneriniz varsa... hoşunuza gitmeyen birilerine... diken saplayıp bundan keyif almanın haricinde tabii... önerinizi dinlemeyi çok isterim.
Si tiene una propuesta para ayudar a las mujeres que llegan a este hospital, en vez del mal hábito de lanzar pullas a la gente que no le gusta para sentirse mejor consigo mismo, entonces me encantaría oírla.
Bunu söylediğime inanamıyorum. Ama Jenny Craig'in dışında kilolu kadınlara parayla seks önersinde bulunduğu için tutuklanmış.
No me puedo creer que estoy diciendo esto... por solicitar sexualmente a una mujer de talla grande afuera de Jenny Craig.
Ne düşünüyorsun? Selam WNICK dinleyicileri, bu şarkı büyüdüğümde tanışacağım bütün kadınlara gelsin.
¿ Qué piensas? Hola, oyentes de WNICK, esta va dedicada a todas las mujeres que voy a conocer cuando crezca.
Sana derin muhabbet besliyorum, tanıdığım tüm kadınlara nazaran.
Siento una profunda atracción por tí, a diferencia de cualquier otra mujer que he conocido.
- Mağaza tamamen kadınlara kalacak.
Las damas tendrán la tienda para ellas solas.
Ama bütün kadınlara karşı öyledir. Gözleriyle yer, bazen de elleriyle taciz eder.
Pero se lo hacía a todas las mujeres... esas miradas y, ya sabes, tener algunos sentimientos.
Kadınlara köpek gibi davranırdı.
¡ Siempre fue un perro para las mujeres!
Kadınlara daha çok iş olanağı vermeliyiz.
Hemos llegado a depender cada vez más de la mujer hoy en día
Dediniz ki, Tre, iş, kadınlara geldiği zaman "oyun oynamaz".
Usted dijo que, Tre no tenía "ninguna onda" cuando se trataba de mujeres.
Eminim o doktor kadınlara nasıl muamele edeceğini biliyordur.
Apuesto a que ese tipo sabe cómo tratar a una mujer.
Tamam, tamam, benimle flört ediyorsun. Ki çok tatlısın ya da kadınlara ilgi duyuyor olsaydın çok tatlı olurdun ama sanırım sen kadınlardan hoşlanan biri değilsin çünkü aynı zamanda kabul ederim diye korku içindesin.
Vale, vale, vale, estás flirteando conmigo, lo que es muy dulce o sería muy dulce si te gustaran las chicas, pero supongo que no eres una amante de las chicas, porque también pareces aterrorizada de que pueda decir que sí.
ben tam fonksiyonlu paket olduğum için kadınlara haksızlık oluyor.
No es justo para las mujeres, solo porque yo soy el pack completo.
Belki erkeklerin sevdikleri şeyler kadınlara sıkıcı geliyordur.
Tal vez las cosas que los hombres les gusta aburren a las mujeres.
Dur, yapma! Kadınlara vurarak kendini güçlü mü hissediyorsun?
¿ Te sientes un tipo duro pegando a una mujer?
Peki, o olaydan sonra kadınlara güvenemediğimi söylediğimde?
En un paseo de carruaje en Central Park. ¿ Y cuando te dije que tenía problemas en confiar en mujeres después?
Kendimi her zaman yaşlı ve ateşli kadınlara pazarlayabilirim.
Siempre puedo prostituirme con señoras mayores ardientes.
Yıllar boyu yapmacık konuşmalar yaptığım kadınlara teşekkürlerimi sunuyorum. Tabii bir de Robin Scherbatsky'ye. Bir "dalgaya" öyle takılmıştı ki gelip onu kurtarmam gerekti.
Me gustaría darle las gracias a todas las señoritas con las que he practicado discursos románticos falsos a lo largo de los años y, por supuesto, a Robin Scherbatsky por haber estado tan hipnotizada por el sexo que me necesitaba para venir y salvarla.
Kadınlara satış yaparken dinlemek çok önemlidir, Dwight.
De acuerdo, cuando le vendes a mujeres, es crucial que escuches, Dwight.
Kadınlara karşı içgüdüm olmayabilir ama satış içgüdüm var.
Puede que no tenga ningún instinto con las mujeres, pero tengo un instinto para las ventas.
Hayır, Joey, sahip olduğum şey, kadınlara yardımcı olmak için bir araç.
No, Joey, lo que tengo es una campaña para ayudar a las mujeres.
Sanırım Creary'nin kadınlara karşı zaafı var.
Creo que Creary tiene algo con las mujeres.
Ben sadece kadınlara söylüyorum, hatırlıyor musun, sana "Ayılar" maçı için bilet sözü, vermiştim?
Solo digo, que con las mujeres, las palabras no son suficientes ¿ recuerdas cuando te prometí entradas para ese partidos de los Bears?
Muhtemelen ettiğin o lafların aynısını defalarca kendi yaşıtın kadınlara da ettiğini bilmeyen, ağzından çıkan her sözün dahice olduğunu düşünen sana hayran genç bir kadın o.
Mujer joven y adorable que te adora, que piensa que cada palabra que sale de tu boca es ingeniosa e inteligente porque probablemente no sabe en mujeres de tu edad durante décadas.
Burada sadece "kadınlara özel" durumu mu yaşanıyor?
¿ Esto de aquí es solo para mujeres?
- Kuzen İsabelle geçinebilmek için kendini küçük düşüren kadınlara yardım ediyor.
- Isabelle ayuda a mujeres que tienen que degradarse a sí mismas para sobrevivir.
- Çıktığın kadınlara bir baksana.
Mira con quién sales, empezando conmigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]