Ne yaptığını tradutor Espanhol
24,292 parallel translation
- Bethany, ne yaptığını biliyorum.
Bethany, sé lo que estás haciendo. Consiguiendo hielo.
Bence oğlunuzun ne yaptığını tam olarak biliyorsunuz ve bıraktığınız yerden devam ettiği için mutlusunuz.
Creo que usted sabe exactamente lo que su hijo ha estado haciendo, y que está absolutamente encantado que recogió donde lo dejó.
O adamın sana ne yaptığını biliyorum.
Yo sé lo que ese hombre te hizo.
Beth sen ne yaptığını sanıyorsun?
Beth, ¿ qué diablos estás haciendo?
Ne yaptığını biliyorum.
Sé lo que está haciendo.
Ne yaptığını gördün mü?
¿ Vio lo que le hizo a él?
Sana ne yaptığını biliyoruz Violet.
Sabemos todo lo que te hizo, Violet.
Barry'e ne yaptığını öğrenene kadar Wells'le konuşurum ben.
Déjame hablar con Wells hasta que averigüe qué demonios le hizo a Barry.
Orada durup kızının eteğinin altına bakarak ne yaptığını sanıyorsun?
Sentado ahí levantándole el vestido a tu hija, ¿ qué crees que estás haciendo?
Evinde ne varsa gördüm. Kızıma ne yaptığını da biliyorum şerefsiz!
Vi qué había en tu casa y sé qué hiciste con mi hija, ¡ desgraciado!
- Ne yaptığını sanıyorsun?
¿ Qué crees que estás haciendo?
Bunca senedir nerede olduğunu ve ne yaptığını hiç bilmiyordum.
Todos estos años sin saber dónde estabas o lo que estabas haciendo.
Ne yaptığını anlat bana da.
Explícamelo.
Olabilir. İşin başında biz olsak böyle olmazdı. Ama Jack ne yaptığının farkında bence.
No es lo que haríamos nosotros, pero Jack sabe lo que hace.
Kızıma ne yaptığını bilmiyorum Ash Williams ama sana gününü göstermek için silaha ihtiyacım yok.
No sé lo que le hiciste a mi hija Ash Williams, pero no necesito un arma para patearte el trasero.
Ne yaptığınıza bir bakın.
Miren lo que construyeron.
Ash'in ne yaptığını gördün!
¡ Ya viste lo que hizo Ash!
Onlara kahramanların ne yaptığını gösterelim.
- ¡ Por favor! Que vean cómo se las gasta un héroe.
Çünkü Laurie'nin şirketine ne yaptığını bilseydi muhtemelen eline bir silah alıp kafasına sıkmak isterdi.
Porque si supiera lo que Laurie está haciendo, probablemente querría suicidarse.
Wi-Fi olmadığı için kimse kimsenin internette ne söyleyip ne yaptığını göremeyecek.
donde no hay Wi-Fi, asi nadies sabra lo que alguien hizo en la internet
Oh, ne yaptığını görüyorum. - Ne, bebeğim?
oh, ya veo lo que haces que, bebe?
Bu onur Florida'dan Boca Raton'lu Bay Dave Beckett'ın oldu. Bay Beckett, yeni internette sosyalleşen ilk insan olma şerefine nail oldunuz. Bize ne yaptığınızı anlatır mısınız?
Sr.Becket, tuvo el honor de ser la primera persona a socializar en la nueva internet puede decirnos que hizo?
Ne yaptığınızı söyleyin lütfen.
¿ Me quieren decir qué es eso ahí? ¿ Qué creen ustedes que hacen ahí?
- Ne yaptığını biliyor musun?
¿ Seguro que sabes lo que haces?
Millet, savaş meydanında klorin gazının ne yaptığını gördüm ; öyle sandığınız...
Hey, chicos, he visto lo que el gas de cloro puede hacer en el battlefield- - no es pr...
Sergei'nin ne yaptığını biliyordu.
Grigory descubrió lo que hacía Sergei.
Orada ne yaptığını biliyorum.
Sé lo que vas a hacer allí.
Saçmalamayı kes. Donnie Schenck'e ne yaptığını biliyorum.
Sé lo que le hiciste a Donnie Schneck.
Ne yaptığını bilmiyorum ama elimden bir şey gelmez Bets.
No sé cómo lo hace, pero no hay... no hay nada que pueda hacer al respecto, Bets.
Ona ne yaptığını gördüm.
Vi lo que le hiciste.
Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
¿ Qué crees que haces?
- Ne yaptığını sanıyorsun sen?
¿ Qué diablos crees que estás haciendo?
Supergirl'ün buna maruz kaldığını öğrendiğimde Kızıl Kryptonite'ın ona ne yaptığını öğrenmek için onu izledim.
Cuando me di cuenta de Supergirl habían sido expuestos, Le empezó a analizar para ver qué la kryptonita roja haría con ella.
Biraz önce ne yaptığının farkında mısın?
¿ Te das cuenta de lo que acabas de hacer?
Senatonun bir temsilcisi olarak bu adamın ne yaptığını bilmek istiyorum.
Como representante del Senado exijo saber qué ha hecho este hombre.
Ne yaptığını görüyorum.
Veo lo que estás haciendo. Obviamente, es defensa propia.
Ne yaptığını bile bilemiyor.
Ni siquiera sabe que lo está haciendo.
Sence o insanlara ne yaptığını düşünüyorsun?
¿ Crees que lo que hiciste con aquellas personas fue cortes?
Yaptığın onca sıkı çalışma Mercury'nin harcadığı onca emek ne olurdu?
Y todo el esfuerzo que hiciste, y todo el esfuerzo que hizo él para hacerte ingresar a las Zonales.
Evet, hepimiz Doc için ne kadar "hm-mm" yaptığını biliyoruz.
Sí, todos sabemos cuánto te "ajá" Doc.
Gel şuranın altına, ben de ne yaptığımızı göstereyim.
Ven aquí abajo. Te mostraré lo que haremos.
Artık senin ne yaptığın umurumda değil.
Ya no me importa lo que hagas.
Bir zamanlar haysiyeti olan krallığınıza ne yaptılar baksanıza.
Mirad lo que le han hecho a este una vez orgulloso pueblo.
Anladığım kadarıyla Nucleus mühendislerine olumsuz Hooli aramalarını gizlemelerini söylemişsin. - Ne yaptığımın farkındayım.
Sí les pediste a los programadores de Nucleus que taparan los comentarios negativos...
Ne yaptığını biliyorum.
Sé lo que haces.
Yaptığım şey o değil. İnsanların üstüne düştüğü bunca şeyin, aslında ne kadar anlamsız olduğunu göstermeye çalışıyorum. Hayır ama, bu dediğin nihilizme girer.
no es lo que intento probar intento mostrarle a todos que todo esto no tiene para nada importancia no, pero mira, eso es nihilista oh, vamos!
Çünkü gördüğünde kendine ne yaptığına dair küçücük bir fikre dahi sahip olmayacaksın.
Porque cuando lo veas, no tendrás ni la más mínima idea de qué hacer contigo mismo.
Yani Stefan geri gelse bile Elena'ya yaptığını öğrense ne yapardı sence?
Incluso si volviese Stefan, ¿ qué crees que haría cuando se enterase de lo que le hiciste a Elena?
Onun ne istediğini bilemem ama bunu onun için yaptığını sanmıyorum.
No sé lo que hubiera querido, pero yo no creo que se hizo lo que hizo por ella.
Ne yani, yaptığını yanına mı bırakacağız?
¿ Qué? ¿ Solo... solo dejamos que se salga con la suya?
Belli ki biri ne yaptığını biliyordu. Cerrahi incelikle deriyi kaldırmışlar.
Quitaron la piel con precisión quirúrgica.