English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Söylemiştin

Söylemiştin tradutor Espanhol

17,952 parallel translation
Thea'nın sevgilisiyle birlikte şehir dışında çıktığını söylemiştin hani?
Creí que habías dicho que Thea y su novio salieron de la ciudad.
7 yaşımdayken de bunu söylemiştin. Duygusallaşıyor musunuz yoksa?
Es lo que me dijiste cuando tenía siete años. ¿ Se están poniendo a llorar?
Bizi turnuvaya kaydettirdim çünkü bana tenis oynamayı bildiğini söylemiştin!
¡ Nos inscribí en un torneo porque dijiste que sabias jugar!
# Kalbimin, Tanrı'nın evi olduğunu söylemiştin. #
Llamaste a mi corazón la casa de Dios.
Diğer Önemliler hakkında her şeyi anlatacağını söylemiştin.
Dijiste que podías contarme todo sobre los otros Primarios.
Böyle söylemiştin.
Esas son tus palabras exactas.
Bunu halledebileceğini söylemiştin.
Dijiste que nos las arreglaríamos.
Leeds'in ondan nefret ettiğini söylemiştin.
Pensé que habías dicho Leeds odiaba el hombre.
Tıkaç hala kırık, herşeyi aynen olduğu gibi, istediğini söylemiştin.
Vale, sí, la espiga está siendo roto, pero dijo que quería todo de nuevo, exactamente como estaba, y le oyó.
Bunu istemem gerektiğini de söylemiştin.
También dijo que debía desearlo.
Küçük bir ajansta daha çok dikkat çekeceğimi söylemiştin. Aksine daha az dikkat çekiyorum.
Me dijiste que recibiría más atención en una agencia pequeña, pero estoy recibiendo menos.
Fotoğrafları Rahibe Mary'ye verdiğini ve onun da yok ettiğini söylemiştin.
Pero me dijiste que le habías dado esas fotos a la Hermana Mary y que ella las había destruido.
- Beni bırakacağını söylemiştin.
Dijiste que me liberarías.
Bu işe başladığımda, yalan söylemeyi öğrenmem gerektiğini söylemiştin.
Sabes, cuando empecé este trabajo, me dijiste que tenía que aprender a mentir para hacerlo.
Demek istediğim, aynı şeyi bir hafta öncede söylemiştin.
O sea, dijo lo mismo la semana pasada.
Onunla konuşacağını söylemiştin bana.
Pensé que habías dicho que se lo dirías.
- Her şeyimizi paylaşmamız gerektiğini söylemiştin.
Siempre dices que hay que contarse todo.
Dinleneceğini söylemiştin.
¿ No dijiste que descansarías en tu asiento?
Altıya kadar güneyde güvenlik olmayacağını söylemiştin.
Dijiste que no habría seguridad - en el sur hasta las seis. - Va, va, va.
Ama son ilk gecede tüm kabilenin önünde bana meşe ağacını vereceğini söylemiştin.
Pero la última noche de invierno, frente a todo el clan, dijiste que me darías la corona esta noche.
Yonk'a geldiğimde yapacağını söylemiştin.
Cuando fui al Yonk dijiste que harías esto.
- Bana her şeyi anlatacağını söylemiştin.
- ¡ Debes descifrarlo! - Dijiste que debías decirme todo.
- Bunu daha önce de söylemiştin.
- Eso dijiste la otra vez.
- Söylemiştin.
- Ya me lo has dicho.
- Söylemiştin.
- se ocupará de ello. - Ya me lo has dicho.
Büyükbaban bunu sana Bar Mitzvah'ında verdiği zaman senin için ne kadar önemli olduğunu söylemiştin.
Cuando tu abuelo te dio esto en tu bar mitzvah me dijiste cuánto significaba para ti.
- Ona göz kulak olacağını söylemiştin.
- Dijiste que lo cuidarías.
Clary'i Enstitü'ye getireceğini söylemiştin.
Me dijiste que llevarías a Clary de vuelta al Instituto.
Kör olduğunu söylemiştin.
Dijiste que eras ciego.
Hayır, sen söylemiştin.
No, tú lo dijiste.
Bale dersleri aldığını söylemiştin.
Dijiste que tomaste clases de ballet.
- Avukata ihtiyacın olduğunu söylemiştin.
- Ayuda legal.
- İyi olmak istediğini söylemiştin.
- Dijiste que querías ser buena.
Hatırlıyor musun tanıştığımız zaman... beni hiç terk etmeyeceğini söylemiştin?
¿ Recuerdas cuando nos conocimos? Me dijiste que nunca me abandonarías.
Araba getireceğini söylemiştin, benimkini çalacağını değil.
Dijo que traería un auto, no que robaría el mío.
Nobu'yu halletmeye geldim, sen de yardım edeceğini söylemiştin.
Vine a eliminar a Nobu. Dijiste que ayudarías.
Kötü o bayağı ama sen bize öldüğün gece sende olan eşyaların Savage'i öldürmekle kullanılabileceğini söylemiştin.
Eso es terrible. Pero nos contaste que los objetos que estaban presentes la noche de tu muerte pueden ser usados para matar a Savage.
Annemin Armageddon Virüsü yüzünden öldüğünü söylemiştin.
Me dijiste que mi madre murió por el virus del Armagedón.
Zarar görmeyeceğini söylemiştin.
Dijiste que no saldría lastimado.
Bu işkenceyi ilk gördüğünde nefretine odaklandığını söylemiştin.
Habías dicho que la única manera en que te aferraste a ti mismo la primera vez fue enfocándote en tu odio.
Tehlike istediğini söylemiştin.
Dijo que quería peligro.
Eşyanın o kadar da önemli olmadığını söylemiştin.
Anteriormente, usted dijo que los artículos no eran tan importantes.
Babanın hapishanede olduğunu söylemiştin ama onun...
Me dijiste que tu papá estaba en prisión pero no que era...
Birkaç sene önce, ayrılmayı düşündüğümde, bana yerimin her zaman güvende olacağını söylemiştin. Bak, bunun seninle hiçbir ilgisi yok.
Hace unos años, cuando estaba pensando en marcharme, me dijiste que mi puesto aquí siempre estaría a salvo.
O adamı öldürdüğüm için adaletle yüzleşmem gerektiğini söylemiştin.
Me dijiste que debería enfrentarme a la justicia por matar a ese hombre.
Pencerenin yanında olduğunu söylemiştin.
Dijiste que estaba cerca de una ventana.
Bana havalı bir şey göstermek istediğini söylemiştin, değil mi?
Dijiste que me mostrarías algo increíble.
Benim için yemek yapacağını söylemiştin, bunu nasıI söyleyeceğimi biliyorum.
Dijiste que ibas a cocinar para mí. O al menos eso dijiste.
Kalplerimizin birlikte atacağını ve sonsuza dek birlikte olacağımızı söylemiştin.
Dijiste que nuestros corazones latían...
Dünyayı 2166'da fethettiğini söylemiştin.
Dijiste que conquistó el mundo en 2166,
İsimlerini söylemiştin bana.
Usted me dijo sus nombres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]