Kovuldu tradutor Espanhol
741 parallel translation
" Bu acemi kovuldu!
" ¡ Este comiquito está despedido!
- Ama kovuldu.
- Me echaron a patadas.
Kovuldu diyebilirsiniz, sevgili Baron. Doğru sözcük bu.
Es la palabra que busca, barón.
Çok şey bildiği için kovuldu.
Por saber demasiado.
"Geçici olarak kovuldu." Sanırım çocuklar böyle diyor.
Una "expulsión temporal", según dicen los chicos.
Kovuldu, o kadar.
Eso es todo.
Kovuldu...
Expulsado del colegio...
- Ellsworth Toohey kovuldu ve öyle kalacak.
- Ellsworth Toohey seguirá despedido.
İşten kovuldu.
Le despiden.
Herodların kızı Roma'dan kovuldu, öyle mi?
¿ La hija de Herodes desterrada de Roma?
Carl kovuldu.
Han despedido a Carl.
Cleitus, Alexander tarafından kovuldu!
Clito debe retirarse por solicitud de Alejandro.
Daha çok bir kalp hastasına yakışmayan davranışları yüzünden kovuldu.
Lo expulsaron. Por conducta impropia en pacientes cardíacos.
Babam geçen yıl dört kez kovuldu. Şu anda da çalışmıyor.
En el último año, han despedido a papá cuatro veces y ahora está sin trabajo.
- Sarhoşsa, kovuldu.
- Si así es, queda despedido.
Yazdıkları yüzünden ABD'den kovuldu.
Dos novelas que pronto serán traducidas.
Ertesi gün, Profesör Smith, kovuldu.
- A ver. - ¿ Cuándo nos visitaste?
Bundan sonra mağaza parasını harcadığı için işten kovuldu.
Poco después lo despidieron... por gastar dinero de la tienda.
Albay Pritchard Rusya'daki savaşı kaybettiği için kovuldu der.
Ese coronel Pritchard diría que le despidieron por perder en Rusia.
Milena kovuldu.
Ha sido despedida.
Gerçek şu ki, Isaburo, Leydi İchi kaleden kovuldu.
La verdad es, Isaburo que la Dama Ichi ha sido expulsada del castillo.
Vekilharç, Leydi İchi kaleden niçin kovuldu?
Administrador, ¿ por qué fue expulsada la Dama Ichi?
Kovuldu.
- No, ya no está. Lo han despedido.
Evet, kovuldu.
Sí, fue despedido.
Sonunda kesin bir kopuş yaşandı ve kendisi evden kovuldu.
Rompimos definitivamente con él y lo echamos de casa.
Evet, Monsenyör. Ama bahçıvan geçen hafta kovuldu efendim.
Si Monseñor, pero el jardinero fue despedido la semana pasada.
En son, altı bin Amerikalı denizci uyuşturucu bağımlısı oldukları için ordudan kovuldu biliyor musunuz? - Monsenyör?
6,000 Marines de los USA han sido licenciados ultimamente... porque ya eran drogadictos.
İşten kovuldu.
Fue despedida sin aviso.
İşten mi kovuldu?
Despedida sin aviso?
- Bay Brockman bu sabah kovuldu.
- Despidieron al Sr. Brockman.
FBI'a konuşmayacağı için Mitchell tarafından kovuldu.
MitchelI le despidió porque no quería tratos con el FBI.
Ya da kovuldu, bilmem artık.
O lo echaron. No sé.
Ve 22 Eylül 1975'te, iki hafta sonra uygulanmak üzere işinden kovuldu.
Y el 22 de septiembre de 1975, lo despidieron. Con dos semanas de preaviso.
Birbirimizi ezelden beri tanıyor gibiydik ve sonra bir gün o kovuldu.
Se podría decir que nos conocíamos desde siempre, y entonces un día fue despedido.
Çok üzgünüm efendim çok üzgünüm bu kadın yeni kovuldu çok sinirli.
- Lo siento mucho. Acabo de despedirla.
NASA'dan kovuldu...
Lo botaron de la NASA...
10 Kasım 1969'da Providence Şehri Baş Patologluk görevinden kovuldu.
Despedido 10 octubre 1969 como jefe de patología, Providence City.
Aldo işinden neden kovuldu?
¿ Por qué fue despedido Aldo?
Kovuldu.
Estaba harto.
Kocan kovuldu mu yani? Tam olarak değil.
- ¿ Despidieron a tu esposo?
Caine limandan kovuldu.
A Caine lo echaron del puerto.
"Antisosyal davranışları, özellikle, Sibiryalı bir hain olan Valerya Davidova gibi..... kişilerle girdiği uygunsuz ilişkileri yüzünden Moskova Üniversitesin'den kovuldu."
"Expulsada de la Universidad de Moscú por comportamiento antisocial y asociaciones indebidas, sobre todo con la renegada siberiana Valerya Davidova".
Sizin yüzünüzden Ilija işten kovuldu kızımız bizimle konuşmuyor, buraya kadar da borca battık!
Ilija ha sido despedido por culpa de usted nuestra hija ha dejado de hablarnos. ¡ Estamos hasta arriba de deudas!
Bay Hubbard kovuldu.
El Sr. Hubbard está despedido.
Kaç tane hoca kovuldu biliyor musunuz?
¿ Saben cuántos profesores cesanteados hay?
Kovuldu. - Hayır!
Está despedido.
Biliyor musunuz, işinden kovuldu.
Rhoades. Como sabes, él perdió su trabajo.
Sonunda, buradan kovuldu.
Al final, ha sido expulsado.
- Bana resmi yarısını verdi, sonra kovuldu.
- Me dio la mitad de los datos y lo eché.
Ertesi gün Nikolaev ve partneri Komsomol'dan kovuldu.
Al día siguiente expulsó del Komsomol a la pareja.
Nikolaev'e Polis tarafından ateş edildi ve Lida Shulakova Tıp Akademisinden kovuldu.
Nikolaev fue expulsado de la policía y Lidia Shulakova, de la Escuela de Enfermeras.