Zengin tradutor Espanhol
16,949 parallel translation
Zengin gösterir?
- Bueno, este es mi año.
Para akladık, herkesi zengin ettik.
Y lavamos dinero, volvimos rico a todo el mundo.
22 yaşındaydım ve saati 75 dolara Miami Beach'te zengin adamlara masaj yapıyordum.
Tenía 22 años y daba masajes a ricachones de Miami Beach por $ 75 la hora.
Bana getirirseniz sizi zengin ederim.
Y si me lo traen, yo los haré ricos.
Ve asla ailen kadar zengin olamayabiliriz.
Y nunca podría ser tan rico como tu gente.
Param yok. Neden yattığın zengin adamlardan biriyle evlenmedin ki?
No tengo dinero. ¿ Por qué no te casaste con alguna de tus parejas ricas?
Şurada oturan kadın, dünyanın en zengin kadını.
Esa es la mujer más rica del mundo.
Şekerim, dedim ki, şu kadın dünyanın en zengin kadını!
Querida, ¡ esa es...! ¡ la mujer más rica del mundo!
Dünyanın en zengin kadını olabilirim ama bazen en yalnız kadınıyım.
Tal vez sea... la mujer más rica del mundo, pero a veces también la más solitaria.
İki zengin kız beni davet etti.
Dos chicas ricas me invitaron.
Yani, yarın, küçük zengin kız. Buraya gelmek için çektiğin zahmetler için ne olursa olsun,
Así que, mañana, pequeña niña rica, no importa qué palancas hayas movido para entrar aquí,
Acaba o, zengin, züppe ve sıkıcı çemberinden sıyrılabilir miydin? Mezun olmadan bile, hiç eğlenebilir miydin? Şayet, ben olmasaydım?
¿ Habrías dejado tu aburrido circulo rico nerd y tenido algo de diversión antes de graduarte si no hubiese sido por mí?
Zengin bir adam kasabamızı ele geçirdi. 6 kişiyi öldürdü.
Un hombre rico se apoderó del pueblo. Mató a unos seis hombres.
Zengin arkadaşlara ve rüşvetçi politikacılara sahip olanların aksine, toprak istersem, ne yaparım, biliyor musun?
No como ellos, con sus amigos ricos... y sus políticos en el bolsillo. Si quiero tierra, ¿ saben lo que hago?
Oradaki kumsallar pudra şekeri gibiymiş. Tüm paramızı zengin, lüks otellerde harcayabiliriz. Pahalı yiyecekler alırız hindistan cevizi suyuyla birbirimizi ovalarız.
Sabes, dicen que las playas allí son como azúcar en polvo y podríamos gastar todo nuestro dinero en elegantes hoteles de lujo, y comprar comida cara, y solo frotarnos todo el día en leche de coco.
Zengin insanlar.
La gente rica.
Buraların en zengin adamının kızıdır.
Es la hija del hombre más rico de estos lares.
Gazete sahiplerini daha da zengin etmek için mi?
¿ Para enriquecer más a los dueños de los periódicos?
Oğlanların ne kadar zengin olacaklarını biliyorlar mı?
¿ Tus hijos ya saben que serán ricos?
Zengin ve güçlüler için Nuh'un gemisi.
Un arca de Noé para los ricos... y poderosos.
Zengin turistleri tırmanışa, kampa götürüp tehlikeyi hissettiriyor.
Lleva a escalar a turistas ricos, acampar, los hace sentir el peligro.
Girişimci zengin kapitalistin biri mi?
¿ Algún rico aventurero?
Böylelikle Tirzah'ın karşısına itibarlı ve zengin olarak çıkabilirim.
Para poder volver a Tirza con estatus y riquezas.
İki ay önce... Esther'in babası onunla evlenmesi için zengin bir Romalı buldu.
Hace dos meses, el padre de Esther le encontró... un romano rico, para que ella se casará.
Zengin Yahudileri yavaş ölüme çarptırıyorlar.
Un Judío rico sentenciado a una muerte lenta.
Sizin şu bir haftada oyuna yatırdığınız para bende olsa, sadece bir haftadaki, zengin olurdum.
Si tuviera lo que ustedes afroamericanos juegan en una semana, sería rico.
Bolca nakde ve zengin yatırımcıya ihtiyacı olacak. Zaten bu kişiler onun düzenli müşterileri.
Necesita dinero en efectivo y algunos inversores con mucho dinero, pero esos son sus clientes habituales.
Gerçek bir sıfırdan zengin olma öyküsü. Yatırımcılar da bunun bir parçası olmak istiyorlar.
Es una verdadera historia de la pobreza a la riqueza... y los inversores, ellos quieren esto.
Başarılı bir iş olan zengin bir adam ve harika ailesi.
El hombre pulcro con un negocio de éxito... y una familia perfecta.
Benim adım Michelle Darnell ve Amerika'nın en zengin 47. kadınıyım.
Mi nombre es Michelle Darnell... y soy la 47 ° mujer más rica de Estados Unidos.
Eğer bu maddeleri uygularsanız zengin olursunuz.
Si sigues este programa... Te. Vas.
İşte böyle zengin olunur.
Así se hace.
Kursunuz başlamak üzre Bay Hartmann. Burası sizin gibi şımarık, zengin olduğu için çocuklarına ayrıcalık tanınmayan, kendilerine son bir şans verilen kişiler için tasarlandı.
El curso que está a punto de iniciar, Sr. Hartmann, ha sido diseñado para darle a la gente como tú, los hijos mimados, descendientes de súper ricos, una última oportunidad de hacer algo de sí mismos.
Biz kıymetli malları olan zengin çocuklarız.
Somos niños ricos... activos valiosos, somos...
Zengin puştlar.
- Ricos mamapollas.
Sen de onlardan biri olduğunda zengin puştların nasıl hissettiğini bana da söyle.
Bueno, puedes hacerme saber lo que un mamapolla rico siente, cuando seas uno.
- Zengin müsterileri altina siçirttiririm.
Yo cago clientes de alta alcurnia.
Beni çok zengin bir adam yaptin.
¡ Me acabas de hacer inmensamente rico!
Yanlis anlasilacak ama çok ama çok zengin biriyim ben.
Esto va a sonar muy raro... pero soy muy, muy rico. Gano carretadas de dinero.
Zengin piliçle nasıl geçti?
¿ Cómo te fue con Beverly?
Doğru, zengin olacak.
Bien, él va a ser todo rico.
Zengin, yaşlı hanımlar. Bunu çok şirin buldular.
Le pareció que le gustaría a las ancianas ricas.
Zengin misin?
¿ Eres rico?
Belalı bir tip değil, zengin o kadar.
No es un tipo duro, sólo es rico.
Zengin biri olsaydın karınla kırıştırdığını düşündüğün birini öldürtmek için adam tutar mıydın?
Si fueras este tipo rico... contratarías a alguien para cablear el auto... del hombre que se coge a tu esposa, ¿ verdad?
Yaşça büyük biriyle evli, adam da çok zengin.
De todos modos, está casada con este hombre mayor. Este hombre mayor es muy rico.
Kemik iliğine, en zengin yere ulaşmak için nasıl kesildiğine bak.
Mira cómo partían el hueso para llegar a la médula la mejor parte.
Zengin olacağız.
Nos vamos a enriquecer.
Bütün dünyanın en zengin ülkesi olacağız!
¡ Vamos a ser el país más rico del mundo!
SIR JAMES MARTIN Frederica Vernon ve Maria Manwaring'in zengin genç talibi Biraz'zırıldak'
SIR JAMES MARTIN Pretendiente joven y rico de Frederica Vernon María Manwaring Un poco "Conversador"
- Müthiş zengin bir o kadar mütevazi
Muy rico, bastante simple.