Yapamazsın tradutor Espanhol
12,520 parallel translation
Bir CPU olmadan bir şey yapamazsın zaten.
No hay mucho que puedas hacer sin una CPU.
Toplu katliam yapamazsın...
No puedes hacer un genocidio.
Brandon bunu yapamazsın.
Brandon, no puedes hacer esto.
Yapamazsın.
No puedes.
Yapamazsın!
¡ No puedes!
Grant ya! Böyle şeyler yapamazsın!
Grant, ¡ no puedes hacer eso!
Her ne yapıyorsanız onu burada yapamazsınız.
No puede hacer lo que sea que esté haciendo.
Yapamazsın, Regina.
No puedes, Regina.
Bunu yapamazsın.
No puedes hacer eso.
- Komik suratlar yapamazsın.
- No puedes hacer caras tontas.
Arika, Tek başına yapamazsın.
Arika, no puedo hacer esto sola.
bak, sen... bunu yapamazsın, lütfen.
Verás, no puedes hacerlo, por favor.
Yapamazsın, değil mi?
No puedes, ¿ o sí?
- Yapamazsın.
- No puedes.
Üçgen fiziği. Bir şey yapamazsın!
Física triangular. ¡ Tú pierdes!
Bunu yapamazsın Doktor. Yapamayacağını biliyorsun.
Doctor, no puedes hacer esto.
Hayır, yapamazsın!
¡ No te atrevas!
Yapamazsınız! - Kıpırdamadan dur!
- ¡ Quédese quieto!
Hayır, yapamazsın!
¡ No, no puedes!
Ben de seninle geleceğim, tek başına yapamazsın bunu.
Iré contigo. No puedes hacerlo solo.
Önemsemeden işini yapamazsın.
No puedes hacer tu trabajo y que no te importe.
- Yapamazsın.
No lo harías.
Bu meselenin senin hayrına olan tek yolu önce senin onu öldürmen. - Ve artık o içerideyken de bunu yapamazsın.
De la única manera en que esto saldrá a tu favor es que lo mates a él primero y ya no podrás hacerlo con él estando adentro.
Yapamazsın.
No puede.
- Bunu yapamazsın.
- No lo hagas.
Tek başına bir şey yapamazsın biliyorsun.
No puede hacer esto solo. Lo sabe.
Yapamazsın.
¡ Espere! No puede.
Yapamazsın, değil mi?
No puedes, ¿ o si?
Bunu yapamazsın.
No puedes hacerlo.
- Bunu kimseye yapamazsın!
¡ Eso no se le hace a nadie!
Fitz, bunu yapamazsın.
Fitz, no puedes hacerlo.
Bunu yapamazsın!
¡ No puedes hacerlo!
Öylece ithamda bulunup, suçlama yapamazsın!
¡ No puedes andar por ahí acusando!
Ne demek yapamazsın?
¿ Qué quieres decir con que no puedes?
- Arthur, yapamazsın... - Sessiz ol.
- Arthur, no puedes...
- Emma, bekle. - Lütfen. Dinle, bunu yapamazsın.
no puedes.
Hayır yapamazsınız.
No, no puede.
Bunu efendine yapamazsın.
No puedes hacerle eso al gobernante.
- Bunu yapamazsın.
- No lo harás.
Onun bana yaptığından daha kötüsünü bana yapamazsın.
No hay nada que podrías haber hecho con ella que fuera peor que lo que ella me hizo a mí.
İşe gitmemezlik yapamazsın.
No puedes faltar al trabajo.
Neyi artık yapamazsın?
- ¿ Con qué?
- Tek silahla yapamazsın.
Tienes que tener otra pieza.
- Yapamazsın! - Sence tarihe, bu özel ilişkiyi bozan adam olarak geçmek mi istiyorum?
¿ Crees que quiero pasar a la historia como el hombre que se cargó la relación especial entre el MI6 y el FBI?
Bunu yapamazsın Peter.
No puedes hacer eso, Peter.
- Yapamazsın.
No puedes hacer eso.
Bunu yapamazsın.
Sabes que no puedes hacer eso.
- Fitz, bunu yapamazsın.
Fitz, no puedes hacerlo.
Bunu yapamazsın.
No puedes hacer esto.
- Bana bunu yapamazsın.
No puedes hacerme esto a mí.
Kıçının sonsuza kadar yandığından emin olacağım. Bunu yapamazsın.
No puede hacer eso.
yapamazsınız 119
yapamam 3103
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamadım 122
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17
yapamam 3103
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamadım 122
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17