Olabilirsin tradutor Espanhol
14,298 parallel translation
Söylediklerimde ciddiyim evlat, istediğin zaman misafirimiz olabilirsin.
Lo dije en serio, hijo. Puedes venir cuando quieras.
'Fındıkkıran'bölümünü alırsanız, adil ve kare, Sen de bir coryphée olabilirsin.
Si obtienes el papel en El Cascanueces de forma justa, puedes convertirte en una coryphée también.
Jade sarayını yok etmiş olabilirsin fakat asla başaramayacaksın.
Es posible que haya destruido el palacio de Jade pero nunca tendrá éxito.
Ve sen de bunun bir parçası olabilirsin.
Y tú podrías ser parte de eso.
Danışman olabilirsin.
Puedes ser un Consigliere.
Dıştan uysal görün, ama kalbinde istediğin kadar asi olabilirsin.
Se exteriormente dócil, pero en tu corazón puedes ser tan revolucionaria como quieras.
Haklı olabilirsin. Yapmamalıyız.
- Seguro tienes razón.
Belki sen de çok yorgun olabilirsin.
Tal vez podrías estar cansado también.
Bana güven, iletişimi anlayabilir ve hâlâ bekar olabilirsin.
Créeme, puedes entender la comunicación y acabar soltero.
Doktorun engel olamadığı bir şey onun peşinde ama sen engel olabilirsin.
Hay algo que la persigue, él no puede detenerlo, pero usted puede.
Bunlardan herhangi biri koleksiyoncu parçası mı, merak ediyorum. - Bir servet üzerinde oturuyor olabilirsin.
Si alguna es coleccionable, podría haberse topado con una fortuna.
Benim hakkımda çok fazla şey duyuyor olabilirsin ve amcan hakkında.
Bien... tal vez escuches muchas cosas con respecto a mí... y a tu tío.
Hamile kalmış olabilirsin.
Tal vez estés embarazada.
Sanırım, bu sen olabilirsin, Mills.
Encárgate, ¿ quieres, Mills?
Nasıl yeterince görmüş olabilirsin ki?
¿ Cómo es posible que ya hayas visto suficiente?
Emin olabilirsin.
Seguro.
Şey, çok kişiyi ısırdın Engerek. Yani teknik olarak, bunu hak etmiş olabilirsin.
Mordiste a muchas personas, víbora, así que, en teoría, tal vez sí lo merecías.
- Yoksa tembel ve salak olabilirsin. Ve parayı bir berata harcayın.
O bien, puede ser perezosa y estúpida y gastar el dinero en una Beretta.
Sen tanıdığım en cesur çocuk olabilirsin.
Podrías ser el niño más valiente que conocí.
Kanser olabilirsin.
Podría darte cáncer.
Bak ne diyeceğim bu sefer hayatimi kurtarmis olabilirsin.
¿ Sabes qué? Tal vez me salvaste la vida.
Nereye gitmiş olabilirsin?
¿ A donde te fuiste?
Adımı duymuş olabilirsin, çünkü ailem çok ünlüdür.
"y tengo 15 años. " Quizá ya haya oído hablar de mí porque mi familia es muy famosa ".
Sürekli erkekleri düşündüğümüzü sanıyor olabilirsin. Ama düşünmüyoruz.
Sé que crees que las chicas pensamos en ustedes todo el tiempo, pero no es así.
Alcatraz'ı dize getirmiş olabilirsin ama bizi dize getiremedin.
Pudiste orquestar la fuga de Alcatraz, pero no pudiste con nosotras.
Neysen o olabilirsin ancak.
Sólo puedes ser lo que eres.
Bir anlaşma yapmayı düşünüyor olabilirsin, değil mi Matty?
Has estado pensando en hacer un trato, ¿ no es así, Matty?
İstersen benimle olabilirsin.
Puedes vivir conmigo si quieres.
Seni duyduğumuza emin olabilirsin.
Puedes estar seguro de que te escuchamos.
Belki bana yardımcı olabilirsin.
Quizás podrías ayudarme.
Yalnız olduğumuzdan nasıl emin olabilirsin?
¿ Cómo puede estar tan seguro de que estamos solos?
haklı olabilirsin.
- Bien ahí. ¿ Sagitario?
Profesyonel olabilirsin.
- Eres un profesional.
Ve bir kaplumbağaya dönüşecek kadar ne tür bir belâya bulaşmış olabilirsin ki?
Y en qué tipo de problemas estás que tienes que ser una tortuga.
Kendi gücünü bilmiyor olabilirsin ama ben biliyorum.
No conoces la magnitud de tu poder, pero yo sí.
Beni ikna etmiş olabilirsin Seretse ama şimdi halkı ikna etmek zorundasın.
Puede que me hayas convencido, Seretse pero ahora tendrás que convencer al pueblo.
Narkotikten olabilirsin.
Antinarcóticos, quizá.
Herhâlde çocuğum da olabilirsin.
Podrías ser mi hija.
Zengin ve şımarık değilseniz hiçbir şeysiniz. kural ve siyasetine istekli uygun olmalısın ki, sanat üzerinde başarılı olabilirsin.
Nada si eres un niño rico malcriado con ganas de atenerte a las reglas y la política de una escuela elitista que promueve el éxito ante que las artes.
Kişisel olarak algılamış, alınmış olabilirsin bence.
Lo encontramos.
Şimdi, başka bir taraftan kurbanın, sesini duymuş olabilirsin, Mike'ın babası, iyi biri değildi, Oğluna karşı sert davranmış, ona zulmetmiştir.
Ahora, es posible que escuchen, del otro lado, que la víctima, el papá de Mike, no era un buen tipo, que él era duro con su hijo, que le intimidaba.
Bir kahraman olabilirsin.
Te convertirías en un héroe.
Ancak... Yem olabilirsin belki.
Excepto, quizás como carnada.
Bunu yapmak zorundasın, oyun ancak böyle biter sonra da özgür olabilirsin.
¡ Tienes que hacer esto! Esto es... la única forma en que el juego podrá terminar. Y entonces te podrás ir.
Belki sen yardımcı olabilirsin.
¿ Nos puedes ayudar?
# Olabilirsin istediğin şey #
♪ You can be anything ♪ Puedes ser lo que sea.
# Olabilirsin istediğin şey #
♪ You can be anything ♪ Tú puedes ser lo que sea
Buna emin olabilirsin.
Sí, allí estaré. Seguro.
Benden daha iyi olabilirsin.
Te irá mejor sin mí.
Rahat olabilirsin.
Sólo cálmate, ¿ de acuerdo?
Köklerin nedeniyle bu konuda biraz daha duyarlı olabilirsin.
Ahí está.
olabilir 2111
olabilirim 40
olabildiğince 16
olabilir mi 109
olabilirdi 52
olabilir de 21
olabildiğince çabuk 25
olabildiğince çabuk geldim 25
olabilirim 40
olabildiğince 16
olabilir mi 109
olabilirdi 52
olabilir de 21
olabildiğince çabuk 25
olabildiğince çabuk geldim 25