Kuzeyde tradutor Espanhol
1,133 parallel translation
3 km kuzeyde bir nehir var.
Hay un río a unos tres kilómetros al norte.
Geleneksel Aborijin kültürü... sadece en kuzeyde saf kanlar arasında ayakta kalmıştır... ve çölün bazı bölgelerinde.
La cultura tradicional de los aborígenes... sólo sobrevive entre los de sangre pura de muy al norte... y en algunas zonas del desierto.
Sen kim oluyorsun? Adım Jakob Umilak. Öğretmenlik yapıyorum kuzeyde.
me llamo Jacob Umilak. maestro de una escuela indigena.
- Kuzeyde çıkış yok.
- y por el norte no hay salida.
Kuzeyde... durmaksızın yağan kara yağmurun içinde inleyen bir kaos.
En el Norte..... un rugiente caos en el cual una negra lluvia cae sin cesar.
Kuzeyde bir yerlerde.
Está en el norte.
Kuzeyde.
En el norte. Ah, sí.
Kuzeyde mi, güneyde mi?
Norte. Sur.
Kuzeyde karmaşa ve şimdi de Rusya ile iyi planlanmamış bu savaş.
Disturbios en el norte, y ahora esta insensata guerra con el zar.
Kuzeyde kömür çıkartarak büyük paralar kazandım.
He obtenido grandes beneficios con carbón en el norte.
Bu bitkiye, kuzeyde, Chihuahua'da bile rastladım.
La he visto tan al norte como Chihuahua.
- Kuzeyde güzel bir yer.
- Bonito lugar al norte.
Kuzeyde İmparatorluk devleri.
Walkers imperiales en la cresta norte.
Kuzeyde... Harlem'in kuzeyindeki, Porto Riko'nun batısındaki ülke.
Al norte... el país al norte de Harlem y al oeste de Puerto Rico.
Karım, işini kaybetmemek için çaresizce kuzeyde kaldı.
Mi esposa se quedó en el norte para mantener su trabajo.
- Kıç kuzeyde, efendim.
- Virando hacia el Norte, señor,
Kuzeyde Eberswalde'den güneyde de Felstehausen'den.
Desde el norte por Eberswalde... desde el sur por Felstehausen.
Lancelot, sen kuzeyde neler yaptın?
Lancelot, ¿ cómo te ha ido por el Norte?
GANDİ KUZEYDE Peştamallı küçük adam fabrika işçileriyle.
GANDHI VIAJA AL NORTE Estuvo reunido con obreros.
"Bir zamanlar çok kuzeyde bir ülke vardı kuzey kutbundan daha kuzeyde".
"Érase una vez, había un país tan al norte " que estaba más al norte que el Polo Norte ".
"Daha kuzeyde ve kuzey yıldızından çok daha kuzeyde ve samanyolundan çok daha uzakta".
"Estaba más al norte que la Osa Mayor. " Estaba incluso más al norte que la Vía Láctea y eso está muy al norte ".
- Kuzeyde.
- Está en el norte.
Muhtemelen kuzeyde bir limandan.
Probablemente un puerto en el norte.
Pazar sabahları kuzeyde ata binmeyi özledim. Tepenin üstünde oturmayı. Etrafı seyretmeyi.
Extraño cabalgar por los terrenos los domingos por la mañana sentado sobre mi viejo caballo para ver mi rancho.
Hava durumundan sonra, şimdi biraz da yol durumundan bahsedelim... Şehir merkezinde trafik akıyor ama kuzeyde 49.
Aún hay fluidez en los suburbios pero en la salida 49 hay algunos problemas.
Kuzeyde beyazlar ne yapacaklarını bilemiyorlar.
Si vas al norte, los blancos no saben qué hacer, tío.
- Hayır ama kuzeyde bulabiliriz.
No. Al norte en el Triángulo Dorado.
Anladığım kadarıyla kuzeyde bir sinema zinciriniz var.
Entiendo que tienen una cadena de cines en el norte.
Pekala, biliyorsun kuzeyde bize senin mal hacmin lazım.
Sabe que necesitamos su material en el norte.
- Kuzeyde küçük bir problem mi yaşadın?
¿ Tuviste un problemita en el norte?
Pan Mei'nin imparatora beklenmedik ziyareti ve ardından ailemizin kuzeyde görevlendirilmesi.
Pan Mei pidió al Emperador que mandara a nuestra familia al Norte
Kuzeyde cinayet masası bir yere varamadı.
No tenía futuro en Homicidios en el norte.
Kamp bir klik kuzeyde.
El campamento está a un kilómetro al norte de aquí.
- Kuzeyde.
- Al Norte.
Kuzeyde ne işiniz vardı?
¿ Qué hacíais en el Norte?
Senin konumundan 750 metre kuzeyde.
750 metros al norte de la posición.
Benim geldiğim kuzeyde, çok enfes lezzette taşlar vardır.
De donde vengo yo, en el Norte, teníamos antes piedras gourmet.
Kuzeyde Garabuan'a doğru görüldüler.
Fueron vistos en el norte hacia Garabuan.
Ve eğer ikinizden biri kuzeyde belaya karışırsa, şahsen oraya gelir ve kıçınızı tekmeleriz.
Y si alguno de ustedes dos se mete en problemas en el norte... iremos en persona a darles una paliza.
O herifler kuzeyde Marianna cezaevinde sanıyordum.
Creí que estaban en el correccional de Marianna.
Kuzeyde 15 no'lu otoyolda bir ekip oluşturduk.
la autopista 15 Norte, a la altura del cruce, antes de la caseta.
Kuzeyde, Medford adında bir kasabada.
En un Pueblo al norte, llamado Medford.
Medford'da, kuzeyde, bir marketde.
Medford, norte, en un centro comercial.
50 Km Kuzeyde. Anladım.
Cincuenta Km. al norte.
Kuzeyde, çetin ve kurak bir alan olan Asla-Asla'da, Mick Dundee adında, Fred Astaire gibi dans eden kudretli bir avcı yaşarmış.
En el norte, en Never-Never, donde la tierra es dura y árida... vive un gran cazador llamado Mick Dundee... que baila como Fred Astaire.
Domatesleri, kuzeyde yetiştiriyor.
Plantó los tomates en la parte norte.
Üçüncü Tabura, 15 kilometre kuzeyde saldırmışlar.
Han atacado al tercer batallón a 1 5 kilómetros de aquí.
Kuzeyde gökyüzü çok güzeldir, Macintosh.
El cielo del Norte es algo precioso, Macintosh.
Kuzeyde.
En el norte.
Kuzeyde.
Hacia el norte.
Kuzeyde başka bir kadının olduğunu biliyorum.
Vamos, María.
kuzeyden 18
kuzey 131
kuzey kore 18
kuzey amerika 39
kuzey atlantik 17
kuzey afrika 45
kuzey kutbu 56
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
kuzeye 75
kuzey 131
kuzey kore 18
kuzey amerika 39
kuzey atlantik 17
kuzey afrika 45
kuzey kutbu 56
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
kuzeye 75