Sus bakayım tradutor Espanhol
180 parallel translation
Şimdi, sus bakayım!
Así que : ¡ shhh!
Sus bakayım!
¡ Calma!
Sus bakayım, doğru düzgün konuş.
- Cállate, o habla bien.
Onları gözlerimle gördüm! - Sus bakayım.
Calla, ¿ no basta por hoy?
Sus bakayım!
¡ Tranquilízate!
Sus bakayım, sen dondurmanı ye!
Tú calladita y cómete el helado.
Sus bakayım Wimpy!
Tranquilo, Moupi.
Sus bakayım!
¡ Silencio!
Sus bakayım!
Cierra el pico.
Sus bakayım!
¡ Silencio! ¡ Mocoso!
Sus bakayım, bir tanem.
Calabaza, tranquila,.
Sus bakayım.
Cállate.
Sus bakayım, ucuz aşüfte, kazananı açıklayacaklar.
Calla, calla, dulce prostituta Ya van a anunciar al ganador.
Sus bakayım!
¡ Basta!
– Sus bakayım!
– Shh!
- Sus bakayım.
- No callate.
Sus bakayım. Hayır, sen sus.
Callate.
- Sus bakayım!
- ¡ Cállate!
Sus bakayım.
Tú, cállate.
Sen sus bakayım.
Cállate.
- Sus bakayım Linda.
- Silencio, Linda.
Şu ellerine bir bakayım.
Déjeme ver sus manos.
Otur bakayım.
Tengo sus datos personales.
- Sen sus bakayım.
Cállate.
Notlarına bakayım.
Déjeme ver sus notas.
Tom, sen eşyaları içeri götür, ben katırlara bir bakayım.
Tom, lleva sus cosas adentro y yo me encargaré de las mulas.
Sus bakayım...
Quieto.
Kimliklerine bakayım.
Sus papeles, por favor.
Gözlüğüne bakayım.
A ver sus gafas.
Şimdi gidip dengeleyicine bir bakayım.
Ahora voy a revisar sus estabilizadores.
Sus bakayım!
- Cállate. Estamos casados.
Söyle bakayım sebep ne!
¡ Dime sus razones!
Sus bakayım! Hurd burada değil çoktan gitti.
~ "Nuestro salvador...".
İhtiyar dostum, şu gözlüklere bakayım.
Permítame ver sus anteojos.
Ellerine bakayım.
Enséñeme sus manos.
50 bin dolarını isteyen biri var mı bakayım.
Veré si alguien quiere sus $ 50.000, y podrá ponerse en marcha.
Şimdi gözlerinize bir bakayım.
A ver, déjeme ver sus ojos.
Zinyalarınıza bir bakayım dedim.
Estoy arreglando sus zinias.
Kusura bakma ama, sadece sus ve bırak bu davaya ben bakayım.
Lo que vas a hacer, con todo respeto es callarte y dejarme seguir adelante con este caso!
Tırnaklarınıza bakayım.
Déjenme ver sus uñas.
Gerçekten mi. Peki, bakayım.
Quark está utilizando el Ritual de Purificación para incrementar sus beneficios a costa nuestra.
Öbür odaya gidelim de ellerine bir bakayım.
Vamos al otro cuarto Y yo me encragaré de sus manos
Bende ellerini tutup ne kadar tatlı olduklarına bakayım.
Y yo de mirarlo lindos que son cuando ponen sus dedos en mi mano.
"Bir bakayım avcı uçaklarımız ne yapacak. Sizi sonra ararım."
"Lo llamaré cuando haya estudiado sus bombarderos."
Gözlerine bakayım.
Muéstreme sus ojos.
- Ellerine bir bakayım.
Déjeme ver sus manos.
İsterseniz kayıtlara bakayım, ama onun.. .. bir parti ile alakası olmadığı apaçık.
Podemos comprobar sus antecedentes... pero es obvio que no es un candidato en la línea del partido.
Eileen, Brad amcana sistemlerimizi göster bakayım.
Eileen, ¿ quieres mostrarle a Brad cómo nuestros sistemas exceden todos sus horizontes de tiempo?
Tamam, şimdi bana en aptal suratlarınızı gösterin bakayım.
Muéstrenme cómo hacen sus caras de tontos.
Katie ve Connor Walkers'lara yatıya gittiler, ve Colleen arkadaşlarıyla sinemaya gitti, yani ev biraz sessiz kaldı, bende gelip neler olup bitiyor bakayım dedim.
Katy y Connor se quedan a dormir en casa de los Walker y Colleen se ha ido al cine con sus amigos así que he venido a ver cómo te iba.
Hadi bakayım, buradan zıplayın.
Suban a sus autos y lárguense.