Üçüncü tradutor Espanhol
10,013 parallel translation
Bugün üçüncü arayışı.
Es la tercera vez que me llama hoy.
Porter, üçüncü vardiyada değilsin, değil mi?
Porter, no estás de turno, ¿ no?
Bu ayki üçüncü sefer bu.
Es la tercera vez este mes.
Birinci ve üçüncü tabur sola, ve diğeri sağa!
La primera y tercera fila de la izquierda, y El otro a la derecha!
Evet ve bunu yaparken üçüncü müfrezenin bu gece zaten kamptan ayrıldığından habersiz olacak.
Sí y, mientras hace eso, no será consciente de que esta noche un tercer grupo ya habrá dejado el campamento.
Tam emin değilim çünkü... büyüyü üçüncü kez denediğimde kanlar içinde kalmıştı.
No estoy muy seguro porque la tercera vez que intenté el hechizo más o menos explotó de sangre.
Ve üçüncü köylü de içki istemiş.
Y el tercer siervo pide un grog caliente.
Kendinden üçüncü şahış olarak bahsediyor!
¡ Oh! Alerta de tercera persona.
Hanımefendinin kötü davranışlarını göz önüne alırsak onu üçüncü sıraya, gey elemanı dördüncü sıraya.
La Jefa iría en el tercero a juzgar por su mala actitud, en cuarto Corte Apuñalador.
Bu... Bu sizin üçüncü döneminiz hayatınızda.
¡ Este... este es su gran tercer acto!
Büyükbabanla bunu konuştuk ve hayatımızın üçüncü dönemi siz olun istedik.
El abuelo y yo hemos hablado sobre esto y... Hemos decidido que queremos que esto sea nuestro tercer acto.
- Ta ki birimiz - Aynı şeyleri üçüncü defa söylüyor.
- Nimiedades por tercera vez.
- Peki ya üçüncü günde dirilmezse?
¿ Y si fracasa de resucitar en el tercero?
Bugün üçüncü gün.
Es el tercer día.
Ard arda üçüncü.
Tres de un tiro.
Valla, güvertede bir üçüncü kişinin de olması gerekiyordu.
Se supone que había una tercera persona a bordo.
- Soldan üçüncü hücre.
- Tercera celda a la izquierda.
Sonuçta üçüncü en iyi delik o.
Quiero decir, es el tercer mejor agujero.
Bu bilgi, asla hiçbir üçüncü şahıs kuruluşla paylaşılmayacaktır.
Esta información nunca será compartida... a organizaciones terceras.
İkidir arkana yaslanmanı söylüyorum ve üçüncü defa olmayacak.
Es la segunda vez que le digo que retroceda.
Üstten üçüncü raf.
Está en el tercer estante desde arriba.
Bu da beni üçüncü karavana yapıyor.
Eso me hace el tercer strike.
Bunu yapan üçüncü baron oldu.
Es el tercer Barón que lo hace.
Oldukça sert bir sound'a sahip olan ve bağımsız prodüktör Steve Albini imzasını taşıyan Nirvana'nın üçüncü albümü, In Utero, pazartesi günü Billboard pop listesine 1 numaradan giriş yapacak.
El nuevo álbum de Nirvana In Utero, con un sonido más duro, cortesía de Steve Albini - llegó al primer puesto de los rankings el lunes.
Bugün buraya gelen üçüncü servissiniz.
Eres el tercer proveedor que viene hoy.
Son telsiz görüşmesinde, üçüncü kata kadar temizlediklerini duymuştum.
En la última transmisión oí que estaban barriendo la tercera planta.
Salem'de üçüncü bir sebepsiz cinayet işlenmiş.
Hay un tercer asesinato sin motivo en Salem.
Artık üçüncü sınıf geçiş iznim var.
Ahora tengo un pase clase 3.
- Bugün üçüncü defa kendi çöpümü çıkartmak zorunda kaldım.
- Esta es la tercera vez hoy que tengo que sacar mi propia basura.
Siz Taş Devri'nde takılırken, ben de üçüncü boyuta "dekan" layayım. - Genişliğe mi?
Divertíos en la Edad de Piedra mientras yo entro en la tercera dean-mensión
Ben dairede üçüncü kişiyim.
Me mudé la tercera.
Bu arada, Jeff Winger üçüncü defa iyi denemeydi.
Por cierto, Jeff Winger, buen intento tres veces.
Diedrich Bader'ın sesinden çankulesine hademe kanadını üçüncü kez kontrol ettim.
Voz de Diedrich Bader a campanario. He comprobado el ala de los guardianes por tercera vez.
New York Rezident'i Genady Isakov'a göre SVR, Mikhail'in üçüncü bir kişiye çalınan dosyaları gönderdiğine inanıyor. - Kime?
De acuerdo con el Residente de Nueva York, Genady Isakov, el SVR cree que Mikhail pasó los archivos robados a un tercero.
Outward Bound'da beraberdik, üçüncü turda yaptığım gardolaba yardım etmişti, ve başgarson Scrubby'nin dublörüydü.
Estuvimos juntos en Outward Bound, la gira número tres, ayudé con el vestuario, era el suplente de Scrubby, el mayordomo.
Gönderdikleri üçüncü adamsın.
Eres el tercer tío que han enviado.
- Sen gönderdikleri üçüncü elemansın.
Eres el tercer tipo que envían.
Yedek anahtar masamın üçüncü çekmecesinde.
La copia de las llaves está en el tercer cajón de mi escritorio.
Hemşire Grand onkoloji üçüncü bölüme lütfen.
Enfermera Grand vaya a oncología tres, por favor.
Hemşire Grand onkoloji üçüncü bölüme.
Enfermera Grand vaya a oncología tres.
Okulun üçüncü yılını yurtdışında -
Puedes hacer un año en el extranjero...
Kitabım hakkında yanlış bilgi aktardı, üçüncü baskıda olduğu gibi.
Habló mal de mi libro tres veces en la prensa.
- Niye üçüncü bir kişiymişim gibi konuş -
¿ Por qué hablas de mí en tercera persona - como si no...
Öğrenciler molozu kaldırırken... kazara üçüncü bir ceset bulmuşlar, ki buraya ait görünmüyor.
Uno de los estudiantes movió los escom - bros con una pequeña retroescavadora y accidentalmente desenterró un tercer cuerpo que no pertenece aquí.
Ama aslında üçüncü biri buna dahil olmuş.
Pero, en realidad, había una tercera persona implicada.
Doğuş, göç, eski ahit'in üçüncü kitabı, sayılar, tevrat, Yeşu hakimler, merhamet, 1 ve 2 Samuel, 1 ve 2 krallar, 1 ve 2 kron hayır, yeni bir ahit olurdu.
Génesis, éxodo, levítico, números, deuteronomio, Josué, Jueces, Rut, 1 y 2 Samuel, 1 y 2 Reyes, 1 y 2 Crón... no, no, eh... lo haría estar en el nuevo testamento
Annem öğrendiğinde ben Jimmy kesiminin üçüncü safhasına geçmiştim. ... bütün iğrenç fiili olaylarla soru yağmuruna tutarak benim ev safhasına geçmemi sağladı.
Mira, cuando mi madre descubrió que llegué hasta la tercera base con Jimmy Slaughter, me bombardió con todos los detalles asquerosos del cuerpo, para prevenir que llegara a la última base.
Kira ofisi, üçüncü sırayı alın lütfen.
-.
Kira ofisi, üçüncü sıra.
La oficina de alquiler, coge la línea 3, por favor oficina Leasing, la línea 3.
- Bugün üçüncü gün, değil mi?
Es el tercer día, ¿ no?
- Açığa çıkan sırlar teması olarak, e-posta hacki üçlemedeki üçüncü bölüm.
¿ Esta? Siguiendo los secretos revelados, el hackeo de correos... es la tercera parte de una trilogía iniciada cuando Annie pierde un boli... en lo que llamamos la Edad de Oro. Sí.