Çıkmaz sokak tradutor Espanhol
497 parallel translation
Burası çıkmaz sokak.
Es un callejón sin salida.
Bir çıkmaz sokak.
La calle no tiene salida.
Çıkmaz sokak ve adam evi izliyorsa...
Es una calle sin salida, y si él vigila la casa...
Artık bütün yollar çıkmaz sokak.
Me parece que no estáis consiguiendo nada. No.
Hayır, çıkmaz sokak olmayan bir yol var.
Todavía tenemos un comodín.
Bu bir çıkmaz sokak.
¿ No ve que esta calle se corta aquí?
Çıkmaz sokak.
Aquí se acaba.
- Çıkmaz sokak.
- Era un callejón sin salida.
- Çıkmaz sokak olabilirdi.
- Podría haberlo sido.
Burası çıkmaz sokak ve hiçbir şey yok.
¿ Aquí? Un callejón sin salida no es refugio. ¡ No es bueno!
Bunun nesi iyi? - Kesinlikle, çıkmaz sokak.
Lo bueno es que es un callejón.
Orası çıkmaz sokak.
¡ Es un callejón sin salida!
- Crockett! - Ne var? - Bu çıkmaz sokak!
- Crockett, es un callejón sin salida.
Bekle, burası çıkmaz sokak.
{ \ cHFFFFFF } Para. { \ cHFFFFFF } Es un callejón sin salida.
- Çıkmaz sokak.
- No tiene salida.
Unutma, çıkmaz sokak büyük kuzey duvarının orada.
Recuerda, la zanja dentro de la pared norte.
Bir başka çıkmaz sokak.
Otro callejón sin salida.
Çıkmaz sokak galiba.
Parece una calle cortada.
Oh... çıkmaz sokak.
Oh... es un callejón sin salida. ¿ Crees que cogimos el desvío equivocado?
Nereden bakarsan bak burası çıkmaz sokak.
No tiene ninguna salida.
Şimdi yakaladık! Buradakiler hep çıkmaz sokak!
Lo atrapamos Todas estas calles terminan aquí
Burası çıkmaz sokak.
¡ No hay salida!
Çıkmaz sokak, Oscar.
Estas acorralado, Oscar.
Morg çıkmaz sokak olmuş.
La morgue fue un callejón sin salida.
Orada işte orada duruyor, sanki bir çıkmaz sokak gibi.
Está allí esperando, como un punto muerto.
Evet, ama çıkmaz sokak.
Sí, pero no tiene salida.
Bu yolun sonu çıkmaz sokak, bilmiyor musun?
¿ No te das cuenta de que es un trabajo sin futuro?
Tam yaklaştığımda, hep çıkmaz sokak.
Siempre que me acerco, muere alguien.
- Çıkmaz sokak.
- No.
Çıkmaz sokak
Callejón sin salida.
Bu bir çıkmaz sokak, gördün mü?
No hay salida, ¿ ves?
# Burası çıkmaz sokak
Es un camino sin final.
Kahretsin, çıkmaz sokak.
¡ Maldición, no tiene salida!
- Çıkmaz sokak.
- No hay salida.
- Jimmy, çıkmaz sokak. - Anne, frene bas.
¡ Detente!
Lanet olsun! Çıkmaz sokak!
Callejón sin salida.
Çıkmaz sokak, Mr. Wall.
Un callejon sin salida, Sr. Wall.
Çıkmaz sokak!
¡ Llegamos al final!
- Ama heykelin kafası da çıkmaz sokak.
Sí, en la estatua no hay salida.
Burası çıkmaz sokak!
Ésta es una calle sin salida.
- Umarım bu bir başka çıkmaz sokak değildir.
Esperemos que no sea otra vía muerta.
Çıkmaz sokak.
Fue inútil.
Çıkmaz sokak.
No hay salida.
İşte çıkmaz sokak.
- Una pantalla.
Bir yamaca bakan çıkmaz bir sokak, ve tuhaf görünüşlü Fransızlar... - Tipik bereli Fransızlardan değil -... bir kamyonu boşaltıyorlar. Savaş zamanı elbette.
Y unos franceses extraños, sin boinas, descargan un camión.
Çıkmaz sokak, bok çuvalı.
Fin de tu recorrido bolsa de basura.
Çıkmaz sokak serseri.
No hay salida, estúpido.
Mike, bu çıkmaz bir sokak haddimizi aşıyoruz!
Es un callejon sin salida. ¡ Estamos fuera de juego!
Çıkmaz sokak, büyükelçi.
Es un empate, Embajador.
Tam bir çıkmaz sokak.
Estarás contento.
Çıkmaz sokak!
Parece un callejon sin salida.
sokak 96
sokakta 53
sokaklarda 17
çıkmak 16
çıkmadı 21
çıkmak istiyorum 39
çıkmalıyım 20
çıkmayacağım 22
çıkmak mı 17
çıkmama izin ver 18
sokakta 53
sokaklarda 17
çıkmak 16
çıkmadı 21
çıkmak istiyorum 39
çıkmalıyım 20
çıkmayacağım 22
çıkmak mı 17
çıkmama izin ver 18