Pardon ama tradutor Espanhol
1,264 parallel translation
- Pardon ama bize on tane ev gösterdiniz ve hiçbirinin tuvaleti yok.
Nos ha enseñado diez casas, pero todas sin baño.
Pardon ama...
Lo... lo siento.
Beni? ... Pardon ama düşünce sıralamanızı anlamadım.
Perdón, no sigo su línea de pensamiento...
Pardon ama kafam karıştı.
Discúlpame. No entiendo.
Pardon ama alacağız çocuğu.
- Lo siento. Debe venir.
- Pardon ama
- No, perdón.
Pardon ama burada hiç onlardan bir temsilci görüyor musun?
Perdón. ¿ Ven a algún representante del Departamento de Sanidad? .
- Pardon ama biz neden bahsediyoruz?
Lo siento. ¿ De qué estamos hablando? Política.
Bunu zaten söylemiştiniz. Pardon ama, çocuğunuz var mı sizin?
Disculpen, ¿ pero alguno de ustedes siquiera tiene hijos?
Pardon ama çok sesli konuşuyormuşum gibi geliyor Gerçekten öyle mi?
Lo siento, me parece que estoy hablando demasiado alto. ¿ Es así?
Pardon ama ne demek istiyorsan anlam kaymasına uğruyor.
Disculpa, pero lo que estas diciendo parece que necesita de cuerencia.
Pardon ama ikinizi yetiştirirken hiç şikayet duymadım.
Pero nadie se quejó cuando os crié a los dos.
- Pardon ama bu benim değil sizin suçunuz.
Yo no tengo la culpa. La tienes tú
- Pardon ama neden taşınmıyorsunuz?
- Disculpe, pero ¿ por qué no se muda?
Pardon ama, neden ona çalışıyoruz ki?
Discuplen. ¿ Por qué lo siguen a él?
Pardon ama, hayatın burada nasıl mükemmel oluyor?
Discúlpame... ¿ cómo es tan perfecta tu vida?
Pardon ama, sen benimle geldin.
Discúlpame, tú viniste conmigo.
- Pardon ama siz kimsiniz?
Disculpe, quién es usted?
Pardon ama, yürüyecek miyiz?
- Disculpen. ¿ Caminar?
Pardon ama ben harbi açım.
Disculpa. ¿ Podemos ordenar?
- Pardon ama nerede?
- Lo siento. ¿ Dónde?
Pardon ama sen de o zamanlar bu kadar yakışıklı değildin ama.
Disculpa, pero tú no eras tan apuesto en esos días.
Pardon ama tam şurada bir iplik var gibi.
Disculpa, pero tienes un hilo colgando de tu ropa.
Pardon ama sanırım iyi duyamadım.
Lo siento, creo que no te he oído correctamente.
Pardon ama bu beceri değil.
Pero no es así. Es una película de Nora Ephron.
Pardon ama bana belli gibi gelmedi.
Lo siento, pero para mi no fue tan obvio.
Pardon ama hayatınla ilgili seçimler hakkında en son görüş bildirdiğimde ne olduğunu hatırlıyor musun?
Lo siento, recuerdas lo que pasó la última vez que te di mi opinión sobre lo que eliges en tu vida?
Pardon ama, bunlar pahalı koleksiyonlardır, tamam mı?
Disculpa. Éstos son artículos coleccionables muy caros, ¿ sí?
Pardon ama birşey mi kaçırdım?
Lo siento, ¿ me estoy perdiendo de algo?
Pardon ama, bugün tam olarak ne kadar demir çıkardığını hatırlatır mısın?
Lo siento, recuérdeme exactamente cuánto mineral de hierro a traído a la superficie hoy.
Pardon ama o orduya katılmıyor.
Lo siento, pero no se unirá a la armada.
- Pardon ama DeLuca kalıyor. Ne?
Lo siento, DeLuca se quedará aquí.
Üzgünüm ama hayır. Bu olay çok daha karmaşık.
Pardon, pero no, es mucho más complicado.
Bir şey lazım olursa haber vereceğinizi söylediniz ama ben yapabilirim. Pardon.
Perdonen.
Pardon? Ben yardım edemem ama kulak misafiri oldum.
no pude evitar escucharte.
- Pardon ama "biz" dediğin kim ki?
- Perdón, ¿ quiénes?
Ama patronumuz, pardon,...
Lo siento.
Pardon. Bir şey demeyecektim ama o yalan söylüyor.
Dije que no iba a comentar nada... pero no está soltando más que mentiras.
Pardon, ama uzun süredir kayıp olan oğlu için ızdırap çeken birini kandırmak?
Lo siento, pero ¿ engañar a un tipo que está sufriendo por su hijo perdido?
- Pardon Abs ama bu çok önemli. Yani önemli olabilir.
Lo siento, Abs, pero esto es importante.
- Pardon, ama alttan ve dışarı, o vuruşları sallamadan duramazdın, kaç kere kaçırdığın önemli değildi, yüzdeni düşürmen önemli değildi.
- ¡ ¿ Qué? ! - Lo siento, pero bajos y fuera no podías dejar de abanicar a esos lanzamientos sin importar las veces que fallaras ni cuánto dañaran a tu promedio.
Pardon, anne, ama burası Katolik kilisesi.
Lo siento, Mamá, pero esto es una Iglesia católica..
Pardon, ama bunlardan hangisini Ben'in yapması gerekiyor ki?
- Pero, ¿ qué tiene que ver eso con Ben?
Pardon ama öyle.
Lo siento, es verdad.
- Pardon ama o benim çantam.
Discúlpeme, esa es mi cartera.
Pardon dostum ama kesmek zorundayım.
Lo siento, amigo, necesito pararte ahí.
Ama bir b... ları yok! Pardon.
Y ellos tienen que forman en primer lugar las redes neuronales, que son, ¿ qué?
Pardon ama bir şey mi kaçırdım?
Lo siento, ¿ omití algún...?
Pardon. Ama yeni bir teslimatımız var.
Disculpa, pero tenemos un nuevo encargo...
- Pardon. Ama bugün doğum günüm.
Lo siento, pero, ya saben, es mi cumpleaños.
Pardon peynir referansız için ama çürümüş peynirin bacakta ne işi var?
Disculpando la referencia de la imagen... ¿ pero qué es eso como "gruyere" mohoso en la pierna?
amazon 38
aman 633
amalia 33
amar 39
amanda 248
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
aman 633
amalia 33
amar 39
amanda 248
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman anne 20
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman anne 20
aman be 76
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama o 292
ama olsun 39
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama o 292
ama olsun 39
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32