Saklanıyor tradutor Espanhol
1,927 parallel translation
Bugün kitabın satışa çıkıyor ve sen saklanıyorsun. Yorganımın altına kamp kurup, bir şişe viskiyi devirseydim saklanmak diyebilirdik ki bu da epey sağlığa zararlı. Hayır.
Hoy sale tu libro y te estás escondiendo.
Gidip saklanıyor mu diye bir bakacağım.
Tú busca en el estacionamiento y en las salidas.
Saklanıyor.
Escondida.
O evinde korumaların arkasında saklanıyor.
Escondiéndose en su puta mansión detrás de sus guardaespaldas.
Diğer parçalar hâlâ kanıt olarak saklanıyor ama bunu geri vermemin bir sakıncası olmaz sanıyorum.
Las otras piezas siguen en Pruebas pero devolver ésta no causará daño alguno.
Muhtemelen saklanıyor.
Probablemente está escondido.
- Eee? - Gerillalar saklanıyor, ateş açacaklar.
- ¿ Y bien?
Saklanıyor musun?
¿ Te escondes?
Şimdi bir arkadaşının evinde saklanıyor.
Ahora se está escondiendo en el apartamento de un amigo.
Hayır, senden saklanıyor.
No... Se está escondiendo de ti.
Ya şehir dışında otostop yapıyor... ya da hala burada, dostlarında saklanıyor.
o aun está aqui, escondido con amigos Cosigueme los contactos de esa cosa
Suikastçiler onların aralarına saklanıyor olacaklar.
El asesino está oculto entre todos.
Düşman karanlık yerlerde saklanıyor, bizse açıktayız.
Dejar al enemigo a ciegas, es nuestra única oportunidad.
Benden saklanıyor.
Se está escondiendo de mí.
Earl Hickey barın arkasından bir şişe içkiyi aşırdıktan sonra tuvalette saklanıyor.
Earl Hickey escondiéndose en el baño tras robar una botella de alcohol de detrás del bar.
Ölümü gizemliyse, bilirsin yaşam alanı, kişisel eşyaları toplanıyor ve burada saklanıyor.
Si muere misteriosamente, entonces, sabes su cuarto, efectos personales son recolectados. Se preservan justo aquí.
- Evet. Ölümü gizemliyse, bilirsin yaşam alanı, kişisel eşyaları toplanıyor ve burada saklanıyor.
Si muere misteriosamente, entonces, sabes su cuarto, efectos personales son recolectados.
İnşaat alanında saklanıyor olabilir.
Supongo que podría estar escondiéndose en alguno de estos sitios de trabajo.
İyi bir yerde saklanıyor olmalıymışsın.
Debes haberte refugiado en algún buen lugar.
Ama görmek istediğim kopyalar güvenli bir şekilde saklanıyor.
Pero los moldes que quiero ver están guardados bajo llave.
Alandan çıkan 50.000 küsur eser, şu anda Güney Şili Üniversitesi'nde burada saklanıyor.
Los 50.000 peculiares objetos del sitio ahora se guardan aquí en la Universidad Austral de Chile.
Saklanıyor.
- La onda se está escondiendo.
Burada ne kadar birlik nişancısı saklanıyor?
¿ Cuántos francotiradores SEAL tienes escondidos alrededor?
Orada saklanıyor.
Está escondido allí dentro.
Küçük yavrum saklanıyor mu yoksa?
Es mi escondite niña aquí?
Atık beni her gördüğünde saklanıyor.
Ahora se esconde cada vez que doy vuelta a la esquina.
Annem, yemi yutup yutmadığımı görmek için çalılarda mı saklanıyor?
¿ Mi mamá está escondida en los arbustos para ver si caigo?
Orada saklanıyor olamaz, küçücük bir mekân.
Era tan grande como una cabina telefonica.
Muhbirimize göre, 10 km uzaklıktaki terk edilmiş bir garajda saklanıyor.
Según informes, está escondido en un parqueadero abandonado a 10 kilómetros de aquí.
Senin o kaçan mahkûmun artık annemin içinde saklanıyor.
Ahora tu prisionero fugado está dentro de mi mamá.
Orada, biri karavanın altında saklanıyor!
¡ Por aquí! Hay uno escondido aquí!
- Saklanıyor.
- Esconderse.
Burada saklanıyor.
Se está escondiendo aquí.
Biri ışık tutarken diğeri ise gölgede saklanıyor.
Así que uno mantuvo la luz... Mientras el otro se escondía en la sombras.
Otis Campbell bir yerlerde saklanıyor olmalı.
Otis Campbell debe estar escondiéndose en algún sitio.
Sizi buraya Ming İmparatorluğu'nun saklı hazinesi hakkında konuşmak için davet ettim. Harita sarayda saklanıyor.
Acerca del tesoro oculto del Emperador... el mapa está oculto dentro del Palacio.
Muhtemelen saklanıyordur çünkü senin ona kızdığını sanıyor.
Probablemente esté escondiéndose porque cree que estás enojado con él.
Başı belada olabilir, saklanıyor olabilir.
Podría estar en problemas, podría estar escondiéndose...
Baban kumarbaz biri olduğu için, büyük miktarda borca girdi ve bu yüzden saklanıyor.
Debido a que mi padre es un jugador, se endeudó mucho y tuvo que esconderse.
Bence kapının arkasında saklanıyor.
Creo que se está escondiendo detrás de la puerta.
Yatak odasına saklanıyor, katil onu bulup vuruyor.
Se esconde en el dormitorio principal, el su-des lo encuentra y le dispara.
İşte burada, ağaçların orada saklanıyor size söylemiştim.
Aquí está, escondido en el bosque, como se los dije.
Sanırım, kanepenin altında saklanıyor.
Está escondido bajo el sofá.
Bilgi, beyindeki gibi doğrusal olmadan saklanıyor.
Y la información es almacenada no linealmente,...
Taliban başka nerede saklanıyor olabilir?
¿ Hay otro sitio en el que puedan esconderse?
O kayıtlar 6 gün saklanıyor.
Esas grabaciones se mantienen por seis días.
Saklanıyor.
- Huyendo.
Saklanıyor musun?
¿ Te estás escondiendo?
Evet, tamamen masum birini reytingler uğruna canavarlaştırıyor ve kanalın arkasına saklanıp onu koruyacaklarını düşünüyor.
Sí, demoniza a personas perfectamente inocentes para obtener sintonía y entonces se refugia en el canal pensando que ellos la protegerán.
Evet, elbette. Üzgünüm. Ve saklanıyor olsaydın.
Vale, claro, perdona... y estuvieras escondido, pero quisieras darme una información crucial de manera no te pudieran localizar,
Harun, dokunulmazlığının arkasına saklanıyor.
Harun se esconde tras su inmunidad.
saklanıyorum 16
saklanıyor musun 18
sakla 24
sakla onu 19
saklan 141
sakladım 23
saklanın 104
saklayacak bir şeyim yok 31
saklanıyor musun 18
sakla 24
sakla onu 19
saklan 141
sakladım 23
saklanın 104
saklayacak bir şeyim yok 31