Yapamaz tradutor Espanhol
6,200 parallel translation
- En azından bunu yapamaz mısın...
Habrá un voto? - ¿ No puede al menos...
Onları birlikte yeniden yapabiliriz, yapamaz mıyız?
Lo podemos rehacerjuntos, ¿ no?
- Bu seferlik bir istisna yapamaz mı sence?
¿ No cree que va a hacer una excepción esta vez? No.
Uzak Doğulular ormanda akrobasi yapamaz mı?
Hombres de Oriente no puede hacer acrobacias en el bosque?
2 dakika mola yapamaz mıyım?
¿ Descansar dos minutos?
Onaylanmayan hiçbir şey Arkham'a giriş çıkış yapamaz.
Nada entra o sale de Arkham sin el visto bueno.
En azından bunu yapamaz mısınız?
¿ Estas loco? ¿ No puedes estrellar el auto en buen estado?
Senin gibi liderler başımıza oturduğundan beri böyle işimizi yapamaz olduk!
Él dirigido Siva Reddy!
Yapar misin yapamaz misin?
¿ Puedes hacerlo o no?
Zincirli olacak, bir şey yapamaz.
Con las esposas puestas, no puede hacer nada.
Patron, şu hizmetçi gibi insanları alıp bırakmayı sen yapamaz mısın?
Jefe, este criado no puede pasar a buscar gente y dejarlos.
Meşgulüm abi. Sen yapamaz mısın?
Estoy ocupado, hermano, ¿ tú no puedes?
Yapamaz mısın? Al.
Ahora veremos si eres capaz.
Safkanlar bile yapamaz.
Tan siquiera los pura raza.
- Şey yapamaz mıyız...
No lo es... No podemos... - ¿ Qué te ha pasado?
- Gerçek senle yapamaz, hayır.
¡ No! No el verdadero tú. ¡ No!
Kanatları olmadan yapamaz.
No sin alas.
O bunu yapamaz.
Él no puede.
Pardon. Bunu kimse yapamaz.
Jódete, lo siento, no lo podré hacer.
Hiçbir anlaşma yapamaz,... hiçbir işlem yapamazdık.
No podríamos llegar a acuerdos, o transacciones de ningún tipo, sin ciertas bases.
Sence bunu yapamaz mıyız?
¿ Cree que podríamos hacerlo por eso?
George asla böyle bir şeyi yapamaz.
George nunca haría eso.
- Adamın biri karısına öğle yemeği için sürpriz yapamaz mı?
¿ No puede un hombre sorprender a su esposa con una cita para almorzar?
Beni ezdi geçti. Ve tam ben her şey bitmiş derken, tam daha başka bir şeyi yok edemez ya da daha kötü bir şey yapamaz derken...
El me destrozo, y justo cuando pensé que ya era todo, que él no podria destruir algo más, o hacer algo peor...
Orası sökülüyor ve kimse onu durdurmak için bir şey yapamaz.
Se está desplomando, y no hay nada que nadie pueda hacer para pararlo.
Bak, seninle evlenmem için bu gerekiyorsa senin için tatsız yemeklerin olduğu bir hayatta yaşarım. Ama başka bir test yapamaz mıydın?
Escucha, tendré una vida de comida insípida... si es lo que hace falta para casarse contigo, pero, ¿ no podrías ponerme una prueba diferente?
Burada ona kimse bir şey yapamaz.
Estará a salvo aquí.
Yapamaz bunu.
No puede hacer eso.
Hiçbir çete üyesi gelip burada atış falan yapamaz.
Ni siquiera un gángster podría disparar en línea aquí.
Bu eski evle ilgilenecek kadar vaktim yok. Babanda yurt dışında olduğundan tabiki bunu yapamaz.
No tengo tiempo de cuidar este viejo lugar... y tu padre obviamente no lo hará desde el extranjero.
Sence bunu yapamaz mıyım?
¿ Crees que no puedo hacer esa mierda?
Yapamaz mıyım?
¿ No puedes?
Hastalarınız ödeme yapamaz.
Sus pacientes no pagan.
Yüz tanıma hiçbir şey yapamaz.
El reconocimiento facial no puede hacer nada.
Ya da yarın yapamaz mıyız?
Puedo cancelarlo, lo nuestro es más importante. ¿ O podemos hacerlo mañana?
Bunu yapamaz.
No puede hacer esto.
Şimdi de benim bunu yapamaz dediğim kısıma geliyoruz.
Entonces, ahora es cuando yo digo que no puede.
Bunu yapamaz, değil mi?
No puede hacer eso, ¿ verdad?
Bana aşık olmuşsun gibi davran yapamaz mısın?
Finge que estás enamorada de mí. ¿ Puedes?
Muhbirin tanıklık yapamaz mı?
¿ Su confidente no puede testificar?
Bana ne olursa olsun ama Jan olmazsa heba olur. Ve Jan de onsuz yapamaz.
Oh, debemos probar que fuera en su marido.
- Başka bir şey yapamaz mıyız?
- ¿ No tiene un número?
- Yapamaz mısın?
- ¿ Tú no?
Burayı temizlemek için bir şey yapamaz mısın?
¿ Tienes algo que pueda limpiar todo esto?
Lâkin senin yaptığının yarısını bile yapamaz.
Pero ella no puede hacer ni la mitad de lo que tu si puedes.
Piç bir köle kızdan doğan çocuk bile böyle bir delilik yapamaz.
Incluso el hijo de una esclava bastarda no está tan desquiciado.
Bunu başka bir zaman yapamaz mıyız?
¿ Podemos hacer una cosa a la vez?
7 Eylül'de kiminle buluştun? - Eli, bunu yapamaz...
¿ Con quién te encontraste el 7 de Septiembre?
Bildiğime göre hukuki açıdan, bir kadın kocasının vekilliği olmadan anlaşma yapamaz. - Anlaşma mı diyorsunuz?
- ¿ Un contrato?
Yapamaz.
No puede hacer eso.
Sahte hepsi, şu an yapamaz.
Es todo falso.
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamaz mısın 41
yapamaz mıyım 22
yapamam 3103
yapamıyorum 389
yapamadım 122
yapamayız 200
yapamazsınız 119
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamaz mısın 41
yapamaz mıyım 22
yapamam 3103
yapamıyorum 389
yapamadım 122
yapamayız 200