Yapacak çok işim var tradutor Espanhol
447 parallel translation
"Bu öğleden sonra yapacak çok işim var maalesef."
Oh, me temo que tengo mucho que hacer esta tarde.
Yapacak çok işim var.
Hay demasiado trabajo.
Hâlâ yapacak çok işim var.
Tengo muchas cosas que hacer.
Yapacak çok işim var.
Tengo muchas cosas que hacer.
Yapacak çok işim var, önemli şeyler.
Tengo cosas que hacer, asuntos importantes.
Yapacak çok işim var.
Tengo mucho que hacer.
Pekala, Sana şu Beşbin doları vereceğim... Çünkü yapacak çok işim var ama kavga edecek zamanım yok.
Vale, voy a darle esos 5.000 porque tengo mucho trabajo que hacer y poco tiempo para discutir.
- Yapacak çok işim var.
- Tengo trabajo.
Yapacak çok işim var
Tengo mucho trabajo que hacer
Yapacak çok işim var.
Tengo mucho trabajo que hacer.
Yapacak çok işim var.
Tengo trabajo que hacer.
Yapacak çok işim var.
Quiero estar sola.
- Yapacak çok işim var. Daha eşyalarımı toplamadım.
Aún no he hecho la maleta.
Bahse girerim öyle, ama bu gece yapacak çok işim var.
Apuesto a que sí, pero tengo trabajo que hacer esta noche.
Biliyorsun, bir saatim ve yapacak çok işim var.
Solo tengo una hora y mucho que hacer.
Akşam yemeğinden önce yapacak çok işim var.
Tengo un montón de trabajo que hacer antes de la cena.
Yapacak çok işim var.
Bueno, me queda mucho por hacer.
Yola çıkmadan önce yapacak çok işim var.
Tengo un montón de cosas que hacer antes de marcharme.
- Gelemem, yapacak çok işim var.
No puedo, tengo mucho que hacer.
Sakıncası yoksa, yapacak çok işim var, gerçekten.
Gracias. Si no le importa, tengo mucho que hacer.
Saat 16 : 30'u geçiyor. Benim de yapacak çok işim var.
Sí, son las 4 y media pasadas y también tengo que hacer.
Bugün yapacak çok işim var.
Tengo mucho que hacer hoy.
- Sen de gelsene. - Hayır, yapacak çok işim var.
Tengo mucho que hacer en vista de los acontecimientos recientes.
Yapacak çok işim var.
Tengo mucho trabajo.
Kusura bakma delikanlı, yapacak çok işim var. İstasyon Amiri tıraş olmak için Leeds'e gitti. Perks bu konuyla ilgilenmek zorunda.
Bueno, disculpe joven, tengo mucho que hacer el jefe de estación se fue a cortar el pelo a Leeds, como ve y Perks debe hacer todo.
Yapacak çok işim var ;
Es que he tenido que hacer.
Yapacak çok işim var.
- Tengo mucho que hacer.
Yapacak çok işim var.
Tengo que irme. Tengo mucho trabajo.
Yapacak çok işim var.
Tengo un montón de cosas que hacer.
Afedersin, tatlım... Üstelik işe de geç kaldım. Yapacak çok işim var.
Perdona, muñeca... pero es muy tarde y tengo mucho trabajo.
Yapacak çok işim var.
Me queda mucho camino que recorrer.
Yapacak çok işim var.
Tengo trabajo.
Şimdi, unutulmuş olabilir diye tekrarlıyorum. Bu masadan zorla uzaklaştırıldım. Yapacak çok işim var.
Señores, me han retenido fuera de esta oficina y ahora tengo mucho trabajo.
Bundan böyle benimle konuşmayın! Yapacak çok işim var!
No, no siga hablándome, tengo cosas que hacer.
Şimdi, izin verirseniz, yapacak çok işim var.
Ahora, si me disculpan, tengo muchas cosas que hacer.
Yapacak çok işim var.
Tengo cosas que hacer.
Bakın, kaba olmak istemem, ama gördüğünüz gibi burada yapacak çok işim var.
No quiero ser grosera, pero ya ve que tengo mucho que hacer.
Şu anda yapacak çok işim var.
Ahora tengo mucho trabajo.
Eşyamı alayım. - Çabuk, yapacak çok işim var.
Ok... rápido, ¡ tengo cosas que hacer!
Ama benim yapacak çok işim var.
Pero tengo trabajo que hacer.
Ve bana atımı getir. Yapacak çok işim var. Hemen!
Y tráeme mi caballo... tengo mucho que hacer... ahora.
Bu gece yapacak çok işim var, Paul.
Tengo mucho que hacer esta noche, Paul.
Canım, yapacak öyle çok işim var ki.
Querido, tengo mucho que hacer.
Benim yapacak çok işim var.
Tengo mucho trabajo.
Yapacak o kadar çok işim var ki...
Tengo tanto por hacer...
Yapacak çok çok işim var.
Tanto que hacer, tanto que hacer.
Hala yapacak bir çok işim var.
Tengo mucho trabajo.
Yapacak bir iki işim daha var, ama çok uzun sürmez.
Tengo algo más que hacer, pero no me llevará mucho.
Çok yorgunum ve yapacak bir sürü işim var.
Estoy muy cansado.
Yapacak çok işim var.
Son las dos en punto.
Saat çok geç oldu ve yapacak bir sürü işim var. Beni yargılama Grady olur mu?
Es realmente tarde, y tengo muchas cosas que hacer... no me juzgues, Grady, ¿ eh?