Ama belki tradutor Francês
13,744 parallel translation
Ama belki yardımcı olabilirim.
Mais... Peut-être puis-je aider.
- Belki onu bulabilirim ama belki.
Je peux peut-être le trouver. - Peut-être.
Ama belki de mantığın kıyılarından biraz uzaklaşmış olabilirim.
Mais peut-être que j'ai dévié un peu trop loin de la raison.
Ama belki arkadaşın Harry yardım edebilir diye düşündüm.
Mais j'ai pensé que ton ami Harry pourrait peut-être m'aider.
Yine de odadan çıkamazsın. Ama belki bacaklarını açmak ya da kitap okumak için biraz alana ihtiyacın olabilir dedim.
Tu es encore entrain d'écrire dans la chambre, mais je pensais que tu pourrais utiliser un peu d'espace pour étendre tes jambes et faire un peu de lecture.
- Hadi ama belki de...
- Viens, Q. - Allez.
Ronald'ı kaybetmiş olabiliriz belki ama onu asla unutmayacağız.
Ronald n'est peut-être plus là, mais il ne sera jamais oublié.
Belki bir zamanlar iyi bir adamdı ama sonra değişti.
C'était peut-être un grand homme, mais il a changé.
Cadı naibesi Mikaelson'lara iyilik yaparken görülemez ama birbirimize yardımcı olabiliriz belki.
La régente des sorcières ne peut pas être vue accordant des faveurs aux Mikaelsons, mais nous pouvons peut-être nous entraider.
Belki, ama lanetiniz benimkiyle karşılaştırıldığında önemsiz.
Peut-être, mais ta malédiction n'est rien comparée à la mienne.
Belki de taraflı yaklaşıyorum ama eğer bu hikaye olmamış olsaydı hala bu ailenin uşağı olmazdım.
Peut-être que je me trompe, mais si cet histoire n'avait jamais arrivée, alors je ne serais plus le majordome de cette famille.
Söylemek için kötü bir zaman belki de ama yörüngedeki bütün astronotlarınız kesin ölmüştür.
Heu, c'est probablement un mauvais moment pour le mentionner, mais tout astronautes que vous aviez en orbite sont définitivement morts.
Belki mayın olabilirim ama serseri mi?
Je suis libre... mais un électron libre?
Belki, ama tamam, bak.
Peut être mais regarde.
Belki inanmayacaksın ama... Seni seviyorum hem de çok, çok.
Et bien que tu ne le crois probablement pas... je t'aime... très, très fort.
Belki, ama o yenebilir.
Peut être pas, mais elle peut.
Ah! Klaus seni belki iyileştirir... ama ağabeyini iyileştireceğinden şüpheliyim.
Peut-être que Klaus va te guérir, mais je doute qu'il guérisse ton frère.
Ama gerçekten de değiştiysen belki de bunu kanıtlamanın vakti gelmiştir.
Mais si vous avez vraiment changé, c'est le temps de le prouver.
Belki o sana yardım edebilir, ama bundan da emin değilim.
Il pourrait être capable de t'aider, bien que je n'en sois pas sûr.
Belki, ama Doku ve Tamir'in bana tuzak kurduklarını bildiğimi öğrenmeleri gerek.
Peut-être. Mais Doku et Tamir doivent savoir que je sais qu'ils m'ont piégé.
Belki yarın ya da sonraki gün değil ama 6 ay sonra veya 1 yıl sonra.
Peut être pas demain ou après-demain, mais dans 6 mois, ou un an.
Deneyebilirim ama kod belki Dr. Aziz'in tasarısıyla uyumsuz olabilir.
Je peux essayer. Mais le code peut ne pas ĂŞtre compris par le montage du Dr Aziz.
Belki çok büyük bir ipucu değil ama burada hiçbir şey yapmadan oturamam.
Ce n'est pas exactement une idée dynamique, et je ne peux pas rester assise ici Ă ne rien faire.
Belki olabilirsin, ama bir sonraki görev çok kolay olmayacak.
Peut-être, mais ta prochaine mission ne sera pas si facile.
Belki bu Central City veya sensindir ya da hayatıma ne olacağını düşündüğümdendir ama tüm bunları bırakmazsam asla kendim olamayacağım.
Peut-être qu'il est Central City ou vous ou ce que je pensais que ma vie allait être, mais je ne vais jamais à devenir qui je suis vraiment, sauf si je laisse aller.
Evet belki sen yapabilirsin ama bunun için büyü yapman gerek.
Peut-être bien. Mais il faudrait que tu lances un sort.
Ama sana ne diyeceğim, belki önce konuşmalıyız.
Mais si on discutait d'abord?
Belki, ama Rachel ve diğerlerine bunu borçluyum, ve bu kadar zaman uğraşarak elde ettiğim, kariyerimi kaybetmeyeceğim.
hum peu-être, mais je le dois à Rachel et aux autres, et je ne vais certainement pas laisser quelqu'un me faire fuir la vie pour laquelle j'ai mis tant d'énergie à créer.
Belki anlamsız olabilir ama ben birini öylece bırakıp gidecek türden biri değilim.
Peut-être que ça ne sert à rien, mais je ne suis pas le gars qui laisse quelqu'un derrière.
Bizim pahalıya Oscar şey vardı ayrıldı Öldüğünde benim, ama o, ona üzerinde değildi Yüzden onun otomobil oldu belki düşündüm.
Notre Oscar cher disparu avait quelque chose de la mine, mais il n'a pas sur lui quand il est mort, donc je pensais que peut-être il était dans son automobile.
Biri burada, belki diğeri şurada, ama bütün bu insanlar nerden çıktı Julian?
Un ici, peut-être un autre là, mais d'où viennent tous ces gens, Julian?
Hepsini değil belki ama vokalleri.
Pas l'arrangement, mais peut-être les chants.
Ama seni sevmemesinden endişeleniyorsun. Belki de gerçeği gördüğünden.
mais vous êtes inquiet, il ne vous aime pas, que peut-être il ne voit la vérité...
Jack senin ailen oldu ve belki sana ihtiyaçları vardır ama eşinin de sana ihtiyacı var.
Jack est devenu votre famille, et peut-être qu'ils ont besoin de vous, mais votre mari a besoin de vous, trop.
Belki, ama onlara yardım etmek için kendini ortaya atıyorsun ve bunu her yaptığında, kaderi kışkırtıyorsun.
Eh bien, peut-être, mais vous sortez de vous façon de les aider, et chaque fois que vous faites, vous êtes tentant sort.
Paranın satın alamayacağı şeyler var, ama çok azdır, belki de, senin inanmak istediğinden daha az
Certaines choses ne s'achètent pas, mais moins que vous ne le penseriez.
Belki siz alabilirsiniz ama ben alamam.
Vous êtes peut-être prêt à prendre ce risque. Mais pas moi.
- Belki oklarını bitiremeyiz ama bunun bizi güvende tutabileceği bir yer var.
Nous ne pourrons distancer ses flèches Mais il y a un endroit où l'on sera en sécurité.
Belki ama kılıç geldiği yere geri dönecek.
Peut-être, mais l'épée reviendra là où elle était.
- Dönecek. - Belki aynı şekilde olmaz ama.
Peut-être pas identique.
Aslında dürüst olmak gerekirse ama, yani belki biraz kontrolcüydüm ama artık değilim.
Je veux dire, je suis juste honnête, mais... je pense que, j'ai peut-être été un peu dans le contrôle, mais je ne le suis pas.
Belki de, ama sadece içimize öyle doğuyor diye soruşturma başlatamam.
Peut-être, mais je ne peux pas porter des accusations basées simplement sur une intuition.
- Belki edemem ama adamlarının yarısını öldürebilirim.
Peut-être pas, - Mais je pourrais tuer la moitié de vos hommes essayant.
Belki de, ama gitmedin.
Peut-être, mais tu ne l'as pas fait.
Patronum, öğretmenim olabilirsin ve belki de fazla ileri gidiyorum ama sen ve ben, biz aynı geminin yolcularıyız.
Vous pouvez être mon patron et mon professeur, et je dois être en train d'outre-passer mes droits mais vous et moi, nous sommes dans le même club.
Ama şu an bildiklerimden anladığım kadarıyla "her şey yalan" demen belki de bana söylediğin tek doğru şeydi.
Mais avec ce que je sais maintenant... "tout faux" était peut-être la seule chose vraie que tu m'aies jamais dites.
Ama iş olabilir belki?
Un boulot peut-être?
Şangay tünelleri olabilir belki ama kapatılmış.
Les tunnels de Shanghai peut-être, mais.. Ça a été condamné.
- Belki değmez ama sen değersin.
Mais toi si.
- Belki. Ama bu yeni Karanlık Olan yüzünden ne kadar müttefik bulabilirsek o kadar iyi.
Mais ce nouveau Ténébreux, on a besoin d'autant d'alliés qu'on le peut.
Belki durdurmam imkansız olabilir ama laneti neden yaptığını unutturabilirim.
Oui. Je ne suis pas capable de l'arrêter... mais je peux te faire oublier pourquoi tu l'as lancée.
ama belki de 21
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32
belki o 36
belki de hayır 17
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32
belki o 36