Ustünde tradutor Espanhol
2,664 parallel translation
Üstünde kan grubum, her şeyim yazıyor.
No sé donde diablos las dejé.
Üstünde kal.
Quédate sobre él.
Üstünde kal!
¡ Quédate sobre él!
Üstünde çalışıyorlar.
Están trabajando en ello.
Üstünde bir pervanesi var.
Es la de la hélice.
Cam, Manny'nin Gloria'ya hazırladığı karttı o. Üstünde yazan "anne" tanımına bakmanı istemiştim sadece.
Cam, era la tarjeta que Manny le ha dado a Gloria pero sólo quería que vieras qué definición de "madre" ponía.
Lionel'ın bir ajandası vardı. Üstünde Normal Rockwell resimleri falan vardı.
Lionel tenía este calendario, estas... fotos de Norman Rockwell, sus pinturas.
Üstünde çalışıyorum hâlâ.
Estoy en ello.
- Üstünde parmak izlerin var.
- Tus huellas están en ello.
Üstünde dinleme cihazı mı var?
¿ Llevas un auricular?
Üstünde çalışıyorlar. Hadi, başlayalım, tamam mı?
Están en eso, ¿ vamos?
- Üstünde bu vardı.
Bueno, tenía esto consigo.
Üstünde DNA'sını buldular.
Encontraron su ADN en él.
Üstünde dinleme cihazı var mı?
¿ Llevas micrófono?
Üstünde bej kazak olduğunu söylemiştin.
Dijiste que llevaba un jersey beis.
Üstünde "Yeniden Giriş" yazan bir kutu.
Hay una caja etiquetada como Reentrada.
Gitmemiz gerek. Anlıyorum. Üstünde çalışıyordum.
Entiendo, en eso estoy.
Deniz kestanesi emülsiyonu içine karıştırılmış tel şehriye. Üstünde Osetra havyarı.
Pasta cabello de ángel en salsa de erizo de mar cubierta con caviar.
- Üstünde peynir var.
- Esto tiene queso.
- Üstünde çalışıyorum, Fi.
- Estoy en ello, Fi.
Üstünde çok güzel durdu.
Se ve muy bien en ti.
Üstünde fiyatı da yazmıyor.
Y tiene comillas alrededor.
- Üstünde durabilirsin.
- Voy a soltarte.
Üstünde bilmediğim bir şey var mı?
¿ Tienes algo sobre lo que deberia saber?
Üstünde gerçekten bir sürü kan ter ve gözyaşı var.
Mucha sangre, sudor y lágrimas, creedme.
- Üstünde şu anda hiç patlayıcı var mı?
¿ Tienes algún explosivo contigo ahora?
Ben daha çok ona bir not yazmayı düşünüyordum. - Üstünde kelimeler olandan mı?
Le deseo una " carta de s. - ¿ Quieres decir con palabras?
Üstünde çalıştığım her şeyi.
Cada película en la que he trabajado..
Üstünde kalsın yani.
Ahora sólo déjalo en el aire.
Üstünde humus var.
Se ha manchado de hummus.
Üstünde. Almamı ister misin?
Está allí. ¿ Te lo doy?
Üstünde.
Está ahí.
Üstünde Alison'ın kanı olan kazak...
El jersey con la sangre de Alison...
Üstünde adın yazan bilekliğinin.
El brazalete con tu nombre.
Üstünde adın yazılı kazığım var, puşt!
¡ Tengo una estaca con tu nombre, hijo de puta!
- Üstünde çalışıyorum baba. Pazartesi sabahına kadar bitmiş olmalı.
lo necesito el lunes por la mañana.
"Üstünde çalıştığımı" söyledim ya.
Estoy en ello.
Hızı fena değil. Üstünde çalışılması gerekiyor ama iyi
La velocidad no está mal, necesita un poco de trabajo, pero no está mal.
- Üstünde yeşil bir leke olan buruşmuş bir kağıt.
Un papel con una mancha verde.
- Üstünde biraz baskı kurmalısın.
Tienes que ponerle algo de presión.
Üstünde bir çeyreklik sektirebilirsin.
Una moneda rebotaría sobre ella.
Üstünde sadece elbiseleriyle seni ve bütün paranı geride bırakarak terkettiğini biliyorum... onu bir daha hiç görmedin.
Sé que lo dejo a usted y a todo su dinero con solo la ropa que llevaba puesta y que nunca más la volvió a ver.
Üstünde "bir şey bilmeyen" yazan kutuda.
Estoy en la que pone "no sabe nada".
Üstünde çalışıyorum.
Estoy trabajando en ello.
Üstünde olmaktan iyidir.
Que es mucho mejor que ser el juguete.
Üstünde ismin yazan yoğurt.
Aquí está tu yogurt con tu nombre.
- Üstünde denesene.
- ¡ Inténtalo!
Üstünde onun adı yazıyor.
Tiene su nombre puesto.
Üstünde 46 yazıyordu, babamındı.
Lo del 46 es por mi padre.
Üstünde bir dinginlik var.
Tiene serenidad.
Üstünde el bombası patlatmış gibisin.
Parece el infierno en una granada de mano
üstünde 26
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne bastın 27
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne bastın 27