Sigara tradutor Espanhol
16,157 parallel translation
Beraber sigara içelim.
Fuma un cigarro conmigo.
Sigara kullanmıyorum.
No fumo.
Sigara kullanıyor musun?
Fuma usted?
- Yatakta sigara mı içmiş? - Hayır.
- ¿ Fumando en la cama?
Sen bendeki Esaretin Bedeli'ni sormadan önce hayır, bir paket sigara için takas yapmadım ya da kimsenin çeneme vurmadı.
Bueno, antes de preguntar acerca de mi Shawshank Redemption, no, no he cambiado nada por un paquete de cigarrillos. O ni me revise la barbilla.
- Bir sigara, harika olurdu.
- Me encantaría un cigarrillo.
Gidip arabadan sigara getireyim.
Voy a por los cigarrillos del coche.
Dışarıda sigara içiyordum.
Estaba fuera fumando.
Sigara içmek için bir daha dışarı çıktığında, bana da haber ver.
La próxima vez que salgas a fumarte uno, avísame.
Artık sigara içmiyorum ama içenlerin yanında durmayı çok seviyorum.
Ya no fumo... pero me encanta estar al lado de la gente que sí.
Şeker, sigara. Sana ne ki?
Caramelos, cigarrillos. ¿ Qué te importa?
Karşılığında bana ödeme yaptı, elli papel, bir paket de sigara.
Me pagó por ella. Cincuenta dólares y una caja de cigarrillos.
Elli papel, bir paket de sigara.
Cincuenta dólares y un paquete de cigarrillos.
Sigara kağıdı.
papeles para armar cigarrillos.
Sigara izmariti.
La colilla de un cigarrillo.
Peki, bu binalarda sigara içemezsin.
No puedes fumar en estos edificios.
Sigara kağıdı un ufak olmuştu ve... ot izi de yoktu.
La boquilla de su cigarrillo estaba separada del tabaco, el papel estaba doblado sin ningún rastro de marihuana.
Yani sen de sigara izmaritlerini yanında alıyorsun.
Así que te llevas las colillas.
Tepeye çıkıp sigara içerlerdi.
Solían subir ahí y fumar cigarrillos.
- Sigara için.
Para cigarros.
Sigara izmariti bu.
Es una colilla de cigarrillo.
Burada sigara içemem. Aslında ben de bir dal alırım diyordum.
En realidad, solo quería... disfrutar de uno.
Morris, hastanede sigara içemezsin.
Morris no deberías estar fumando aquí... o en cualquier lugar ;
Bir sigara yakar ve yumurta kızartırım.
Enciendo un cigarrillo y frío un huevo.
Sen gir. Ben bir sigara içip geleyim.
- Adelántate, fumaré un poco.
Sonra sigarasıyla başka bir sigara yaktı ve sonra uğradığın için sağ ol Axl dedi.
Encendió un cigarrillo con otro cigarrillo y dijo, "gracias por venir, Axl".
Arabamda sigara içme.
No fumes en mi auto.
Eski günleri hatırla, nasıl da büyük eski bir sigara kasesinden tüttürürdük, bunu unuttun mu?
Recuerdas antes cuando solíamos fumarnos una gran pipa vieja y simplemente olvidarnos de todo?
- Hadi sigara içelim. - Evet ben sararım.
- Vamos a echar un cigarrillo.
Camachos, sigara.
Habanos, puros.
Bir ay önce, beni şurada sigara içerken görünce ağlamaya başladı.
Hace un mes... me atrapó fumando un cigarrillo justo ahí... en el porche, y empezó a llorar.
- Sigara.
- Cigarrillo electrónico.
Sigara içmek ayrıcalıktır.
Fumar es un privilegio.
Sigara ayrıcalıktır, 5704,... haketmen gerekiyor.
Fumar es un privilegio, 5704, que tendrás que ganar.
Tek bir sigara için sakso çekmeyi bile yeğlerdim.
Estaría dispuesto a mamar una por un cigarrillo.
Sigara verir misin, rica etsem?
¿ Me puedes dar un cigarrillo, por favor?
Saç, tel, sargı bezi, halı parçası, sigara izmaritleri.
Cabello, hilo, pelusa, pedazos de alfombra, colillas de cigarros.
Del Gruner sigara almaya çıkmamış.
Del Gruner no ha salido a comprar tabaco.
Eğer Mattie yine sigara içiyorsa...
Si Mattie está fumando otra vez...
- Sigara ister misin? - Hayır.
¿ Quieres un cigarrillo?
Sigara alacak paran yok ama şimdi on bin euro getireceğini mi söylüyorsun?
¿ No tenías dinero para cigarrillos y ahora se encuentran diez de los grandes?
Sigara demezsen iyi olur. Yoksa bağışımı yeniden düşüneceğim.
Es mejor no decir cigarrillos, o que puede tener que repensar mi donación.
Hapishanelerde sigara neyse huzurevlerinde puding o.
Budín en un hogar de ancianos es como cigarrillos en una cárcel.
Burada sigara içemezsin.
No puedes fumar eso aquí.
İçeride sigara içilmesi yasak.
Se supone que no se puede fumar aquí dentro.
Earl, sigara içmeye dışarı çıksana.
Earl, ¿ por qué no sales un rato a fumar? - No fumo.
- Sigara içmem.
- Pues deberías comenzar.
Daha temiz bir Greendale daha sağlıklı bir sigara gibi. - Evet, havuç sopası.
Una Greendale más limpia es como un cigarrillo más sano.
Sigara içmem lazım.
Necesito un cigarrillo.
Girin. Sigara içmek ister misin?
¿ Adelante.?
Kardeşim, sigara içiyor musun?
¿ Fumas?