Yanında olacağım tradutor Espanhol
1,567 parallel translation
Ama Serena ne yapmaya karar verirse versin Onun yanında olacağım.
En serio, no es parte del plan, pero lo que Serena decida hacer quiero que cuente conmigo.
Hep yanında olacağım artık. Korkmana gerek yok.
Siempre estaré cerca de ti, porque yo te protejo.
Yarın ve daima hep yanında olacağım. Hiç şüphen olmasın.
Mi amor, estaré ahí mañana, pasado mañana y todos los días de mi vida.
- Her zaman yanında olacağım.
- Estaré siempre ahí contigo.
Her an yanında olacağım. " MARCELLO...
Porque como estoy contigo, Marcello... "
O yüzden nereye giderse gitsin, ne yaparsa yapsın kiminle bir şey yaparsa yapsın, her zaman onun yanında olacağım.
No importa qué haga, adónde vaya, o con quién lo haga, yo estaré ahí todo el tiempo.
Her zaman yanında olacağım.
Nunca me alejaré de ti.
Gün ağarmadan önce, yanında olacağım.
Iré a tu casa antes del amanecer.
Senin yanında olacağım. "
Estaré contigo. "
Her zaman alevlerin yanında olacağım.
Estoy en incendios.
Daha fazla yanında olacağım.
Estaré más presente.
Her aşamada yanında olacağım.
Voy a estar con usted en cada paso del camino.
Ve eğer buna bir şans vermeye karar verirsen, yanında olacağım.
Y si escoges darle una oportunidad, estaré allí contigo.
Yine de devam edeceğim ben bundan 5, 10 yıl sonrası hakkında konuşmaya 50 yıl sonra bile senin yanında olacağım
Voy a hablar sobre el futuro unos 5 o 10 años a partir de ahora. Voy a estar con ustedes aún hasta 50 años a partir de ahora. Ahora es la noche.
Yukarı çıkarken sizi ameliyathaneye bırakalım. Testte Kayla'nın yanında olacağım.
Podemos dejarla a usted en Cirugía y yo iré con Kayla a hacerle la prueba.
Mrs. Goldstein'a söyleyin mümkün olan en kısa surede yanında olacağım
Dígale a la Sra. Goldstein que la atenderé pronto.
Hep yanında olacağım.
Siempre estaré contigo.
Evet, bir dakika içinde yanında olacağım.
Sí, estaré con usted en un momento.
- Ama her daim yanında olacağım.
- Pero estaré aquí en todo momento.
Hayır, kanka, küçük orman perisi gibi ruhumla yanında olacağım.
No, socio, estaré contigo en espíritu, como una pequeña ninfa del bosque.
Ameliyat çok korkutucu, biliyorum ama her saniyesinde tam yanında olacağım, tamam mı?
Sé que la cirugía da mucho miedo pero voy a estar contigo en cada paso del camino, ¿ sí?
Bunu yalnız başına yapmayacaksın. Onu birlikte yakalayacağız ve ben senin yanında olacağım.
No estarás sola estaremos los dos aquí y permaneceré a tu lado.
Gelecek ne olursa olsun her zaman yanında olacağımı bilmeni isterim.
Cualquiera que sea al futuro quiero que sepas que siempre estaré allí.
Orada senin yanında olacağım. Güven bana.
Puedes contar conmigo, estaré allí.
Çünkü sana deli gibi aşığım, ve ne olursa olsun yanında olacağım.
Estoy locamente enamorado de ti y estaré aquí en cualquier caso
Hep yanında olacağım, Dylan.
- Siempre estaré ahí, Dylan...
Yemin ederim, yanında olacağım!
! Juro a Dios que te atenderé, mi llave!
Fakat bunun her aşamasında yanında olacağım.
Pero yo estaría contigo hasta el final.
Sanırım neye karar verirsen ver yanında olacağım.
Creo que lo que sea que decidas estaré aquí para ti.
Her zaman yanında olacağım... Ne olursa olsun.
Siempre estaré aquí para ti sin importar qué.
Hep yanında olacağım.
Siempre estaré aquí para ti.
Her zaman yanında olacağım.
Siempre estaré aquí para ti.
Eğer evlilik, iki insanın sonsuza dek birleşmesiyse şundan emin olmak istedim : Senin ya da benim nerede olduğumuzun hiç önemi olmadığından. Daima yanında olacağım.
Si el casamiento es sobre unir dos personas por la eternidad quería estar seguro que sin importar dónde estés o dónde yo esté siempre estaré contigo.
Ve söylemek istediğim senin yanında olacağım.
Eso estaría bien Por favor deja de llorar Y... quiero decirte que te apoyo en todo
Bunu atlatman için yanında olacağım.
Estoy aquí para ti. Para ayudarte a pasar por esto.
Çünkü seninle ilgilenmek için hep yanında olacağım.
Porque siempre estaré allí para cuidarte.
Angela, karıcığım, bilmeni istiyorum ki, hayatımız boyunca kültürel farklıIık gözetmeksizin sana her daim yıIbaşı neşesi sunmak için yanında olacağım.
Angela, mi prometida, quiero que sepas, que durante el resto de nuestras vidas, sin importar el entorno cultural, siempre estaré aquí para traerte algo de alegría navideña.
Pekala ben çocuğun yanında olacağım.
Bien, estaré con el niño.
Bunu aşarken yanında olacağım.
Voy a sacarte de esto.
Yapabileceğin en kötü şey de bile sahip olabileceğin en karanlık düşünce de bile her şekilde senin yanında olacağım.
Lo peor que jamás hayas hecho el pensamiento más oscuro que jamás hayas tenido voy a estar contigo sea lo que sea.
Bu sabah söylediğim gibi daima yanında olacağım.
Como dije esta mañana, siempre, siempre estaré ahí para ti.
Her zaman yanında olacağım.
Y yo siempre estaré a tu lado.
En kısa sürede onun yanında olacağım.
Estaré con ella ni bien pueda.
Her daim senin yanında olacağım.
Estoy aquí para ti para siempre.
Sen sadece geri dönüşüne odaklan ben, o yolda attığın her adımda yanında olacağım.
Concéntrate en el regreso. Y estaré alli en cada paso del camino.
Bunu nasıl yapacağım? Yanında olacağım.
Yo estare a tu lado
Fransız bir gazete için Dünya Ticaret Merkezi hakkında bir hikâye yazacaktı ve yanında iki de fotoğrafçı olacaktı, ben de bunun iyi bir tanıtım olacağını düşündüm.
El iba a escribir una nota sobre el World Trade Center para los periódicos franceses. Y tenía a dos fotógrafos consigo. A mí me pareció que era bastante buena publicidad.
Annene, kızına yardım edebileceğimi söyledim. Ama Jose, yanında daha iyi olacağını tutturdu.
Ya le he dicho a tu madre que yo puedo ayudarles pero José se empeña en que allí está mejor.
Onun yanında olacağım tıpkı bunca yıldır o benim yanımda olduğu gibi.
Estaré de su lado...
Önümdeki bu büyük örnek ve uğruna sıklıkla her şeyimi riske attığım ve hiçbir zaman beni yanıltmayan Amerikan halkının inancı ve şerefiyle sizlere, her zaman ve tüm uluslar karşısında adil olacağımın ; tüm dünya ile, barış, kardeşlik ve yardımseverliği sürdüreceğimin ; ve Birleşik Devletler Anayasası'nı gücümün çok üstünde tutmak için en yasal zorunlulukları önüme koyacağımın en kati sözünü veririm.
Con este gran ejemplo ante mí y con la fe y la honra del pueblo americano por el que tantas veces me lo he jugado todo sin que me haya decepcionado nunca hago la siguiente promesa solemne : Seré justo todo el tiempo con todas las naciones mantendré la paz hermandad y benevolencia con todo el mundo y me colocaré por debajo de las más solemnes obligaciones de hacer cumplir la Constitución de los Estados Unidos lo mejor que pueda.
Bir daha yanında ben de olacağım.
La próxima vez, voy a estar a tu lado.
olacağım 136
yanında 38
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanındaki kim 31
yanına geliyorum 25
yanında mı 21
yanında 38
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanındaki kim 31
yanına geliyorum 25
yanında mı 21