Sí tradutor Espanhol
1,265,515 parallel translation
- Evet.
- Sí.
Evet ve bunu bana altıncı soruşun.
Sí, me lo has preguntado seis veces.
- Evet, pardon.
- Sí, lo sé.
- Evet, kurabiyeleri için taşındım.
Sí, prácticamente me mudé aquí por estas galletas.
Evet, fark etmiyor ki.
Pues sí, eso no cambia nada, ¿ no?
- Hayır. Evet, dedi.
- No, dijo que sí.
- Koç Briggs, beni mi çağırdınız?
Entrenador Briggs, ¿ quería verme? Sí.
Evet.
Sí.
Evet, sorun olmaz çünkü bilmiyorlar.
Sí, no les molesta porque no lo saben.
Evet, yeter.
Sí, "hicimos".
- Ben de hep öyle derim.
- Sí, yo también digo eso.
- Biliyorum, sen daha iyisini söylersin.
- Sé que sí. Y lo dices mejor que ella.
Evet. İngiliz Kraliçesi gibi davranma.
Sí, si no hablas como la reina de Inglaterra.
Evet, tamam.
Sí, gracias.
Öyle şeyler yapmaz, değil mi?
No. Él no haría algo así, ¿ o sí?
Yapardım ve yaptım.
Sí lo haría, y lo hice.
- Evet değil mi?
- Sí, ¿ verdad?
Evet, tabii.
- Sí, por supuesto.
Seninle ilgili çok şey var, değil mi tatlım?
Sí. Tienes muchos problemas, ¿ verdad, querida?
Yani, robot değilmiş.
Sí, resultó que no era una impostora.
- Evet, söz.
- Sí, lo prometo.
Lise, bir bireyin yetişmesi, kendini bulabilmesi için zor bir ortam olabiliyor.
El instituto puede ser un ambiente duro para que una persona crezca y se valga por sí misma.
Öyle mi?
Sí.
"Yanlış bir şey yapmadığın sürece, bana her durumda güvenebilirsin." demek yerine kardeşlik anlaşması, gerçek dostluk, "Kendini bu duruma sokmana asla izin vermem." demektir.
En vez de decir : "Sí, te apoyo en todas las situaciones, a menos que hagas algo que esté mal", y entonces el código de colega real y la verdadera amistad es : "Nunca dejaría que te pusieras en esa situación".
Şununla başla : Kızın önce evet demesi gerekli.
Empieza con : "Ella debe decir sí primero".
İyiyim.
Sí.
Sezgilere aykırı görünse de, çevresinde bir intihar olayı yaşanan kişi, genellikle kendini suçlayıp sorumluluk hissediyor ve Alex'in yaşadağı şeyin büyük bir kısmı da bu.
Y parece contradictorio, y aun así, la persona que ha sobrevivido al suicidio de alguien a veces se siente culpable y se culpa a sí misma, y eso parece una parte importante de lo que le sucede a Alex.
Tamam... Doğru dedi.
Sí.
var.
Sí.
hiç şansımız yok.
Sí viene más de uno, no aguantaremos.
Evet. Oyuğu nerede buldunuz?
Sí. ¿ Dónde está el agujero?
Bence de. Ay da yüzünü gösterdi.
Sí, y por suerte hay luna.
Evet. Şuna bir bak hele!
Sí.
Evet. Geceleri Titanlar hareket edemez.
Sí, cuando los titanes no se mueven.
Evet ama unutmayın ancak Eren duvardaki gediği kapatabilirse bu işte başarılı oluruz.
Sí, pero todo depende de si Eren puede tapar el agujero o no.
Yapacağım!
¡ Sí!
Evet. Tamamen iyileşmiş sayılırım.
Sí, ya recuperé las fuerzas.
Gidelim.
Sí.
Ancak bize kutsal iradesiyle gözetleme emri veren birinin adını verebilirim.
Pero sí puedo decirles el nombre de la persona que se nos ordenó vigilar.
Evet!
Sí.
Emredersiniz!
¡ Sí, señor!
Evet... Evet! Döneceğiz!
¡ Sí, regresemos!
sayılır.
Sí, sobreviviré.
Evet...
Sí.
Evet!
¡ Sí!
- Güzel görünüyor.
Sí, parecen deliciosas.
Ben de.
Sí.
Doğru.
Sí, claro.
- Tamam. Evet.
- Sí, claro.
Emredersiniz!
Sí.
Öyle...
Sí.