Okul tradutor Espanhol
19,110 parallel translation
Okul mülküne zarar veriyorsun.
Russell, destruyes la propiedad de la escuela.
Az önce okul müdürünüzle konuştum.
Hablé con su director.
Açıkçası, sizinle Okul Ruhu Haftası hakkında konuşmak için gelmiştim. Anlaşıldı.
La verdad es que vine a hablarle de la Semana del Espíritu.
Belinda, seni gayet iyi anlıyorum ama benim de yönetmem gereken bir okul ve Cuma günü kazanmamız gereken bir maç var.
La compadezco, Belinda. Pero tengo una escuela que dirigir y tenemos un juego que ganar el viernes.
Tanrı aşkına! Bu çocukların hiçbirinde okul ruhundan zerre eser yok.
Por Dios, ninguno de estos alumnos tiene espíritu escolar.
Buraya gelerek okul ruhunu canlı tuttuğunuz için teşekkür ederiz!
Gracias por venir y mostrar su espíritu.
Farkındayım. Hepiniz şunu düşünüyorsunuz : "Bu okul son yedi sene boyunca yıllık mezunlar toplantısında Percival Lisesi'ne mağlup oldu."
Sé que creen que esta escuela ha perdido el gran juego contra Percival por siete años consecutivos.
Okul çalışanı geldi. Geri.
Detengan la fila, es una profesora.
Okul yanıyor!
La escuela se está incendiando.
Okul bitmedi daha. Çabuk!
No van a casa.
Okul içi mi dışı da dahil mi?
¿ Dentro de la escuela o fuera?
Gelen geçen vuruyor ve şimdi de okul mahvoluyor.
Siempre me rebajan y la escuela se está derrumbando.
Eski kurt okul öğretmeni yöneticilere saygısı sıfır.
No respeta a los administradores cree que manda en la escuela.
Bayan Snodgrass, motokros ile yardımınız için çok teşekkür ederim ama okul kuralları bir öğretmenin sınıflandırma zamanı takvimini değiştiremeyeceğini söylüyor.
Agradezco tu ayuda con el motocross pero según las normas no puede cambiar en medio de un ciclo.
Okul yönetim kuruluyla anlaşmazlık!
Resolución de conflicto con el consejo escolar.
Tatil için bir okul arkadaşının gelmesi gerekiyordu ama haylaz çocuk onu ekti.
Se supone que tenemos a un amigo del colegio durante las vacaciones, pero el cabrón lo ha dejado plantado.
Bir sürü fotoğrafımı, çocukluğumdaki her bir şey vardı. Okul üniformam, ilk kameram falan.
Tiene un montón de fotos mis cosas de cuando era chico mi uniforme escolar, mi primera cámara.
Brookman boktan bir okul.
Brookman es una institución mediocre.
Okul bizi gözaltına alıyormuş.
Dijo que la universidad nos pondrá a prueba.
Patronum Mason'in yerine bile bakiyorum. cocuk okul balosuna gitmek zorunda.
Tuve que cubrir a mi jefe, Mason porque fue a su baile de graduación.
Okul gezilerine çıkmazsan ahlâksız katiller okulunu işletemezsin.
No se puede tener una escuela de asesinos inmorales... sin un par de salidas a terreno.
Burası okul için çok iyi bir yer.
Y este sería un buen lugar para una escuela.
Okul mu ekselansları?
¿ Una escuela, su Excelencia?
6 yaşındaki pezevenklerin okul servisi gibi görünüyor.
Parece un autobús escolar para chuloputas de seis años.
En önemli kısım ise okul ve mahalle olarak gerçekten çok iyi.
Y lo mas importante es que los colegios y el vecindario son geniales.
Evet benim ve burası da okul arazisi.
Sí, yo soy, y esto es propiedad de la escuela.
Burası okul arazisi ve izin almadan burada olamazsınız.
Esto es propiedad de la escuela, y nadie está permitido aquí sin permiso.
- Okul 71'de inşa edildi ama.
Sin embargo, la escuela fue construida en el'71. Mm.
Okul için ek bina gibi bir şeydi.
Fue una casa de la escuela.
- Eski okul binasıydı.
- Era la vieja casa de la escuela, saben.
"okul yönetimi bir takım prosedürlerler işletmeden, bir öğrenciyi doğrudan atamaz."
"que una escuela distrital no puede simplemente expulsar a un estudiante sin seguir cierto tipo de procedimiento."
Okul kanunlarını bilmiyorum bile.
Ni siquiera sé de la escuela de derecho.
10 öğrencinin vietnam savaşını protesto etmek için kollarına taktıkları kol bandları yüzünden okuldan uzaklaştırılması, "Yüksek mahkemenin, Okul yasaları hakkında aldığı kararları etkilemiştir." Mahkeme bu kararın anayasaya aykırı olduğunu belirtip, Hak sürecini ihlal ettiğini ve konuşma özgürlüğüne aykırı olduğunu açıklamıştır.
En un caso de la Corte Suprema de 1969 diez estudiantes en Ohio fueron expulsados por usar brazaletes como forma de protesta contra la guerrade Vietnam La corte dijo que fue institucional por violar su debido proceso y libertad de expresión -
Annem okul kefeteryasında, kızkardeşim hastane çamaşırhanesinde çalışıyordu
Mi mamá trabaja en la cafetería de una escuela, mi hermana en la lavandería de un hospital, así que...
Ve beş saat uyuyup, hazırlanıp işe 8'de gitmem gerekiyor. Kimsenin yapmak istemediği onca saçmalık ve ertesi gece okul hukuku hakkında bir şeyler öğrenmek..
Luego puedo dormir cinco horas, darme una ducha, ir a trabajar a las 8 : 00 hacer un montón de basura que nadie más quiere hacer y aprender algo más sobre la escuela de derecho mañana por la noche...
- Okul ücretiyle ilgili sorun yok değil mi?
¿ Todo bien con la colegiatura?
Onlar senin okul kredini ödüyor.
Ellos pagan tu préstamo educativo. Ellos pagan tu préstamo educativo.
Bizim aptal çocukları içine sokacağımız okul için.
Escuelas para nuestros niños tontos.
Ve Durnsville okul sisteminin bize kuşlar ve arılar hakkında öğrettiği tek bir şey vardı.
Y en la escuela de Durnsville, solo enseñaban sobre cigüeñas y repollos.
Metro da mastürbasyon yaptığınız yüksek tempodaki yaşam tarzınızdan ve özel okul çocukları tarafından ateşe verilmeyi engellediysem özür dilerim.
Me disculpo si altera sus estilos de vida ajetreados de masturbación en el metro y ser incendiados por adolescentes.
Evliliği mi? Bir okul otobüsündeyiz, Lillian?
¿ Casado? "¿ Estamos en un autobús escolar, Lillian?".
Kanunlarla hep başı dertteydi. Hatta okul zamanlarında bile.
Siempre en problemas con la policía y ha sido así desde la escuela.
Olivia okul bilgisayarını izinsiz kullandığını itiraf etti personele ait telefonu kullanırken de yakalanmış.
Olivia admite que ha accedido al ordenador del colegio sin permiso y fue encontrada usando el teléfono para el personal.
Okul günüydü.
Fue un día de escuela.
- Sorumluluk yok, okul yok. - Okulu seviyorum ben.
Sin responsabilidades, sin escuela.
Paris'teki okul kaç paraydı biliyor musun?
¿ Sabes cuánto costaba esa escuela en París?
Yıllar boyunca okul ve yoğun çalışmanın ürünü, ve bu da senin hırsın.
Soy consciente de que es el resultado de años de trabajo duro y la escuela, y eso es tu pasión.
Geçtiğimiz yıl 372 silahlı saldırı, 64 silahlı okul baskını yaşandı ve ülkemizde 300 milyondan fazla silah var.
Hubo 372 tiroteos masivos el año pasado, 64 en escuelas. En nuestro país hay más de 300 millones de armas...
- Flushing Lisesi'ndeki okul arkadaşını.
Un compañero de escuela en Flushing.
Central Bucks County okul idare kurulunun başkanıyım.
- Soy Nancy Huff. Soy la Presidenta de la Junta Central del Condado de Bucks.
Okul eve zarf gönderip duruyor.
La escuela está mandando cobros a la casa.
okuldan sonra 18
okul mu 26
okula 20
okulda 74
okula gidiyorum 16
okul bitti 17
okuldayken 17
okul nasıl 16
okul nasıldı 25
okul mu 26
okula 20
okulda 74
okula gidiyorum 16
okul bitti 17
okuldayken 17
okul nasıl 16
okul nasıldı 25